ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÇARPIK VAZİYETLER
Okunma Sayısı: 3293
Yazar: Serdem Coşkun
AHLÂK EROZYONU

Korkuyorum!

Yaşıtlarının ve dış dünyanın çocuklarımız üzerindeki etkisini hafife almamamız gerektiğini, sanırım herkes biliyordur.

Ebeveynlerin öz kültürlerine sahip çıkarak evlat yetiştirmeleri, yüksek performans gerektiriyor.

''Toplumu oluşturan bireyler, kendi ailelerinin aynasıdır'' sözünden yola çıkarak   ''günümüz  toplumu'' acınacak haldedir diyebiliriz . Kalem benim, köşe benim (Hamdolsun) , his benim, isyan benim… Kiminiz takdir edecek, kiminiz çok kızacak. Ben yine de korkak tavuk olmayacağım ve bir yanardağ lavı gibi yavaş yavaş sızan bu ateşin; farenin gıdım gıdım kemirmesi şeklinde bizleri  nasıl yok ettiğini ve güzel olan her şeyi sinsice nasıl yakıp kül ettiğini anlatmaya çalışacağım.

Evde süt bitmişti… Raftan alıp, marketin kasa kuyruğuna girdim. 5 - 6 yaşlarında küçük bir çocuğun, annesine seslenişiyle irkildim: ''Bana bak! Gel buraya dedim! Hemen! ''  Eline aldığı şekerlemeleri, koridora saça saça gezinen ufaklığın, meyve sularının olduğu bölüme geldiğinde bir tekmeyle hepsini yere indirdiğine tanık oldum! Annesi, ''bakar mısınız?'' diye markette çalışan gence seslenip, ''burayı temizleyin'' deyince; anladım ki armut dibine düşmüş!

Kadın, ne özür diledi, ne de oğluna davranışının uygun olmadığının açıklamasını yaptı. Ben olsam, çoktan yerdeki meyve sularını tekrar dizmeye başlamış, bin bir özrü ardı ardına sıralamış, oğlanı da kolundan tuttuğum gibi şöyle bir silkelemiştim!

''Edep Hak'tan, terbiye aileden'' derler bizim oralarda… Çocuk, elle yoğrulan hamur gibidir. Şeklini; bir yaşa kadar aileler verir, tabii ki Allah'ın izniyle. Ki o şekil; o çocuğun ileride temel taşı olacaktır. Sonrasında, hayat şartları, sosyal ortamı, iç dünyası hepsi bir araya toplanır ve rötuşlar ölene kadar devam eder…

Mevzuumuz derin, durumumuz çok trajik, halimiz berbat. O minicik kulaklar, her şeyi sansürsüz işitmeye başladı ve o parlak gözler kirli ekranları takip ediyor. İlkokul öncesi dönemini, 'çocuk'' gibi yaşayamayan çocuklarımızdan söz ediyorum. Saygı, tarihe karışırken, bizden bir kuşak sonrasının hali içler acısı olmaz inşallah!

Elinde benzin bidonuyla babasını ve kendisini yakmak isteyen Mete, günlerce konuşuldu memleketimde ve birçok gencin isyanına çanak tuttu.  Asilik; delikanlılık diye adlandırılmaya başlandı ve şanlı tarihimiz; reyting canavarının elinde şekilden şekle sokuldu. Halkımızın dengesini bozacak ne varsa ekranlara taşınırken, etkisi toplumsal olaylarda vücut bulmaya başladı.

Ailesinin kendisini anlamadığını savunan gençlerin, kötü alışkanlıklara meyilli olması, dizilere taşınınca, özendiricilik de bu fotoğrafın içinde yerini aldı. Abudik gubidik programlar sayesinde, okul çağına erişmemiş çocuklar bile, aşk meşk nedir biliyor artık .

Silkelenip, kendimize gelmemiz gerekirken, malesef kontrolü iyiden iyiye kaybeder olduk. Şeklimiz, şemalimiz, cümlelerimiz, tepkilerimiz hepsi alıntı, hepsi çalıntı oldu! Okumaktan yoksunuz ama maşallah ekrandaki hiç bir diziyi kaçırmıyoruz.

Yardıma ihtiyacımız var…

Kendimden örneklemem gerekirse; ağzımdan çıkan  kelimeleri, oğlumdan duyar oldum… ''Pardon, garson bey bakar mısınız?''dan tutun  ''Anne, ne kadar sopalık bir araba değil mi?'' ye kadar daha neler neler…

Vicdanımı neşter yapıp, anne yanımı masaya yatırdım. “Evladım için neler yapıyorum?” sorusuna yanıtım; ''Elimden geleni yapıyor muyum acaba?'' oldu.

Bizim evimizde hâlâ birçok programa yasak vardır ve saat sekiz buçuk olduğu zaman yatmaya gidilir. Uyumadan önce biraz sohbet edilir, dualarımız okunur ve muhakkak şükredilir. Genel ahlak kuralları geçilmez, aşılmaz ve uygulanır. ''Gerisi Allah’a kalmış '' deriz, öyle yumarız gözlerimizi geceye. Her yeni gelen gün ise doğruları ve yanlışlarıyla karşılar bizleri.

Mesela çocuğum geçenlerde, okul dönüşü bana Azra Akın'ı tanıyıp tanımadığımı sordu . Çok şaşırdım doğrusu ve ne diyeceğimi bilemedim bir an için.  ''Arkadaşım söyledi çok güzel dans ediyormuş anne, ben de seyredebilir miyim?'' deyiverdi benim mercimek suratlım.  Bunlar masum sorular …Şimdilik...

Hâlâ tedarikli olamadığım konular var ki uykularımı kaçırıyor. Neyi, nasıl anlatmalıyım ben? Toplum almış başını, dangul dungul giderken ''Sen bu yoldan git evlat, diğerlerinin gittiği yol, yol değil!” desem, ne demek istediğimi anlaması  eminim yıllarını alacak. Öncesinde kafası karışacak, sonrasında  ekranlar başka söyleyecek, arkadaşlar başka, toplum başka…

Korkuyorum… Beyaz - beyaz değil sanki artık ama kara, çok kara, çok!..

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Serdem Coşkun
27-01-11
E mail: haber7.com.
 
 
Yorumlar: 1
H HÜSEYİN UYSAL
ORTAK TEPKİ ARTMALI
Tarih : 31-01-11

BU KONULARA DUYARLILIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. BU GİDİŞATTAN KONU AÇILDIĞI ZAMAN HERKES ŞİKAYET EDİYOR. BEN ARTIK AĞRININ DAYANILMAZ HALE GELDİĞİNİ GÖRÜYORUM. ANCAK BU GİDİŞATIN BİR KİŞİ VE BİR GÜNLÜK YAZILARLA ÇÖZÜLEMEYECEĞİ KESİNDİR. O ZAMAN BU KONULARI DAHA ÇOK İŞLEMENİZİ VE SESİNİZİ YÜKSELTMENİZİ İSTİYORUM.

 
AHLÂK EROZYONU
Online Kişi: 14
Bu Gün: 484 || Bu Ay: 942 || Toplam Ziyaretçi: 2.226.721 || Toplam Tıklanma: 52.220.162