ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / GEÇERKEN UĞRAYAN YAZARLAR
Okunma Sayısı: 3541
Yazar: Fuat Türker
ALLAH'IN DİNİ Mİ, TOPLUMUN DİNİ Mİ?

Dinden uzak toplumun yaşam felsefesi ve kuralları, Kur’an ahlâkına tamamen ters olan bâtıl inanışlardan kaynaklanır. Kur’an'da kötü ahlak modeli olarak tarif edilen tavırlar, insanlar arasında doğal davranış şekilleri olarak kabul edilir ve toplumun büyük kesiminin tüm hayatına hâkimdir.

Toplumun büyük kısmı atalarından miras kalmış kuralcılığın hakim olduğu bir yaşam tarzını benimser. Bu yaşam tarzının kurallarını ise, "... Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine uymuş kimseleriz." (Zuhruf Suresi, 23) diyen inkarcı toplumlar gibi korur.

Günlük hayatta bu kuralların dışına pek çıkılmaz. Konuşma, davranışlar, eş ve arkadaş seçimi gibi tüm davranışlar, önceden belirlenmiş kurallara göre yaşanır. İnsanlardan birçoğunun öncelikleri Allah'ın hoşnutluğuna göre değil, toplumun kıstaslarına göredir.

Bu kemikleşmiş kurallar, sadece içinde yaşadığımız döneme ve topluma ait değildir. Mantığı aynı olduğu içindir ki, her zaman diliminde ve gerçek dinden sapmış tüm toplumlarda benzer şekilde yaşanır. Bu kurallar, zamanın ve yaşanan bölgenin özelliklerine göre ufak değişiklikler gösterebilir; örneğin kendini beğenen kişilerin davranışları farklılıklar gösteriyor olabilir; ancak temeli aynıdır.

Bu mantık, Kur’an'da bildirildiği gibi, "(Allah'ı) arkalarında unutuluvermiş (önemsiz) bir şey edinmiş" (Hud Suresi, 92) olmanın bir sonucudur. Bu toplumun fertleri, dünyaya Allah'a kulluk etmek için geldiklerinin, tek kurtuluşun O'nun hoşnutluğu olduğunun şuurunda değildirler. Bize can veren, dünyayı bizim yaşamımız için en uygun şekilde hazırlayan, bizi rızıklandıran, bizi yaşatan ve öldürecek olan Yüce Allah'tır. Bizim O'ndan başka Rabb’imiz, dostumuz yoktur ve yine O'na döndürüleceğiz.

... Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcı. (Hac Suresi, 78)

Toplumun ürettiği çarpık düşünce, bakış açısı, kurallar, âdet ve tavırları hak dinle karşılaştırınca aralarında ne denli büyük bir fark olduğu görülür. Bu fark, Allah'ın dini ile şeytanî sistemin bâtıl dini arasındaki farktır.

Bu sistemin hiçbir tutarlı, mantıklı dayanağı yoktur. Büyük kesim Allah’a ve dine inandığını, İslam'a uymak gerektiğini söyler, sonra da kendilerince sınırlamalar getirir. Dinin hükümlerini kendi düşük akıllarınca eleştirir; bazılarını "beğenir", ancak "aşırı"ya kaçmamak gerektiğini söyleyerek bazı hükümlerin uygulanmaması gerektiğini iddia ederler. "Biz Müslümanız" derler ancak istedikleri hayat tamamen din dışıdır. Dini konulardaki yorumları, fikir ve düşünceleri genellikle Kur’an âyetleriyle tamamen zıttır.

İnsanlardan kimi, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı kitabı olmaksızın Allah hakkında tartışır-durur. Allah'ın yolundan saptırmak amacıyla "gururla salınıp-kasılarak" (bunu yapar); dünyada onun için aşağılanma vardır, kıyamet günü de yakıcı azabı ona taddıracağız. (Hac Suresi, 8-9)

Hak dini anlayıp uygulamak tam bir şuur açıklığı ve akıl gerektirir; buna sahip olanlar ise yalnızca müminlerdir. Kafirler ve müşrikler ise şuurları kapalı, kavrayamayan kimselerdir.

... Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalplerini çevirmiştir. (Tevbe Suresi, 127)

Akıl ve vicdan, insanı din ahlâkını yaşamaya yöneltir; gerçek şan, şeref ve sonsuz mutluluk hak dindedir. Bunu yaşayabilenler ise kopması olmayan, sapasağlam bir kulpa yapışmışlardır.

Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir. (Bakara Suresi, 256)

 

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Fuat Türker
02-07-11
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ALLAH'IN DİNİ Mİ, TOPLUMUN DİNİ Mİ?
Online Kişi: 22
Bu Gün: 81 || Bu Ay: 10.328 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.587 || Toplam Tıklanma: 52.194.517