ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 3323
Yazar: Namık Açıkgöz
ÇUKURCA'NIN PSİKOLOJİK ARKA PLANI- APO HAKKINDA ZEKİCE BİR TEKLİF ve KADDAFİ'NİN SONU İLE İLGİLİ GÖRÜNTÜLER

Baştan söyleyelim: Çukurca saldırısında verilen şehit sayısı konusunda fiskosa gerek yok... Mesele şehit sayısını soğuk istatistik verisi hâline dönüştürmemektir. Şehit sayısında sıfırdan yukarı bütün rakamlar büyüktür.

¥

Uzun uzun felsefî, sosyolojik analizlere gerek yok. PKK’nın Çukurca saldırısının üç sebebi var:

1) Cumhurbaşkanının bölgeyi ziyareti,
2) KCK üst düzey yöneticisi Baz Mordem (Emrah Bayer)’in öldürülmesi,
3) Kavaklı kampının dağıtılması.

PKK, sitelerinde ve haber ajansında, açıkça söyledi: Cumhurbaşkanı’nın bölgeye ziyareti ile oluşan hava, yörede KCK’nın etkisini kırdı. KCK’nın eski havasını kazanması için böyle bir eylem düzenlendi.

Geçen hafta Kavaklı kampı yok edilirken, bazı teröristler de öldürüldü ama en önemlisi, aynı zamanda PKK’nın önemli komutanlarından(!) olan KCK’nın bölge sorumlusu Emrah Bayer’in öldürülmesi, örgüt mensuplarında büyük bir moral çöküntü yaşattı. Örgüt mensuplarının morallerinin diri tutulması için, böyle bir eylem düzenlendi.

Kavaklı kampı, sadece askerî bir kamp değil, yöresel KCK yönetiminin de merkezi idi. Bu kampın dağıtılması, PKK’lıları çıldırttı ve onları cami duvarına siymeye kadar götürdü.

Bu üç tespit bir araya geldiğinde, saldırının psikolojik arka planını anlayabiliriz. PKK’nın içinde bulunduğu bu psikoloji, sonun başlangıcıdır. Çünkü bu saldırı, siyasî ve sosyal iradenin elini güçlendirmiştir ve bundan sonra siyasî irade daha zecrî tedbirler alacaktır.

Rüzgâr eken, fırtına biçer... PKK Çukurca saldırısı ile rüzgâr ekmiştir; fırtına geliyor ve örgütü biçecek. İnşallah, 2012 sonunda, Türkiye terör belasından kurtulmuş olacak.

PKK’yı bitirmek için farklı bir teklifim var: Terörü kontrol altına aldıktan sonra, Öcalan’ı İmralı’dan çıkaralım ve ev hapsi için Orta Anadolu’da bir şehre yerleştirelim (BDP de “ev hapsi” istedi ya; ondan diyorum.) ve polis koruması falan vermeyelim. (Hani PKK polise düşman ya; ondan diyorum.) Çok kızdıkları polis ve asker korumasın ve öylece orada yaşasın. (Bakın, sevgili Mümtaz’er gibi “Paşa yapalım(!), Marmaris’te 20 dönüm çiftlik verelim(!)” falan demiyorum.) Hiç müdahale etmeyelim ve Apo’yu yöre halkıyla baş başa bırakalım. Ne dersiniz?..

KADDAFİ
Kaddafî öldürüldü... Sonunu kendisi hazırlamıştı... Geldiği gibi gitti... Tüm 20. yüzyıl diktatörlerinin sonunu, biraz geç de olsa 21. yüzyılda yaşadı. Saddam da aynı yapının bir parçasıydı... O da benzer bir âkıbeti yaşadı...

Görüntülerden anladığımız kadarıyla Kaddafi canlı olarak ele geçmiş. Sokakta bir süre yarı çıplak yürütülüyor; bir arabanın önüne dayanıp hırpalanıyor ve daha sonra sokak ortasında öldürülüyor. İşin vahşi tarafı, tüm bunlar görüntüye alınıyor ve medyada yayınlanıyor.

Her iki diktatör de, ölümü hak ettiler... Velev ki diktatör de olsalar, Doğulu veya Ortadoğulu devlet adamlarının ölüm anlarını, medyada göstermek, en az diktatörlerin vahşeti kadar vahşidir.

Türk töresinde, suçu ve mevkii ne olursa olsun, devlet adamlarının kanı akıtılmaz, kimse görmeden yay kirişi ile boğulurdu. Büyük medeniyet dedikleri bu olsa gerek: Suçlunun bile insan olduğunu unutmamak.

Vahşiye uygulanan vahşet, vahşeti meşrulaştırmaz. Maalesef Saddam’ın idamı ve Kaddafi’nin öldürülmesinin medyada gösterilmesiyle Batı, vahşi yüzünü göstermiştir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Namık Açıkgöz
22-10-11
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 1
Şener Şen
YORUM-SÜZ
Tarih : 22-10-11

Sayın Namık AÇIKGÖZ milletimizin vicdani hassasiyetinin zirveye ulaştığı şu günlerde bırakın ÖCALAN sütü bozuğunun iç anadoluda ev hapsine alınmasını hiç bir yerde ismini dahi duymak istemiyoruz. canımız, çoluk-çocuğumuz, anamız,babamız pahasına da olsa onu burada diridiriyakaya yeminler ederiz...Mümkünse böyle önerilerde bulunmayınız.

EDİTÖRÜN NOTU: Değerli okuyucumuz, Namık Bey'i uzaktan da olsa tanırız. Onun Öcalan sevgisiyle böyle söylemediği kesindir. İç Anadolu en çok şehit veren bölgemizdir. Öcalan'ın böyle bir yerde polis koruması olmadan bir evde yaşadığını bir düşünün... Neler olur dersiniz? Böyle bir şey büyük ihtimalle olmaz; ama Namık Hoca'nın teklifi çok zekice, espri dolu ve meselenin anlaşılmasına çarpıcı bir katkı. Yazıyı bir daha okuyun isterseniz. Selam ve muhabbetler. 

 
ÇUKURCA'NIN PSİKOLOJİK ARKA PLANI- APO HAKKINDA ZEKİCE BİR TEKLİF ve KADDAFİ'NİN SONU İLE İLGİLİ GÖRÜNTÜLER
Online Kişi: 21
Bu Gün: 19 || Bu Ay: 1.919 || Toplam Ziyaretçi: 2.229.467 || Toplam Tıklanma: 52.246.863