ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 3203
Yazar: C.Yakup Şimşek
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE - 84

Yağmur ATSIZ’ın Hak-nâ-şinaslığı

(Irkımın asil kanı - 13 Mart 2012 - STAR)

“Almanlar 1940’da Fransa’yı işgâl etdikleri zaman milyonlarca Fransız, ellerinde buna benzer bir ‘tâlîmatnâme’ olduğu için kadınlı erkekli silaha sarılarak mücâdeleye başlamadı.”

Yağmur ATSIZ bu satırlarında “buna benzer bir tâlîmatnâme” sözüyle Mustafa Kemal’in “Gençliğe Hitâbe”sini ve her gün mekteplerde okutulan “And”ı kastediyor. Sonra da “bu iki ‘sembolik’ ve irşâd edici metin” hakkında niçin “... o kadar mühim değil, olsa da olur olmasa da...” şeklinde düşündüğünü izah ediyor.

Yağmur Bey bu cümlede bir sebep-netice bağı kurmaya mı, yoksa başkaları tarafından kurulan bir sebep-netice bağını kafalardan savuşturmaya mı çalışmış, belli değil. Birbirine taban tabana zıt olan bu iki ihtimal de onun cümlesinde arz-ı endam ediyor çünkü. Yani okuyucu, Yağmur Bey’in cümlesinden – birbirine zıt – şu iki farklı hükmü de çıkarabilir:

A) Almanlar 1940’da Fransa’yı işgâl etdikleri zaman kadınlı erkekli milyonlarca Fransız, silaha sarılarak mücâdeleye başlamamışlar. Çünkü ellerinde buna benzer bir “tâlîmatnâme” varmış. (Yani ellerindeki talimatname Fransızların mücadeleye başlamalarına mâni olmuş.)

B) Almanlar 1940’da Fransa’yı işgâl etdikleri zaman kadınlı erkekli milyonlarca Fransız, silaha sarılarak mücâdeleye başlamışlar. Fakat bunu başlatan saik, ellerinde buna benzer bir “tâlîmatnâme” olması değilmiş.

Doğru cevap için bir önceki cümleye tekrar bakmak veya sonraki cümleleri okumak zorundasınız.
Peki, “Almanlar 1940’da Fransa’yı işgâl etdikleri zaman milyonlarca Fransız”ın elinde bizdeki “Gençliğe Hitâbe” veya “And” benzeri bir “tâlîmatnâme” var mıymış, yok muymuş? Yağmur Bey’in o yazısını satır satır hatmetseniz, hatta hıfzetseniz de bunu öğrenemezsiniz.

İllaki öğrenmek istiyorsanız başka kapıya...

***

“Türk Halkının şu sıralardaki özellikleriyle meselâ 15. Yy.’daki özellikleri arasında şübhesiz farklar vardır ve bu farklar en azından çağların farklı olması sebebinden ileri gelir.”

Muharrirân-ı meydân-ı medyanın yazılarında mebzul miktarda görülen bir hata: Aynı manadaki (müteradif / sinonim) kelimeleri birbirinden farklı zannedip art arda kullanmak…
Nitekim bu cümlede ATSIZ da “sebebinden ileri gelir sözüyle bu hataya düşmüş.
Cümle şu iki şekilden biriyle bitmeliydi:

A) “...bu farklar en azından çağların farklı olmasından ileri gelir.”
B) “...bu farklar en azından çağların farklı olması sebebiyledir.”

***

“Öyle hâkolunmuşdur beyinlerimize!”

Her gün mekteplerde okutulan “And” isimli metin, Yağmur Bey’in ifadesine göre beyinlerimize “hâkolunmuş...”
ATSIZ’ın bu “hâkolunmak” fiilindeki “hâk” kelimesi ne ola ki?

A) Hâk (Far. k ince)= toprak
B) Hakk (Ar. k kalın)= adalet, doğruluk, pay

C) Hakk (Ar. k kalın)= Allah
D) Hakk (Ar. k ince)= maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma

ATSIZ’ın imlası doğruysa A şıkkını kastetmiş olması lazım. Fakat bu şık mana bakımından cümleye oturmuyor.
ATSIZ’ın imla hatası yaptığını farz edersek B ve C şıklarını da – yine mana yönünden cümleye uymadığı için – eleriz.
Geriye D şıkkı kalıyor; mana bakımından ibareye uygun.
Peki Yağmur ATSIZ nasıl oluyor da üç harflik bir kelimeyi iki mühim imla hatasıyla tanınmaz hâle getirebiliyor?..
Hem muharrir-şair oğlu muharrir-şair olacaksın hem Türkçeyi çok düşüneceksin hem dil üstüne yazılar döşeneceksin hem de Türkçenin “hak”larını tanımayacaksın...

***

Tenkidimi ettim, sıra teşekkürde...
Yağmur Bey’in bu “hâk” hatası, bana, senelerce önce ezberlediğim, çok kıymetli ve hikmetli bir beyti hatırlattı:

Âhir yine hâk olur bu tenler;
Bilmem niye kibreder, edenler?

Yazar: C.Yakup Şimşek
22-03-12
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 1
AHMET
YAKUP BEY MEDYA İÇİN BİR DEĞERDİR (Bilene)
Tarih : 23-03-12

Yakup Hoca'nın el attığı mevzular artık neredeyse sahipsiz. Âdeta müşterisiz meta. Yakup Hoca bilmiyor mu böyle olduğunu? Elbette biliyor. Ama yine de Türkçe için, milletimiz için, taş gibi sağlam ve cam gibi şeffaf bir fikir hayatı için çırpınmayı bırakmıyor. Sağlam dil olmadan sağlam fikir olur mu? Yakup Bey'inki, kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ başında dükkan açmak. Necip Fazıl'ın "Kop Dağındaki dükkan"ı gibi... Deli cesareti... Ama birileri bu deliliğe soyunmazsa Türkçemiz hepten elden gidecek. Allah razı olsun Yakup Hocam. Devam lütfen...

 
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE - 84
Online Kişi: 24
Bu Gün: 154 || Bu Ay: 10.050 || Toplam Ziyaretçi: 2.222.830 || Toplam Tıklanma: 52.183.193