Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM | Okunma Sayısı: 3766 |
"Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır" mealindeki 30/er-Rûm, 21 ayeti, fıtrî durumu dile getirmekte, vakıayı dikkatimize sunmaktadır. Evet, normal şartlar altında eşler arasında sevgi, saygı ve merhamet duygularının bulunması eşyanın tabiatındandır.
Esasen bu ayet üzerinde de, -ayette vurgulandığı gibi- "iyi düşündüğümüzde" gördüğümüz, eşler arasında modern hayatın telkin ettiği tarzda bir "rekabet" değil, sevgi ve merhamete dayalı "farklı" bir ilişkinin mevcut olması gerektiğidir.
Ayete biraz yakından baktığımızda gördüğümüz şudur: Ayet, eşler arasındaki ilişkiye rengini veren duyguları "sevgi" ve "merhamet" olarak ifadeye koyuyor. Bu iki duygunun eşler arasında karşılıklı olacağında şüphe yok. Ancak meseleye fıtrat açısından baktığımızda "sevgi" tarafının kadında, "merhamet" tarafının ise erkekte baskın olacağını söylemek hakikatın ifadesi olacaktır. Vakıa da bunu teyit edip duruyor insanlık tarihinin başından bu yana...
Elbette bunun istisnaları vardır. Kadının merhamet, erkeğin sevgi duygusunu baskın olarak yaşadığı durumlar söz konusu olmuştur, olacaktır. Ama bunun "istisna" olduğunu unutmayalım. Dolayısıyla genel geçer duruma bunun bir tesiri olmayacaktır.
Soru şu: O halde burada Hangi modern kadın kocasının kendisine "merhamet" duymasını ister, bunu içine sindirir? Niçin "merhamet edilen" taraf kadındır? Modern kadının bu duruma tepkisinin, "Kadın erkeğe muhtaç mıdır ki, onun merhametine ihtiyaç ve gerek olsun? Niçin erkeğe ihtiyaç duyacak bağımlılıkta, acziyette ve eksiklikte olayım ki o da bana merhamet göstersin? tarzında olacağı açık. Dolayısıyla meseleyi bu ayete de götürseniz çözmüş olmuyor, bilakis yeni problemlerle yüz yüze geliyorsunuz...
Öte yandan, soruda yer alan, "Son olarak da erkeğin nuşuzunda ise nisa 128'de sulh varken 34. ayette niye dayak var?" ara sorusu meseleyi can damarından yakalaması dolayısıyla son derece önemli.
Evet, modern zamanlarda hayatın temeline yerleştirdiğimiz "eşitlik" ideolojisi burada duvara tosluyor. Erkek kadının nüşuzundan endişe ettiğinde daha önce üzerinde durduğumuz üç aşamalı tedbirlere başvuracak; ama kadın erkeğin nüşuzun9dan endişe ettiğinde sulh yoluna bakacak!!
Bunu nasıl izah edeceğiz?
İslamî nasslar açısından baktığımızda aile yuvası sevgi, saygı, merhamet gibi duygular üzerine kuruludur, ama aynı zamanda belli bir hiyerarşik durum da vardır. Ailede son sözü erkek söyleyecektir. Dolayısıyla kimi uç noktalarda erkek kendisini kadına göre ayarlamayacak, tam tersine kadın kendisini erkeğe göre ayarlayacak.
Devam edecek.
Yazar: Dr. Ebubekir Sifil |
24-03-12 |
||
E mail: milligazete.com | Tweet | ||