ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 4273
Yazar: Dr. Ebubekir Sifil
DARB VE RECM 6 - SON (Okuyucu soruları 2)

Okuyucunun recmle ilgili ikinci sorusu şöyleydi:

"İslam'da suç misliyle cezalandırılırken -cinayette kısas örneğinde olduğu gibi- zinada ise recm ile ölüm cezası verilebiliyor. Bunu da anlamış değilim bu çelişki değil mi?"

Doğrusu recmin zina suçu için "ağır" bir ceza olduğunu hangi kritere dayanarak söylediğimiz hayli önemli. Önemli, zira hukuk felsefesinin önemli alanlarından birini, belki birincisini oluşturan "suç-ceza dengesi" meselesi suça ve cezaya hangi açılardan bakıldığıyla doğrudan ilişkilidir.

Herşeyden önce bir noktanın altını çizelim: Seküler bir bakış açısıyla yapılacak "suç" ve "ceza" tarifi, elbette İslamî açıdan yapılacak tariflerle bağdaşmayacaktır. Söz gelimi İslam, keffaretlere, "suçun vebalini temizleyici" unsur olarak bakar. Bir kimse keffareti mucip bir suç işlemişse, o suçun vebali, manevi kiri ve ağırlığı ancak o suça keffaret olarak belirlenmiş cezanın icra ve infazıyla temizlenebilir.

Bu açıdan baktığımızda, "büyük günahlar" kategorisine giren zina fiilinin kişinin manevi hayatında ve ruhunda oluşturacağı leke, ancak o suçu "günah" olarak işaretleyen iradenin öngördüğü cezanın uygulanmasıyla ortadan kalkabilecektir.

Bu sebeple asr-ı saadette zina eden evli kadın hiçbir baskı ya da zorlama olmadığı halde ve işlediği fiili zina ettiği kişiyle Allah Teala'dan başka bilen olmadığı halde kendi iradesiyle Efendimiz (s.a.v)'e gelmiş ve "Ey Allah'ın Resulü! Ben zina ettim, beni temizle" demişti! "Allah'ın huzuruna bu vebalin kiri ve lekesiyle çıkmak istemiyorum, beni temizle!!..

İmdi, eğri oturup doğru konuşalım: Zina fiilinin "hayatın sıradanları", hatta kimilerine göre "vazgeçilmezleri"!! arasında yer aldığı (çünkü "özgürlükler" alanıyla doğrudan ilgilidir), yasaların suç olmaktan çıkardığı ve hemen hepimizin gözünde, algısında sık rastlananlar arasında olduğu için bir anlamda "normalleştiği" günümüz anlayışında bırakın Sünnet'le teşri kılınan recmi, Kur'an'ın getirdiği 100 sopa cezası bile "ağır" bulunacaktır! Evet, insan göre göre, duya duya bir yerden sonra zina fiilini "adiyattan" olarak algılamaya başlıyor. Böyle olunca da onun "cezalandırılması gereken" bir fiil, bir "suç" olması bile kimilerine anormal gelebiliyor.

Böyle bir ortamda elbette evli bir kimsenin işlediği zina fiili ile recm cezası arasında bir "dengesizlik" bulunduğu!! söylenecektir. Oysa evli bir kimsenin zinasının Allah indinde neye tekabül ettiği, ne kadar ağır bir suç teşkil ettiği konusunda elimizde bir ölçü aleti yok! Bunun büyük bir günah olduğunu biliyoruz, o kadar! Bir de belki işin "hikmeti" kabilinden, evlilerin zinasının bireye, aileye ve topluma nelere mal olduğu konusunda bir şeyler söyleyebiliriz...

Okuyucunun recmle ilgili üçüncü sorusunun cevabıyla bu seriyi tamamlamış olalım:

"Son olarak Kur'an'da zina eden erkek ve kadınla evlenmek yasak. Ayrıca zina eden erkek ve kadının yine zina eden biriyle evleneceğine dair hükümler var. Buradan zina edene yaşama hakkı tanındığını görüyoruz. Aksi durumda evlenmek yasak ya da zinakar, zina edenle evlenir durumu çelişirdi. Malum, ölüyle evlenilemeyeceğine göre bu ayetler başka türlü anlaşılmazken recmi hala nasıl savunuyorsunuz?"

Soru sahibi okuyucumun bu noktada bir kafa karışıklığı yaşadığını söylemem lazım. Kısaca söylemek gerekirse;

1. Sahabe kuşağından itibaren bir kısım alimler "Zina eden erkek, ancak zina eden veya şirk koşan bir kadınla evlenir..."  ayetinin "inşaî" değil "ihbarî" olduğu, yani herhangi bir hüküm getirmeyip, bir vakıayı haber verme mahiyetinde olduğu söylemiştir.  Yani zinayı bir hayat tarzı haline getirmiş olanlar, ancak kendileri gibi zinakârlarla veya müşriklerle evlenebilecek kadar alçalmış kimselerdir.

2. Yine Sahabe kuşağından itibaren bir kısım alimler, bu ayetin inşaî olduğu, ancak hükmünün nesh edildiği görüşündedir. Zira bu ayette zina eden kişinin yine kendisi gibi zina eden birisiyle veya bir müşrikle evlenebileceğini hükme bağlamaktadır. Oysa yine bizzat Kur'an'da, "İman edinceye kadar müşrik kadınlarla evlenmeyin"  buyurulmaktadır.

3. Nihayet, burada biz, "evli zanilerin" cezasından bahsediyoruz. Okuyucumun mantığına göre söz gelimi bir erkek evli bir kadınla zina ederse onunla evlenmek durumundadır. Oysa kadın zaten evlidir!

Dolayısıyla 24/en-Nûr, 3 ayetinin recm cezasıyla çeliştiğini söylemenin tutarlı bir yanı yoktur.

24/en-Nûr, 3.

el-Kurtubî, el-Câmi' li Ahkâmi'l-Kur'ân, XII, 150.

2/el-Bakara, 221.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Dr. Ebubekir Sifil
07-04-12
E mail: milligazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
DARB VE RECM 6 - SON (Okuyucu soruları 2)
Online Kişi: 31
Bu Gün: 239 || Bu Ay: 5.665 || Toplam Ziyaretçi: 2.236.235 || Toplam Tıklanma: 52.302.655