ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 3583
Yazar: Ali Bulaç
SİVİL MEDRESE

İmam hatiplerle ilgili tartışma sürüyor. Dün Mümtaz'er Türköne tezini pekiştirici bir yazı daha yazdı, Hayrettin Karaman Hoca da yazılarına devam ediyor.

Eğer Batı'dan farklı siyasî çoğulculuk yanında sosyo-kültürel çoğulculuğu da ihtiva eden yeni bir sivil ve kamusal hayat modeli geliştirebileceksek, bu ancak bu üslup ve derinlikteki müzakereci siyaset yoluyla olacaktır. Konuyla ilgili o kadar e-mail geldi ki, ben de bir yazı ile daha fikirlerimi anlatma lüzumunu hissettim.

Yakından takip edenler bilir, benim 30 senedir savunduğum tezler özetle şöyledir:

1) İslam siyaset teorisi açısından devletin sadece dört temel fonksiyona sahip olması gerektiğini düşünüyorum: Hükümranlığın/egemenliğin temsili (Cuma); ortak ve bölünemez ihtiyaçlar için vergi toplanıp denetimli ve şeffaf olarak harcanması (fey); adliye ve iç asayişin korunması (hadler) ve dış düşmana karşı ülkenin savunulması (cihad). Bu dört temel alanın dışında kalan bütün toplumsal hizmetler ve fonksiyonlar sivil alana ve din müntesiplerine bırakılmalıdır. Ancak bu sayede Batılı demokrasilerin sosyo-kültürel çoğulculuğa açık olmayan gizli totalitarizmleri aşılabilir. Bu, mahiyetçe modern devleti sahte söylem ve aldatıcı politikalarla daha da azmanlaştıran liberal düşünceden bambaşka şeydir.

2) "Eğitim" esas itibarıyla merkezi ve organize süreç olarak insanı özel bir işlemden geçirdiği için insan onuruna hakarettir. Hayvanlar ve embesiller eğitilir. İnsan için gerekli olan "öğretim"dir. Bu da beşikten mezara kadar sürer. Ancak ister eğitim ister öğretim deyin, bunun tümüyle sivil alana ve sivil topluma bırakılması gerekir. Devletin eğitme, bilgi üretme, bilgiyi denetleme, bilgiyi aktarma, kendinden menkul bilgi otoriteleri belirleme yetkisi yoktur, olmamalıdır. Din müntesipleri ve bir din içindeki farklı mezhepler ve gruplar kendi "eğitim-öğretim işlemleri"ni kendileri yürütürler.

3) İslam tarihinde büyük ilmî, fikrî ve entelektüel uyanış eğitimin sivil ve kurumsal olmayan karakterde sürdüğü dönemdir ki bu Nizamülmülk ve Gazzali'nin ortak projesi Nizamiye Medresesi'nin kuruluşuna kadar sürer. Nizamiye'den sonra fikrî ve ilmî hayat zayıflamış, bilgi-eğitim siyasî iktidarların denetimi altına girmiş ve 12. yüzyıldan sonra başlayan Batı Rönesans ve sonraki Aydınlanma'ya karşı Müslümanlar bu yüzden cevap verememiştir. Büyük İslam filozofları, kelamcıları, fakih ve irfan erbabının hiçbiri nizami bir eğitim kurumunda okumamıştır, ama düzenli bir ilim halkası veya alimin rahle-i tedrisinden geçmişlerdir.

4) Amerika ve Batı, Sudan, Moritanya, Yemen, Suudi Arabistan, Pakistan ve Afganistan'dan ısrarla geleneksel medreseleri kaldırıp yerine modern okul ve üniversite sistemini yerleştirmesini istiyorlar. Zaman zaman medreseleri kasıtlı olarak bombalıyorlar. Çünkü okul dönüştürür. Bugün Müslümanların "okul ve üniversiteyi yüceltmeleri" yanlış ilaç almalarına benzer. Bu ilaç yıkıcı etkilerini göstermeye başladı. Farkında olmadan bu sistemin eğitiminden geçen dindar insanlar, "kalbi mü'min, beyni seküler" yetişmektedirler.

5) Mevcut eğitim sistemi, okul ve üniversite modern ulus devlete hizmet eder. Aydın ve akademisyen yetiştirir ama ulema yetiştirmez. Ülkemizde bunca ilahiyat fakültesi vardır, fetva verebilen, yol gösterebilen tek bir alim zat yetişmiştir, o da şahsî gayretiyle kendini yetiştiren Hayrettin Karaman Hoca'dır. Oysa bizim asıl büyük ihtiyacımız dünyaya eleştirel bakan, ufuk çizen, yeni dünyayı tasarlayan İslamî entelektüel yanında yol gösteren ve fıkıh usulüne göre toplumsal önderlik yapabilecek olan alimlerdir. Bu da ancak "sivil medrese" modelinde yürür, bu Nizamiye'den de farklı olmalıdır. Sivil öğretim hakkı her din, mezhep ve cemaate tanınmalıdır.

Yazının devamı için tıklayınız.

NOT: Ali Bulaç Bey, bundan evvelki şu yazısında (İmam-Hatipler miadını doldurdu mu?) ise "İmam-Hatipler'in gerekli olduğunu, onlara olan ihtiyacın artarak devam ettiğini yazmıştı. İmam-Hatipler de devlet okullarıdır. (Doğruluş)

Yazar: Ali Bulaç
07-07-12
E mail: zaman.com.tr
 
 
Yorumlar: 2
nizamettin yıldız
sivil kavramı
Tarih : 13-08-12

son zamanlarda sıkça söylenen sivil kavramı doğrusu beni rahatsız ediyor.toplumu bölme ve ayrıştırmak için kullanılıyor birazda. oysa kişilik bir bütündür.asker sivil diye ayırmak yanlıştır.sayın bulaç ve benzeri kimselere sormak isterdim..acaba peygamberimiz askermiydi yoksa sivilmiydi?????

 
İhsan Efendioğlu
DİKKATE DEĞER TESBİTLER
Tarih : 07-07-12

Devletin şekillendirdiği şablona göre yetişen nesiller, düşünce ve analiz kabiliyetini kaybediyorlar maalesef. Prof. Oktay Sinanoğlu, eğitim sisteminden geçmemiş, dağda çobanlık yapan, köyde bakkal işleten insanlardan duyacağınız fikirleri başka bir yerde duyamazsınız diyor bir kitabında... Çünkü bu insanların zihni eğitim sisteminin tornasından geçmemiştir diyor. Ali Bulaç Bey ehemmiyetli bir mevzuya temas etmiş.

 
SİVİL MEDRESE
Online Kişi: 23
Bu Gün: 254 || Bu Ay: 10.150 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.058 || Toplam Tıklanma: 52.186.769