ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 7799
Yazar: Murat Türker
KADİR MISIROĞLU'NUN MUSTAFA İSLAMOĞLU TENKİDLERİ ÜZERİNE

Üstad Kadir Mısıroğlu’nun, son sohbetlerinden bazılarında, Mustafa İslamoğlu’nun söylemi aleyhinde bir takım sözler sarf ettiği ehlinin malumudur.

Takip edebildiğim kadarıyla eleştirdiği hususlar, İslamoğlu’ndan sadır olan bazı yaklaşımlar ve başka mahfillerde başka kişiler tarafından da dile getirilen müşarünileyhin Ehl-i Sünnet dışı bazı görüşleridir. (müşarünileyh: Sözü geçen kişi)

Üstad’ın tenkidleri arasında, İslamoğlu’nun şahsiyetini hedef alan bir muhtevaya –muttali olduğum kadarıyla- ben rastlamadım.

İki meselede net bir fikre sahibim:

Birincisi, görüşleriyle bid’atın temsilciliğini yapan şahısların ismen eleştirilmesini ve fikrî hataları konusunda ümmetin ikaz edilmesini uhuvvete aykırı gören yaklaşımın kesinlikle yanlış olduğuna inanırım. Kamuya mâl olmuş bir tahrifin izalesi de kamuya açık olmak durumundadır. Bediüzzaman’ın, Derviş Vahdetî’yi, hatalı bulduğu bir meselede, –şahsen ikaz etme şansına sahip olduğu halde- Vahdetî’nin gazetesi Volkan’da yazdığı bir makale ile umuma açık bir şekilde uyarması, bu dediğimizin doğruluğuna delildir.

İkincisi, hakikate sadık duruşu dikkate alındığında Üstad Kadir Mısıroğlu ile Mustafa İslâmoğlu’nu aynı cümlede zikretmenin bile Üstad’a haksızlık olacağını düşünürüm.

Görüşlerini ve üslûbunu beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama hakkaniyet duygunuzu yitirmediyseniz teslim etmeniz gereken bir hakikat var: Üstad (Mısıroğlu "A.Ç") bugün, söylenemeyenleri söyleyebilen nadir bir şahıstır ve bu anlamda alternatifi kolay bulunamayacak bir münevverdir.

Kaldı ki İslamoğlu bağlıları, -görebildiğim kadarıyla- hocalarının görüşleri hakkındaki çok önemli ve ikna edici teknik eleştiriler karşısında, meselenin özüne dair mukabil bir şeyler söyleyeceklerine, muhataplarını İslamoğlu düşmanlığı ve çekememezliği içinde olmakla itham etmeyi yeğliyorlar. Bu fikrî ve zihnî çaresizlik bile meselenin ne ölçüde vahamet arz ettiğini gösteriyor.

Şimdi de bakıyorum, ehl-i dinin üyesi ve okuru olduğu bazı internet sitelerinde ve bilhassa sözlük türü sanal ortamlarda Üstad Kadir Mısıroğlu hakkında, okuyanı hicap duymaktan başka bir duyguya sevk etmeyen ‘acınası’ şeyler yazılıyor.

Çok şükür, ilmen takdir ettiğim insanları hatadan sâlim gördüğüm zamanlar oldukça gerilerde kaldı. Bu meyanda, Mısıroğlu’nun da her söylediğinin doğru olduğu kanaatinde değilim.

Ama fikrî ve ilmî yetersizliklerini mugalâta ile örtbas etmeye yeltenen ve demagojiden başka sermayeleri olmayan ‘klavye mücahitlerinin’, bu ölçüde seviyesizleşerek dâhil oldukları bir sürece sessiz kalmayı içimize nasıl sindirelim?

Ölçümüz Ehl-i Sünnet ise en fazla endişeleneceğimiz şey, hakikati rencide etmek ve itikadımıza bulaşacak virüsler konusunda duyarlılığımızı yitirmek olmalıdır.

Elbette İslamoğlu’nu tenkid edenler de üsluplarına dikkat etmelidirler ve eleştirilerini fikir planından şahıs planına taşımamalıdırlar.

Üstelik Üstad Mısıroğlu’nun Ehl-i Sünnete mugayir kaç görüşünü sayabilirsiniz? İslamoğlu söz konusu olduğunda ise bu minvaldeki ciddi ve altı dolu tenkidlerden bir değil birkaç kitap çıkar. İslamoğlu ‘fanları’, ellerinden geliyorsa ve donanımları yetiyorsa, her eleştiri karşısında eleştiri sahibini hasetle ve İslamoğlu düşmanlığıyla suçlayacaklarına, eleştiriye konu olan meselelerde ilmî ve içi dolu mukabeleler ortaya koysunlar.

Ya da şu yalın hakikati kabul etsinler: İslamoğlu’nun; selefi, mezhepleri ve itikadî umdeleri kritik ettiği, onlara yüklendiği yoğunlukta, kendi nevzuhur görüşlerinin de başkaları tarafından masaya yatırılmasında şaşılacak hiçbir şey yoktur.

İslamoğlu’nun daha önce hiçbir Ehl-i Sünnet âliminden sâdır olmamış onca ‘türedi’ görüşü seslendirmeye ne ölçüde hakkı varsa, eleştirilerin de aynı genişlikte dolaşıma girmeye hakkı vardır.

Dedim ya kimseyi hatadan ve fikrî yanlışa düşmekten sâlim görmüyorum ama Üstad Kadir Mısıroğlu’na benim ciddi bir muhabbetim var.

Yiğitliğini, gözü karalığını, yer yer üslûbunu ayarlayamasa da haksızlığa karşı tavrını seviyorum.

Bu muhabbet, her görüşüne peşinen katılmamı da gerektirmiyor.

Allah kendisine uzun ve sıhhatli ömürler nasip etsin; bence önemli bir boşluğu dolduruyor.

İslamoğlu için de lafı dolandırmadan açık söyleyeyim; tavır ve tarzının ve bakış zaviyesinin ciddi ıslaha ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Samimi olduğu hususlar hürmetine, zihnî sapma yaşadığı alanlarda Mevla’nın ona hidayet nasip etmesini niyaz ederim.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Murat Türker
27-10-12
E mail: darulhikme.org.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
KADİR MISIROĞLU'NUN MUSTAFA İSLAMOĞLU TENKİDLERİ ÜZERİNE
Online Kişi: 18
Bu Gün: 168 || Bu Ay: 10.415 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.832 || Toplam Tıklanma: 52.196.020