ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 2455
Yazar: Fuat Türker
MERHAMET İNSANLIĞIN SAN'ATIDIR

İnsan, samimi imanının derinliğine göre sever, sevilir. Allah'ın yarattığı varlıklardaki sevgi, şefkat ve coşku meydana getiren yönleri görebilir; tümünden haz alır. Gerçek anlamda iyi, şefkatli, merhametli olmak imanın getirdiği birer nimettir; birer güzelliktir.

İnsan, Allah’a aşkla bağlıysa O’nun buyruklarına çok titiz olur, en çok O’nu sever ve en çok O’na saygı duyar. Bencil ve nefsine düşkün olmaz. Şefkatli ve koruyucu olur, çıkarlarının peşinde olmaz; affedici olur. Kişinin içinde Allah sevgisi yoksa yalnız kendi çıkarlarını düşünür, affetmez, çıkarlarıyla çatıştığında ise sert davranabilir.

Sevgiyi, güzelliği sağlayan her özellik Allah aşkı ve korkusuyla kazanılır. Bu duygular insanların daha şefkatli, daha merhametli, daha sevecen ve daha ince düşünceli olmalarını sağlar. Ve güzel ahlâkın kökenini oluşturur.

"Allah, kullarına karşı şefkatli olandır". İnsan Allah’a yakın olduğu zaman O’nun sıfatları, üzerinde tecelli eder. Müminlerin şefkat ve merhameti Allah'ın merhametinin bir tecellisi olduğundan Allah'ın hoşnutluğunu gözeten bir merhamet şeklidir. Merhametlerinde aldıkları ölçü Kur'an'dır. Kuran'ın dışında bir sistemi ölçü alan merhamet anlayışı, "Rahmanî" değil, "şeytanî" bir merhamettir.

Kur'an ahlâkını yaşayan insan, binlerce kez hata yapmış da olsa sevdiğine karşı merhametli ve her şart altında bağışlayıcıdır. Asıl bağışlayıcı olan Allah’tır; cezayı verecek olan insan değildir. Bağışlamak sıkıntı, azap, çile içinde olmamalı, içten olmalıdır. İntikamın şeytani bir tadı vardır; insan gönülden affetmeli, şefkatle bakmalıdır. Affetmek, müminler arasındaki sevgi zeminini oluşturmada Allah’ın sunduğu sayısız nimet ve güzellikten biridir.

Mümin, insanların her zaman için iyiliğini ister. Kendi sonsuz hayatını düşündüğü gibi, insanların da ahiretini düşünür; hata yaptıklarında uyarır, kötülükten vazgeçirmeye çalışır. Kendi için ettiği dualarında kardeşlerini asla unutmaz.

Sevgisini Allah sevgisi ve hoşnutluğu üzerine kurmuş insan, hata da yapsa sevdiği kişiye îmanından kaynaklanan şefkat, merhamet ve bağışlama ile yaklaşır. Ve inanan insanın, karşısındaki kişiye sevgisi, yaşlılık, sakatlık ya da maddi kayıp gibi durumlarda olumsuz etkilenmez. Aksine merhameti artar.

Allah için yaşanan sevgide sadakat, şefkat, merhamet ve bağışlama vardır. Allah için yaşanan sevgi, süresiz ve sonsuzdur. Bu sevgi, önce dünyada ve ardından sonsuz hayatta devam etmeye kilitlenmiştir. Müminlerin birbirlerine olan sevgileri ve birbirlerine karşı olumsuz duygular taşımamaları, Allah'ın samimi kullarına nimetidir. Bu nimet, “Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar. (Hicr Suresi, 47) âyetiyle bildirildiği gibi, âhirette tam anlamıyla yaşanacaktır.

İmam Rabbânî Hazretleri, müminlerin, Allah'ın yarattıklarına duydukları şefkatin önemini şöyle tarif eder:

"Allah’ın emrine tazim (saygı) ve Allah’ın kullarına şefkat; her ikisi de, ahiret azabından kurtulmak için, iki büyük asıl köktür." (İmam Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 98. Mektup)

Allah'ın buyruklarına uymak ve O'nun yasaklarından kaçınmak kadar, kullarla iyi geçinmenin de aynı ölçüde gerekli olduğunu söyler ve şöyle devam eder İmam Rabbânî:

"Allah’ın emrine tazim (saygı), Allah’ın yarattıklarına şefkat... cümlesi, bu iki hakkın edasını açıktan beyan edip her iki mananın riayetini (uygulanmasını) lüzumlu kılmaktadır. O iki işin birini yapıp birini bırakmak, küll'ü (bütünü) bırakıp cüzle (parça ile) yetinmek gibi olur ki; kemal sıfatını almaktan uzaklık ve bu hususta kusur sayılır. Bu hususta düşüncesizlik iyi olmayacağı gibi; hiçbir iltifatta bulunmamak, aldırış etmemek uygun değildir." (Mektubat-ı Rabbani, 170. Mektup)

Kur’an Sevgi ve Merhametin Sanatıdır

Müslümanların acı çekmelerinin sebebi; şefkati, sevgiyi, merhameti öne çıkaracaklarına, kine, nefrete yanaşmalarıdır. Nefis nefrete, öfkeye, kine daha yatkındır; daima savaşı ister. İrade ve akılla dostluk, kardeşlik elde edilir. Sonuna kadar barışı, kardeşliği savunmak, affedicilik imanla olur.

Gerçek ve kalıcı sevgiye ulaşabilmek için, öncelikle Kur'an ahlâkı yaşanmalı. Allah'ın hoşnutluğunu ve sevgisini kazanmak için güzel ahlâk gösteren insanlar, birbirlerini de Allah rızası için severler. Böylelikle sevgi, şefkat, merhamet ve hoşgörü -Allah'ın dilemesiyle- toplumun geneline yayılır.

Kadın, erkek, anne, baba her Müslüman için örnek kişiliktir Peygamberimiz(asm); O, yolumuzda ışıktır. Allah, O’nun kalpleri imana ısındıran ve Kur’an ahlâkına yaklaştıran sevgisini, ince düşüncesini ve şefkatini kalplerimize raptetsin, o “İlâhi rahmetin parıltısı” ile ruhlarımızı aydınlatsın…

Çünkü; “merhamet etmeyene merhamet edilmez.”

Yazar: Fuat Türker
07-12-12
E mail: ftturker@gmail.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MERHAMET İNSANLIĞIN SAN'ATIDIR
Online Kişi: 16
Bu Gün: 108 || Bu Ay: 1.748 || Toplam Ziyaretçi: 2.229.009 || Toplam Tıklanma: 52.242.095