ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 2237
Yazar: Ahmet Selim
İSLÂM, HAYAT, AKIL

İslâm bize bu dünyada nasıl yaşamamız gerektiğini öğretiyor. Aklımız bunu yalnız başına bütünüyle halledebilecek özelliklere sahip bulunsaydı, vahiy gerekli olmazdı.

Halbuki en güçlü aklın bile vahye (muttali olmaya) ihtiyacı vardır. Akıl yalnız başına bu hayatın amacını anlamını kavrayamaz. Nice büyük zekâlar bunu felsefede denediler ama çeşitli bunalımlara düşmekten ve esastan başarısız olmaktan kurtulamadılar. Birbirlerini tashih etmeye çalıştılarsa da, bunun tamamlayıcı ve bütünleyici bir sonuca varması mümkün olmadı. Hatalar silsilesi devam etti. Her biri bazı hatalarında ısrarlı direnişler gösterdi. Bazen doğru şeyler de söylediler, fakat bunlar dağınık parçacıklar halinde kaldı. Bir senteze ulaşamadı, bir bunalım sürüklenişinin aldatıcı cazibeleri olarak kullanıldı.

İman bizim ihtiyacımızdır, ibadet, tefekkür bizim ihtiyacımızdır; bizim mutluluğumuz içindir. Allah’ın rızâsını kazanmak da bizim ihtiyacımızdır. Muhtaç olan biziz. Kendi kendimizi unutur hale getirilme cezasının sebebi buradaki hamakatimizdir. Bu dünyada yaşamanın ölçüleri ve sınırları var. Bizim lehimize olarak var. Allah rızası için İslâm’a uygun yaşamak, aynı zamanda iki cihan saadeti için yaşamaktır. İslâm’ı yaşamak bu açıdan aynı zamanda akıllıca bir tercihtir.

“Akl-ı selim” böyle düşünür. Normal olan düşünce tarzı budur. Aklı nefs bozuyor, ruhun ışığını ve irtibatlarını engelliyor. Akıl bir illetli mantığa dönüşüyor ve insana kendi bütünlüğünü görememe zaafını musallat ediyor. Bu dünya boş değildir, bir tecelliler âlemidir. Onu sadece maddî bir toplam olarak düşünürsen, bu senin aklî yetersizliğini gösterir. Neyin hayır neyin şer, neyin güzel neyin çirkin, neyin aleyhine neyin lehine olduğunu düşünemiyorsun. Her şeyi maddî fayda ve haz ile ölçüyorsun, aslında onu da doğru ölçmüyorsun. Ruhundan koptuğun için aklından zorun var demektir, zekâ testin yüksek çıksa da. Bir psikopatın da zekâsı yüksek olabilir. Kopuk zekâ başka bir şeydir ve kullananın niyetine hizmet eden kesici bir alet gibidir. En çok da kurnazlık üretir. Dünya hayatının sona ermesiyle her şeyin biteceğini düşünmek, normal aklın yapabileceği bir şey değildir. Kant’ın iç akıl dediği şey aslında aklın öz varlığıdır. Allah’ın, ruhun, ahiretin varlığına inanmayan bir akıl, kendine göre bir ahlâkîlik tanımı yapsa da bunun kimseyi tatmin etmesi mümkün değildir. Ahlâk ruhî bir ışığa muhtaçtır, bazı manevî değer ölçülerine ve hükümlerine inanmayı gerektirir. Ateizm bence sadece ahlâkı değil, sevgiyi de anlamsız hale getirir. Maddeyle sınırlı bir dünyada sevgi yaşayamaz.
...

Yazının devamı için tıklayınız.

Yazar: Ahmet Selim
22-02-13
E mail: zaman.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İSLÂM, HAYAT, AKIL
Online Kişi: 15
Bu Gün: 149 || Bu Ay: 10.396 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.786 || Toplam Tıklanma: 52.195.638