AK PARTİ HESAP VERMELİDİR

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / AKTÜALİTE

Okunma Sayısı: 1722

Yazar: Salih Tuna

AK PARTİ HESAP VERMELİDİR

...

Bence hiç komik değil.

O kadar ki, PKK'lılarla röportaj yapmaktan tıraş olmaya fırsat bulamayan 'Hasan abi'nin sakallı fotoğrafını en kral 'kelime oyunu' esprisinden daha komik bulurum.

Laf işte: 'Mücahitler müteahhit oldu'

Olanlar vardır mutlaka.

Ayrıca müteahhit olmak mücahit olmaya da engel değildir. Kaldı ki, büsbütün yanılsamadır bu.

Haa, duyarlık kastediliyorsa bir şeycikler demem, ama, zenginleşmek kastediliyorsa, kimse kusura bakmasın, zoka yutuluyor demektir.

Zira oluşturulmaya çalışılan algıdan ibarettir bu!

Değil müteahhit olduğu iddia edilen mücahitleri, muhafazakar zenginlerin alayını toplasan bir Ferit Şahenk'in zenginlik çapına erişmez. Ferit Şahenk muhafazakar olduysa orasını bilemem tabii.

Öteden beri algı oluşturmakta son derece maharetliler.

'Bunlar içkiyi yasaklayacaklar, yaşam tarzımıza müdahale edecekler; ahlakçı bunlar ahlakçı' yollu propaganda yapıyorlar.

Daha evvel de, 'Bunlar iktidara gelirlerse bizi kıtır kıtır kesecekler' diyorlardı.

Dedim ya, algı oluşturmada ve yönetmekte çok mahirler.

AK Parti şayet eleştirilecekse veya AK Parti'ye hesap sorulacaksa 'ahlakçı' olduğundan dolayı değil, ahlak konusunda şimdiye değin yeterli hassasiyeti göstermediğinden eleştirilmelidir.

AK Parti hesap vermelidir: Maddi kalkınmada gösterilen başarının binde biri neden manevi kalkınma planında gösterilmemiştir?

Manevi kalkınma neden bu denli savsaklanmıştır?

Azgın azınlığın çıngar çıkarmasından veya vesayet rejiminin şerrinden mi çekinildi, bilmiyorum.

Benim bildiğim şudur: Son dönemde, yani, Sayın Başbakan'ın 'ustalık' tesmiye ettiği dönemde manevi kalkınma, çok şükür, ihmal edilmemeye başlandı.

Lakin malum çevreler anında tozutmaya başladı. Bilmeyen de Türkiye'de içki içmek, öpüşmek falan yasak sanır…

Televizyon dizilerinden her Allah'ın günü yaşam biçimleri nakledildi. Rating kuruluşları da uzun yıllar boyunca bu yaşam biçimlerini birinciliklerle ödüllendirdiler.

Mahut yaşam biçimleri içselleştirilince artık kimsenin ödüllendirmesine ihtiyaç kalmadı.

Tüketilen yaşamlar, yaşam biçimlerinin tükettiği üretimler için biricikti.

Cemiyeti içten içe çürüttüler.

Yanlarında kalp krizinden ölmüş bir adam yerde upuzun yatarken köprüde oltayla balık tutan bu insanlar nerden geldi?

Plajda boğularak ölen bir adamın cesedini kale direği yapıp top oynayan bu çocuklar hangi yaşam biçiminin türevi?

Bu vurdumduymazlık, o dizilerde arzı endam eden aşırı benciliğin yansıması değil mi?

Siz hangi 'ahlakçılıktan' bahsediyorsunuz beyim; diğerkâmlık ahlaka mündemiç değil mi?