ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 2148
Yazar: Yusuf Kaplan
Bu toplum, 50 yıl sonra Müslüman kalabilecek mi?

Başkaldıran adam Albert Camus, bir denemesinde, Herakleitos'un, 'ölçüsüzlük, bir yangındır' sözünü aktarır ve ekler:

'...Tanrı ölünce, geriye yalnızca tarih ve insan gücü kaldı. Çoktandır filozoflar, insan doğası yerine, durumu, eski [Greklerdeki] uyumun yerine, rastlantının düzensiz atılışını ve aklın amansız işleyişini koymaya uğraşıyorlar. Grekler, iradeyi akılla sınırlandırırken, biz onu aklın eline verdik. Grekler için değerler, her türlü eylemden önce vardı ve eylemi sınırlandırıyordu. Yeni felsefe ise, değerleri eylemden sonraya koyuyor. Yangın [ölçüsüzlük], dört bir yanı sarıyor. Avrupa artık çiçeklerle değil, toplarla felsefe yapıyor.'

Evet 'yangın', yani 'ölçüsüzlük', bütün dengeleri, bütün ölçüleri, değerleri yerle bir ediyor: Batı'dan gelen postmodern hazcı ve nihilist dalgayla 'felsefe yapıyor' Batı da, bütün insanlık da.

DEMOKRASİ'NİN BİTİŞİ, DROMOKRASİ'NİN ZAFERİ

Aydınlanma çağıyla birlikte, insanın ergenlik çağından kurtularak aklını kullanmaya başladığı bir evreye geçtiğini ilan etmişti Kant.

Ama artık akıl çağı'nın yerinde yeller esiyor: İnsanın çocuksuluk çağına geri döndüğü, arzularının, hazlarının, egosunun esiri, kölesi olduğu dromokrasi çağında yaşıyoruz.

İnsanın aklını kullanarak kurduğu, sonuçta, 'insanın insanın kurdu' olduğu sözümona haklar rejimi demokrasi, hız ve haz rejimi dromokrasi tarafından çoktan tarihe gömülmüş durumda.

TELEVİZYON, 11 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN DİLİNİ KULLANIR

Dromokrasi çağının en iyi sembollerinden biri televizyondur: Televizyon akla hitap etmez; duygulara hitap eder

Televizyonun dili, 11 yaşındaki çocuğun duygu dünyasının dilidir.

Postmodern neo-liberal yoz, sığ ve bayağı kültürün ürünü televizyon da, müzikhol de, stadyum da, internetin sanal ortamı da hız'ın ve haz'ın hükümran olduğu, duyguların, arzuların, coşkunun, tek kelimeyle ayartının dilini kullanır.

MEDYALAR: EN ETKİLİ TERÖR AYGITLARI

Medyalar, hız ve haz üreterek varlığını sürdüren kültürel ve sembolik şiddetin yegâne kaynağı ve en etkili terör aygıtlarıdır.

Asıl terörist evinizde, evinizin orta yerinde: Televizyon, gözünüzün içine baka baka, sizi kendisine köle yapar: Bununla yetinmez, kültürünüzü, değerlerinizi, ölçülerinizi, kutsallarınızı topa tutar. Siz de aptal aptal bakarsınız ekrana, kilitlenerek; kendinizden geçerek.

SEYİRCİYİ REKLAMCILARA SATAN BİR KAPİTALİSTTİR TELEVİZYON

Televizyon henüz ergenlik çağına ermemiş insanın 'çocuksu masumiyet'ini kapitalist reklamcılara satarak yok eder.

Seyirciyi reklamcılara satan doymak bilmez, açgözlü ama ayartıcı bir kapitalisttir televizyon.

TÜRKİYE EKONOMİK OLARAK BÜYÜYOR AMA KÜLTÜREL OLARAK ÇÖKÜYOR

Türkiye, ekonomik olarak büyüyor ama kültürel olarak çöküyor. Ama kimsenin kılı bile kıpırdamıyor nedense?

Türkiye'de bir televizyon devrimi yaşanıyor: Dizilerde doruk noktasına çıkan bir devrim bu.

Televizyon devrimiyle, kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz: Geleceğimiz demek olan çocuklarımızı, ekranlardan üretilen bütün değerleri çözücü, bütün ölçüleri yıkıcı, bütün temelleri sarsıcı yoz ve sığ, ayartıcı ve seküler sefih kültürle kurşuna diziyoruz.

Televizyon devrimi, aileyi, aile ilişkilerini çözüyor, içkiyi, sapkın ilişkileri, şiddeti kutsuyor.

Gençlik dizileri, 14-15 yaşındaki çocukları sadece cinsellik, hız ve haz peşinde koşturan, sadece yiyen, içen, çiftleşen insanaltı yaratıklara özendirerek kurşuna diziyor.

Medya, müzik, spor kültürü, çocuklarımızı İslâmî kaygılardan, ideallerden, değerlerden, temellerden, ölçülerden hızla uzaklaştırıyor.

İSLÂM'LA İLİŞKİLERİ SIFIRLANAN BİR KUŞAK GELİYOR!

Oysa İslâm, bu toplumun sadece geçmişi değil, yegâne geleceğidir. Ruhudur. Varlık nedenidir. Hayat ve hayatiyet kaynağıdır. Tek ufku ve tek umududur.

İslâm'la ilişkileri sıfırlanan bir genç kuşak geliyor. Medya, müzik, spor ve bütün bir kültür endüstrisi, genç kuşağı, hızın ve hazzın, egoizmin ve kariyerin pençesinde kıvrandırıyor; genç kuşağın İslâm'la ilişkisini sıfırlayacak bir kültürel ve sembolik saldırı üretiyor.

İki kuşaklık bir zaman dilimi içinde İslâm'la ilişkisi sıfırlanmış bir genç kuşak, bu toplumun Müslümanlığının tarih olması demek, Allah muhafaza.

İslâmî idealleri, hayalleri, rüyaları, iddiaları olmayan kuşaklar yetiştirdiğimiz sürece, Türkiye dünyanın en büyük ekonomik gücü olsa ne yazar!

Ekonomi, siyaset filan derken, bu harala gürele arasında, çocuklarımızın, dolayısıyla geleceğimizin gözlerimizin önünde kaybolup gittiğini görelim lütfen!

Altını çizerek hatırlatıyorum: İslâm'sız bir Türkiye, istiklalini ve istikbalini yitirmekten de, kurda kuşa yem olmaktan da kurtulamaz.

KÜLTÜREL İNTİHAR!
...

Yazının devamı için tıklayınız.

Yazar: Yusuf Kaplan
29-09-13
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Bu toplum, 50 yıl sonra Müslüman kalabilecek mi?
Online Kişi: 27
Bu Gün: 106 || Bu Ay: 7.149 || Toplam Ziyaretçi: 2.238.915 || Toplam Tıklanma: 52.330.968