ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 1755
Yazar: Metin Uçar
TALEBE EVLERİ ve CEMAATLERİ TEBRİK

Bilgi, en değerli hazinedir. Eğitim alanında yapılacak her çalışma, atılacak her adım ciddi öneme haizdir. Bu kapsamda sayıları günbegün artan üniversitelerin, eğitim ağını genişletmekle birlikte, geldiğimiz noktadan bakınca ciddi problemleri de beraberinde getirdiğini görüyoruz.

Hayatın baharında gençler, bir ümitle üniversiteleri dolduruyorlar. İlçelere kadar yayılan üniversite ağı, o gençleri kâh İstanbul’dan alıp Anadolu’da bir ilçeye sevk ediyor, kâh Hakkâri’nin bir köyünden alıp İzmir’in en hareketli bir semtine yerleştiriyor.

Her halükarda evinden, ocağından ayrılan o talebe sığınacak, barınacak bir yere ihtiyaç duyuyor ve çoğu yerde devlet yurtları bu ihtiyacı karşılayabilir durumda değil.

Dolayısıyla bu çocukların bir kısmı özel yurtlara yerleşiyor. Bir kısmı ise cemaatlerin evlerinde kalıyorlar. Diğer bir kısım öğrenciler de, üç beş arkadaş bir araya gelerek ev tutuyorlar.

Buraya kadar her şey normal gözüküyor. Hâlbuki problem ise asıl burada başlıyor.

Çünkü bu çocukların ekseriyeti, ilk defa üniversite eğitimi vesilesiyle evden uzaklaşıyor.

İlk defa bu vesile ile ‘özgürleşiyor’.

İlk defa bu vesile ile kendi başına kalıyor.

Ebeveyn denetiminden bir adım uzaklaşan bu gençler, heva ve hevesin de yardımıyla bambaşka dünyalara yelken açmaya başlıyorlar.

Devlet sistemi içerisinde reşit olmanın yeterli görüldüğü yaş sınırını aştıktan sonra da -etkilendiği çevreye göre- her türlü istismara ve gayr-ı ahlaki durumlara açık hale geliyorlar.

Evet, bugünkü sistem içerisinde reşit olan bir genç, istediği arkadaşı ile bir evde kalabiliyor.

Karşılıklı rıza ile her türlü ahlaksızlığı işleyebiliyor.

Hayatın baharında bu gençler, özellikle kız çocuklar, istismarcıların tahrik ve teşvikiyle her türlü ahlaksızlığın içerisine çekilebiliyor.

Neden? Çünkü denetim yok.

Çünkü onu bu tür sıkıntılara karşı frenleyecek önceden kazanılmış imani ve ahlaki eğitim yok.

Çünkü çocuklarımızı ahlaksızlık içerisine çekerek istikbalimizi karartmak isteyen birçok lobiler var.

Çünkü ahlaksızlığı maharet gibi gösterip, gençlerimizi bu potada eritip mahvetmek isteyen dinsizlik cereyanları var.

Bu vesile ile İstanbul kıyafeti ile Anadolu’nun bir ilçesine gidip -kendi şartlarında normal gibi gözüken kıyafet, tavır ve konuşmalarla- ora insanlarını kendine benzetme ameliyesinde gençlerimiz var.

Günümüz Anadolu’sunda kafe olmayan ilçe kaldı mı?

Birçok yerleşim birimimiz, ticari faaliyetlerini öğrenci üzerine ve onlara cazip gelecek materyal üzerine bina ediyor değil mi?

Ve öğrencilerin kaldığı herhangi bir cemaat, tarikat, vakıf denetiminden uzak bir kısım evlerde alkol, uyuşturucu, kız erkek ilişkileri ve hakeza her türlü problemin yaşandığı ve gerek apartman gerekse mahalle sakinlerinin bu durumdan muzdarip olduğu vakıa değil mi?

Ya da bir kısmının müfsid şebekelerine yardım eden, eleman yetiştiren, her türlü terör olayına hazırlık imkânı tanıyan hücre evleri tarzına döndüğü de bizim gerçeklerimiz değil midir?

Aynı durum, devlet yurtları için de mümkün.

Şimdi hükümet edenler diyorlar ki, buralarda tedbir alacağız.

Özgür dünyanın nefis perest insanları da diyorlar ki, insanların özeline ilişemezsiniz.

Bu tür söylemler şeytanla başladı, kıyamete kadar devam edecek. Zira imtihan dünyasında yaşıyoruz. Gün gelecek Allah’ın vazifelendirdiği görevliler her şeyinize dokunacaklar. Amel defterinizi önünüze koyup her şeye bakıp, baktıracaklar.

Bugün iftihar ettiğiniz o günahlarınıza yardım edecek kimseyi de bulamayacaksınız. Seçim sizin, istediğinizi yapmakta özgürsünüz.

Fakat devlet, toplumun menfaatleri doğrultusunda ihtiyaç duyduğu önlemleri almakla mükelleftir. Bir baba olarak, çocuğumun leblebi üzüm karma okullarda okumasını, yurtlarda kalmasını, denetimsiz tamamen kendi başına şeytan ve nefsin elinde oyuncak olmasını asla istemem.

Kimsenin de isteyeceğini zannetmem. Velev ki ahlaktan ve imandan tamamen sukut etmiş olsun.

Beyler! Türkiye, Avrupalı dinsiz bir devlet değil.

Türkiye, Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan çok kritik öneme sahip Müslüman bir ülkedir. Elbette alacağı tavırlar da bu yönde olmalıdır.

Yazının sonunda, bugüne kadar her sınıftan öğrenciye iman ve ahlak eğitimi vererek vatan ve millete hürmetli ve hizmetkâr kılan bütün cemaat ve tarikatları tebrik ediyorum.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Metin Uçar
08-11-13
E mail: rotahaber.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TALEBE EVLERİ ve CEMAATLERİ TEBRİK
Online Kişi: 15
Bu Gün: 408 || Bu Ay: 866 || Toplam Ziyaretçi: 2.226.462 || Toplam Tıklanma: 52.218.652