ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 3139
Yazar: Murat Türker
Başbakan’ın Son Çıkışı ve Muhafazakâr Refleks Meselesi

1. Daha önceki bazı siyasetçilerde gözlemlediğimiz gibi (Mesela Turgut Özal), Başbakan Erdoğan da kamuoyunun gündemini usta manevralarla yönlendirmeyi iyi biliyor. Esasen bu, kişisel yeteneğin ötesinde, ihrâz ettiği makamla da ilişkili bir durum. Başbakan olduğu halde, söylediği şeyler kamuoyunda ses getirmeyen biri olmak, çok da akla yakın gelen bir durum değil zaten.

2. Başbakan, gündem belirlerken özellikle iki husus öne çıkıyor. Birincisi, söylediklerinde samimi olsa da, Başbakan’ın sözlerini, siyasetin doğası gereği, oya yatırım yapmakla irtibatlandırmanın anormal bir yanı yok. Zaten bir politikacının oya tahvil olunabilecek çıkışlar yapmasında garipsenip yadsınacak bir taraf olamaz. İkincisi, yine birinciyle irtibatlı olarak son zamanlarda Başbakan, muhafazakâr refleksleri okşayacak çıkışlar yapıyor. Bu mesele, sadece Başbakan’ın değil, muhafazakâr diye tesmiye olunan kitlenin de hâlihazırdaki psikolojik durumları, hâlet-i ruhiyeleri hakkında ipuçları sunuyor. Uzunca bir süreden beri, kapitalist döngüyle arasındaki mesafeyi daraltmış, sisteme entegre olmanın ve ‘masaya oturmasına müsaade edilmiş olmanın’ sağladığı dünyevî nimetlerden istifade eden muhafazakâr cenah, ‘sekülerleşme’ ve ‘dindarlığı şekle münhasır kılma’ gibi eleştirilere muhatap oluyordu. Bu eleştiriler, bu kitleyi hiç etkilememiş olamaz. İçlerinde daima ‘acaba biraz fazla mı açıldık?’ ukdesinin kıpırdadığını düşünmemiz isabetli olacaktır. İçine düşülen ikircikli durum ve ne yardan ne serden geçememe psikolojisi, bu insanları bir ‘orta yol’ bulmaya sevketmiş görünüyor. Zenginliğin lüks düşkünlüğü kertesine yaklaşmış olmasından, sistemin imkânlarını kullanmanın geri dönülemez bir konfor alışkanlığı meydana getirmesinden ve İslâm’ın siyasî talepleri yok sayılarak -veya daha iyi ihtimali kabul edersek, paranteze alınarak- Din’in sadece ibadet ve örf boyutuna indirgenmiş olmasından doğan ruhî tedirginlik, gizli pişmanlık ve iç sorgulamaları, onları, muhafazakâr refleksleri biraz yüksek frekansta hayata geçirerek bu alt psikolojiyi bastırmaya sevk ediyor olabilir. İslâm’ın siyasî, ekonomik, hukukî ve idarî tazammunları konusunda bu ölçüde ihmalkâr davranan bir kitlenin, ‘kürtaj’, ‘namus’, ‘ibadet özgürlüğü’, ‘muhafazakâr kurallarla şekillenmiş bir sosyal ilişkiler ağı’ tipi konularda alabildiğine hassasiyet kazanması, işbu’ iç tatmin’ duygusuyla ilişkilendirilebilir.

3. Yeni Şafak’tan Ali Bayramoğlu (tıpkı normal zamanlarda yandaşlıkla suçlanan liberal türdeşleri gibi) kızlı-erkekli ikamet konusundan sonra Başbakan’a tavır almış görünüyor. Özetle söylediği şey, demokratikleşme paketi açmış ve demokratikleşmeyi ‘üst ülkü’ olarak konumlamış bir siyasî çizginin, insanların özel yaşamlarına müdahalesini fazlasıyla çelişkili bulmakta olduğudur. Demokrasiyi merkeze alan İslâmî (!) söylem sahiplerinin, gün gelip bu demokrasi aşkının muhafazakâr normlarla toslaşacağını hesap edememiş olmaları hayli ilginç görünüyor. Öyle ya, su katılmamış bir demokrat olduğu halde, liberal cenahın “Hem demokrasiden dem vuruyorsunuz, hem de insanların evlerini, özel hayatlarını tarassut edecek kertede ahlâk polisliğine soyunuyorsunuz” ithamından kurtulabilmiş bir Âdemoğlu var mıdır!? Ya yardan, ya serden vazgeçmek zorundayız!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Murat Türker
10-11-13
E mail: muratturker.net
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Başbakan’ın Son Çıkışı ve Muhafazakâr Refleks Meselesi
Online Kişi: 12
Bu Gün: 258 || Bu Ay: 2.157 || Toplam Ziyaretçi: 2.230.125 || Toplam Tıklanma: 52.253.798