ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / KADIN VE ÂİLE
Okunma Sayısı: 4064
Yazar: Ahmet Ar
ANNELER GÜNÜ BİZİM NEYİMİZ OLUR?

ANNELER GÜNÜ BİZİM NEYİMİZ OLUR?

Biz Müslümanlar gavurun izine basarak yürümeyi ne vakit bırakacağız?

Sevgililer günü, Dünya kadınlar günü, Babalar günü… Bu “gün” bolluğundan artık 365 gün “gün”lere yetmeyecek ve bir güne birkaç “gün” düşecek galiba…

Bu “gün”ler kendi îman ve kültürümüzden kaynaklansa ne gam!.. Tamamına yakınının bizimle uzaktan yakından bir alâkası yok. Gün olarak tahsis edilmesi tamamen bizim dışımızda cereyan eden hâdiseler üzerine.

Şimdi Anneler günü gelmiş. Her Mayıs’ın ikinci haftasının Pazar günü “Anneler günü”ymüş… Bu vesîleyle Müslüman kardeşlerimiz de yazılar döktürüyorlar. Çok güzel yazılar gördük bunlar arasında. Ama niye bugün ve niye bu vesileyle? Bakınız Anneler günü nasıl başlamış:

"Anneler günü, anneleri onurlandıran özel bir gündür. Değişik günlerde ve değişik ülkelerde kutlanır. Bu günde annelere çeşitli hediyeler alır. Bu günü farklı ülkelerdeki insanlar yılın farklı günlerinde kutlarlar.

Anneler günü geleneği, Antik Yunanlıların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlar. Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa'nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibele onuruna kutluyorlardı.

ABD'de Anna Jarvis'in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, 1914 yılında Kongrenin onayıyla Amerika çapında genişledi.

Anneler Günü dünyada farklı günlerde kutlanır. En geniş şekilde Mayıs ayının ikinci haftasında kutlanır." (http://tr.wikipedia.org/wiki/Anneler_G%C3%BCn%C3%BC)

Altı cihetten bakınız; bu “gün”ün Müslümanlarla ne alâkası var? Annemize sevgimizi izhâr etmek istedik de Allah’ın günü mü bitti? (Bu noktada bu “gün”e karşı oluşunu “Bir gün değil, 365 gün annemizi hatırlamalıyız” şeklindeki bayatlamış ifadeden de -doğruluğunu kabul etmekle birlikte- berî olduğumu belirteyim).

“Bir şey için gün tahsis edildiyse o şeyin yok olduğundandır.” gibi bir söz okumuştum. En azından o şey için tehlike çanları çalmaya başlamıştır. Kadının sadece “kadın” olarak görüldüğü ve öylece tutulmaya çalışıldığı bir dünyada “annelik”in ne kadar mahzun kaldığını görmeyecek göz yoktur. Sonra da böyle bir gün tahsis et, bir gün... sadece bir gün çiçek götür ve ona karşı vazîfeni yapmış olmanın rahatlığına eriş; ne güzel ve ne kolay değil mi? Bu, haykıran vicdanın sesini bastırmaktan başka nedir?

Oysa Hz. Peygamber nasıl bakıyor onlara, bakınız:

Bir sahâbe Resûlullah’a geldi. “Ya Resûlullah, benim yatalak bir annem var. Yemeğini yedirir, suyunu içirir, temizliğini yaparım. Gezmek istediğinde sırtıma alır gezdiririm. Hakkını ödemiş olur muyum?” dedi.

Efendimiz (s.a.v), “Azıcık bir kısmını bile ödemiş olmazsın.” buyurdu. “Niçin?” diye sordu sahâbe. Cevap: “Çünkü o senin yaşaman için sana bakıyordu; sen ise onun ölümünü bekleyerek ona bakıyorsun.” Şu inceliğin topuğuna çıkacak bir anne hissiyâtı var mı dünyada?

“Canım, bize ait değil ama yine de kutlayalım, bir vesiledir, değerlendirelim.” anlayışını kapımıza bile bastırmayız. Kâfirlere âit bir âdet, iyi niyetle bile yerine getirilse îmânı tehlikeye düşürür. İmâm-ı Rabbânî Hazretleri bu hususta çok hassastır. Bir bağlısı son anlarını yaşamaktadır. İmâm, talebesinin son nefesini îmanla vermesi için çabalar, duâlar eder, boncuk boncuk terler. Ama mümkün olmaz. İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, “Mâlûm oldu ki, o talebemiz Hindûların husûsî günlerini merak eder, merâsimlerine seyirci olarak katılırmış.” der. Bu hususta çok dikkatli olunmalı, taviz verilmemelidir.

Hz. Peygamber, “Kim bir kavme benzerse şüphesiz o da onlardan biridir.” (Ahmed) buyurmuyor mu?

Peygamber Efendimiz’in (asm) başka kavimlere benzemeyi yasakladığı hadîslerinden birkaçı şöyledir:

* Abdullah bin Amr bin As (ra) der ki: “Resûlullah (asm) benim üzerimde usfur bitkisi ile sarıya boyanmış iki elbise gördü ve: ‘Bu küffâr elbiselerindendir. Bunu giyme’ buyurdu.” (Müslim, Libas, 27)

* Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Müşriklere (her hâl ve hareketinizle) muhalefet ediniz ve benzemeyiniz. Sakallarınızı bırakınız ve bıyıklarınızı kısaltınız.” (Buhârî, 12/1955)

* Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Yahûdî ve Hıristiyanlar saç ve sakallarını boyamazlar. Siz onlara muhalefet ediniz. (Kına ile boyayınız)” (Müslim, Libas, 80; Buhârî, 12/1956)

Annelerimiz canımız ciğerimiz… Onların kadr u kıymetini kadını sadece cinsel bir obje olarak gören kâfir Batı’dan, onların modern zihniyetinden öğrenecek değiliz. Anne kıymetini onlar bizden öğrensin. Meselâ Veysel Karânî Hazretlerinden...

Annelerimize sevgimizi göstermek için onların “gün”üne de ihtiyâcımız yok.

Her “gün”ü bizi söğüşlemek, zenginliklerine zenginlik katmak için bir tüketim tuzağı olarak kullandıklarını da görecek kadar aklımız var çok şükür…

Yazar: Ahmet Ar
11-05-14
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 4
İbrahim Hoca
tarafını şeçmek
Tarih : 13-05-14

Okuyuculara tarafını şeçme ve duruş kazandırma bakımından son derece faydaları olacak bu yazınız için müteşekkkiriz Ahmet hocam. Bir öğretmen, bir anne baba ve sorumluluk sahibi kişiler olarak her fırsatta öğrencilerimize, çocuklarımıza, farkında olmayan herkese bunları anlatmalıyız. Özellikle diğer ülkeleri bir pazardan ibaret olark gören sözde gelişmiş vahşi kapitalist ülkelerin bu ve benzeri oyunlarını bozmak boynumuzun borcu olmalı. Muhataplarımıza ve öğrencilerimize "gün" ya da diğer tuzakların maddi kayıpları ve itikadi cihedden kayıpları iyi anlatılmalı. bu güzel şuur yazısı için bir kez daha teşekkürler...

 
Abdurrahman YILDIRIM
TEŞBİH
Tarih : 12-05-14

Çağımızda yaşadığımız büyük problemi kaleme almış yazar. Neye benzediğimizi veya benzeyeceğimizi bilememek. Şahsiyet eksikliği veya kendimize hala güvenememe. Bizler her günü anneler günü, öğretmenler günü eş dost günü bilen vefalı ecdadın torunları olarak bu tür kapitalist sistemin oyununa gelmeyecek kadar şuurlu olmalıyız demiş yazar. Teşekkürler

 
Selman Vahabzade
İÇ SIZIM
Tarih : 11-05-14

Bu günler en çok biz muallimleri zorluyor. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. Yaptığım işte en çok gerildiğim bazen de ne yapacağımı bilemediğim bir hal. Medet!...

 
İhsan Efendioğlu
MODERN HURAFELER
Tarih : 11-05-14

Güya analara babalara tahsis edilen bu "özel" günler modernizmin idrakimize giydirdiği deli gömleklerinden biridir. Bir de bu "özel" günleri Âyet-i Kerîme ve Hadis-i Şerif'lerle takdis edenler var ya... İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Âdeta nutkumuz tutuluyor. “Kim bir kavme benzerse şüphesiz o da onlardan biridir.” Hadis-i Şerifini sadece yılbaşında mı hatırlayacağız? Hayatımızın her ânını bu ve diğer Hadis-i Şerifler aydınlatmayacak da hangi değerler aydınlatacak? Rabbim cümlemizi istikamet üzere olmaktan ayırmasın?

 
ANNELER GÜNÜ BİZİM NEYİMİZ OLUR?
Online Kişi: 12
Bu Gün: 52 || Bu Ay: 10.299 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.491 || Toplam Tıklanma: 52.194.005