ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / HİKÂYE
Okunma Sayısı: 2839
Yazar: Abdullah Harmancı
ÖYKÜCÜLER İÇİN YAŞASIN GOOGLE!

 

12.08.2007 - 22:14; Kırkikindi

 

Eskiler "iptidâî bilgi" derlermiş. Hayâtımızı devâm ettirirken bize lâzım olan şeyler... Belki de zaman zaman "ayrıntı" deyip üzerinde durmadığımız, zihnimizi meşgul etmesini istemediğimiz bilgiler... Ama bir şekilde hayâtımızın içinde varlar. Galiba öykücülere en çok lâzım olan şeylerin başında "iptidâî bilgi" geliyor. Çünkü öykü, hangi edebî akımın anlayışını benimsemiş olursak olalım ya da ne tür bir öykü yazıyor olursak olalım, bu tür bilgileri gereksiniyor.

Öykü kişiniz yurt dışına çıkacak, birtakım resmî işlemler gerekli, pasaport çıkartacak, vize alacak; tüm bunların ayrıntılarını birkaç önemli fırça darbesiyle verebilmeniz gerekiyor. Tam da bu tür işlerle uğraşan insanların karşılaştığı sorunları birkaç dokunuşla verebilmelisiniz.

Öykü kişiniz burnuna bir "takı" takmış. Havalı, asortik, üniversiteli bir genç kız. Burna takılan o takının özel adını, varsa çeşitlerini ve anlamlarını bilmeniz gerekebilir. Çok derinliğine değil elbette, ama tam da denildiği gibi, "iptidâî" alanlarda bilgi sâhibi olabilmenin yolu artık Google'dan geçiyor.

Benim gibi bu kabil "hayat bilgisi"nden, iptidâî bilgiden nasîbini hiç mi hiç almamış, bilgisizlikten, beceriksizliktense fazlasıyla nasîbini almış birisi, haddini bilemeyip de öykü yazmaya kalkınca Google yardımına hızır gibi yetişiyor. İlâç gibi geliyor. Elbette ki bir noktaya kadar, elbette ki kısmî olarak...

Ben çiçeklerden ve diğer şeylerden anlamayan biriyim. Diğer şeyler neyse de, çiçeklerden hiç mi hiç anlamıyorum. Saksıda yetişenler, bahçede yetişenler vs. Halbuki, üniversitedeki odasını çiçeklerle doldurmuş bir kadın akademisyenin öyküsünü yazıyorum. Öyküde çiçeklerle ve kitaplarla odasını ve hayâtını doldurmuş bir kadın var. Üstelik edebiyatçı. Başlıyorum çevremdeki insanlara yalvarmaya. Şu sizdeki, salondaki büyük yapraklı çiçeğin adı neydi? Yahu Allah aşkına, biriniz bana söylesin, begonya saksıda mı yetişir? Eee rengi nedir? Bir "anlam"a gelir mi bu çiçek? Meselâ ayrılık mıdır, meselâ hüzün müdür? İnsanların sabrı da bir yere kadar... Yâhut başka bir vesileyle, eşime diyorum ki, blender nedir, mikser nedir, robot nedir, rende, şu bizim bildiğimiz rende midir?

Parfümler, ev eşyâları, arabalar, emlâkçılar, neler neler... edebiyat, hele hele öykü, roman, "başkasını" anlatmaksa, kendi mesleğimizin, ilgi alanlarımızın dışında kalmış insanların da dünyâsını anlatabilmekse, o zaman google yardımınıza yetişiyor. Arama motorunu açıyor, "sardunya" yazıyorum. "Grafikler"den arattırıyorum. İşin güzel tarafı da bu. Arattırmak... Siz arkanıza yaslanıp bekliyorsunuz. O sizin için arıyor. O kadar çok çiçeği ilk defa Google'ın pencerelerinden gördüm ki... O kadar çok nesneye internetin benim için araladığı pencerelerden ulaştım ki!

Ve şimdi sizin, bu satırları okurken dudak bükmeye başladığınızı da fark etmiş durumdayım. Google'dan tanınan çiçeklerden, Google'dan öğrenilen "hayat"tan hikâyeciye ne hayır gelecek? Ben de zâten "iptidâî" bilgi arıyorum. Aradığım, çiçeklerin rûhu değil, onu orada bulamayacağımı biliyorum. Ama meselâ ciddî bir gaf yapma şansınızı ortadan kaldırıyor internet! En azından "pirsing"in nasıl bir şey olduğunu dünyâ gözüyle görüyor ve havalı kahramanınıza (üniversiteli genç kız) karşı mahcup olmuyorsunuz. Az şey mi yani?

Evet. Bir keresinde de pencere pencere "pirsing" aradım. Bir keresinde de Edith Piyaf aradım. Neyi bulamayacağınızı biliyorsanız, Google ve benzeri arama motorları, size neyi verebileceğini çok iyi biliyorlar!

Galiba daha ürpertici olanı, "iptidâî bilgi"den mahrum insanların hızla azalıyor olmasından daha ürpertici olanı, o iptidâî bilgiyi üreten hayâtın, evet hayâtın kendisinin, usul usul hayatımızdan çekiliyor oluşudur. Burada duralım. Burdan sonrası, tam hikâyelik!!!

Yazar: Abdullah Harmancı
20-07-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ÖYKÜCÜLER İÇİN YAŞASIN GOOGLE!
Online Kişi: 15
Bu Gün: 294 || Bu Ay: 6.284 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.323 || Toplam Tıklanma: 52.118.266