ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ŞU GİDENLER (Tasavvuf Büyüklerinden Levhalar)
Okunma Sayısı: 2849
Yazar:
İMÂM-I ÂZAM'IN CEVÂBI

İmam-ı Azam Ebu Hanife zamanında onu sevmeyen ve ona buğzeden muhaliflerinden biri, talebelerinin ve sevenlerinin huzurunda onu cevapsız bırakıp mahcup etmek için aldatıcı bir soru hazırladı. Ve büyük imamın bulunduğu meclise gelip bu aldatıcı ve karmaşık soruyu sordu.

-Bir adam var ki onun kamil bir Müslüman olduğuna herkes şehadet eder, fakat bazı sözleri var ki küfür kokuyor. Onun hakkındaki hükmünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Bu kimse şunları söylüyor:

"Cenneti ümid etmiyorum,

Cehennemden ve Allah'tan korkmuyorum.

Ölü etini severek yerim.

Rükusuz ve secdesiz namaz kılarım.

Hakka buğzeder, fitneyi severim.

Yahudi ve Hıristiyanları da tasdik ederim.

Görmeden şahitlik ederim."

İşte böyle bu kimse hakkındaki hükmünüz nedir?

İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretleri bunu soran kimseye;

"Peki bu kimse hakkında senin bir fikrin var mı?" deyince, o; "Ben ne diyeyim, bunu sana soruyorum." dedi.

İmam-ı Azam talebelerine döndü ve aynı soruyu onlara sordu. Talebeleri de; "bu söylenenler küfür alameti olduğu için, söyleyen kimsenin küfrüne delalet eder." diye cevap verdiler.

Bunun üzerine İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri sözü aldı ve hafif bir tebessümle bu söylenenlerin ne manaya geldiğini tek tek şöyle açıkladı:

"Bu adam gerçekten de kamil bir mümindir. Zira onun söylediği bu sözler hep mecazidir, tevili vardır. Şöyle ki: Bu kimse cenneti ümit etmiyor. Yani Cennetin sahibi olan Hz. Allah'ı ümit ediyor.

Cehennemden korkmuyor, Cehennemin sahibinden korkuyor.

'Allah'tan korkmuyorum' derken, Allah'ın adaletle hükmedeceğini bildiği için, Allah'ın kendisine zulmedeceğinden korkmuyor.

'Ölü eti yerim' derken, söylemek istediği balık etidir.

'Rükusuz ve secdesiz namaz kılarım' demekle, cenaze namazını kastediyor.

'Hakka buğz ederim' sözüyle kastettiği şey, ölümdür. Herkes için Hak (ölüm) vaki olacak. Mevla Teala'ya daha fazla kulluk yapabilmek için ölümü istemiyor.

'Fitneyi severim' derken fitneden kastı ise evlatlarıdır. Çünkü Mevla Kur'an-ı Kerimde Mal ve evladı fitne olarak zikretmiştir. (Teğabun: 15)

Yahudi ve Hıristiyanları tasdik etmesinden murat ise onların birbirleri hakkındaki sözlerini tasdik etmesidir.

Görmeden şehadet ettiği ise, Allah'a ve ahiret gününe iman etmesidir.

Bu açıklamaları dinleyen adam İmam-ı Azam'a hayran kaldı. Kendi kendine: "Bu ne ilim, bu ne feraset, bu ne zeka ... Demek ben böyle bir dahiye düşmanlık ediyormuşum." diye düşündü. Hemen İmamı Azam'ın ellerine sarıldı. Ve bu güne kadar kendisine yaptığı düşmanIıktan dolayı af etmesini istedi ve helallik diledi.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar:
12-08-14
E mail: biriz.biz/hikaye
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İMÂM-I ÂZAM'IN CEVÂBI
Online Kişi: 15
Bu Gün: 381 || Bu Ay: 9.637 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.597 || Toplam Tıklanma: 52.168.310