ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1547
Yazar: Kerime Yıldız
ARTIK CAN DÜNDAR DA KAHRAMANDIR

ARTIK CAN DÜNDAR DA KAHRAMANDIRSolun Nâmusu Var mı?

Bittin sen Türkiyem!

Romantik isyankârın, anlatacak gerçek(!) bir hikâyesi var artık. Dinle dinle bitmez.

Deniz Gezmiş’i sömüre sömüre bir yere varamadı. Gezi Parkı’nda çuvalladı. Ne kendi ne oğlu kahraman olabildi. O kapı senin bu kapı benimden sonra,  Cumhuriyet’e yerleşti.

Her işi abartılı. Annesinin çalıştığı yerin yan tarafına gelip taş atan gençleri görmüş de 68 kuşağı ile böyle tanışmış; olmuş solcu. Bunu deyince inip beraber taş attığını sanmayın. Camdan onları seyredince tanışmış oluyor.  

Hiç sıkılmadan “Kariyerimde hapis eksikti. Sâyenizde oldu.“ diye Cumhurbaşkanı’na  teşekkür etti.

Lafı mı olur? Baba çevresiyle şişirilmiş, hormonlu gazetecilik kariyerine bir kıyak da Cumhurbaşkanı’ndan olsun. Gazetecilik okuyan, vasat, hattâ vasatın altında bir genci alın; iyi bir yere yerleştirin; eline gizli belgeleri servis edin; inanın aynen bu kariyeri yapar.  

Kariyermiş…  İhânetin de kariyer olduğunu öğrendik böylece. Gerçi 1071 deyince safını Bizans tarafında belirleyen birisi için, elbette ki kariyer.    

Hem hangi hapis? İşkence mi gördü, Pislik mi yedi? Tâciz mi edildi? Soğuk betonda mı yattı? Dayak mı yedi? Allahaşkına bunların hangisi oldu da üç aylık dinlenmeye ağıtlar yakılıyor? Hepi topu 3 ay kaldı ama ısrarla 92 gün diyenler var. Eh, 92, 3’ten büyük.

Sanırsın, düğün gecesinin ertesi aldılar; çıktığında, oğlu askerlik çağına geldi.  Zaman gazetesi, “Evlilik yıldönümünde tutuklandı. Kelepçe ayırdı.” diye haber yapmıştı. Yazıklar olsun! Bu mu yani derdiniz?

Cezâevi romantizmi yapmak adına anlattığı şeyler, tam bir fiyasko. Kaloriferde tost yapmışmış. Akşam yapıp kalorifer arasına koyunca sabaha yiyorlarmışmış… Sanki aç kalmış da farelerin ağzından peynir, hapishânenin çöpünden ekmek kapıp tost yapmış.  

Cumhurbaşkanına verdiği okkalı cevaba bakar mısınız? Gardiyan demiş ki “Âbi bu ne kadar sürer?” O da demiş ki “Faşizmin eline bir kere düşmeyeceksin.”

Bu nasıl hapishâne?

Gece kalorifer yanıyor. Hem de tost yapacak kadar iyi yanıyor. Gardiyan “abi” diye konuşuyor. O beğenmediği, faşist dediği Ak Parti iktidarından önce hapse girecekti de faşizmi o zaman görecekti. Gerçi bu adamlar, ne zaman hapse gireceklerini  iyi bilirler.

Çıkınca sıcağı sıcağına, Deniz Gezmiş anmasına katıldı. Salon tıklım tıklımmış.

Merak ediyorum, bu memlekette hiç nâmuslu solcu kalmadı mı? Niye birisi çıkıp, “Can Dündar’ın neresi sosyalist, neresi solcu?” diye sormuyor? Bu solculuk nasıl bir şey? Deniz Gezmişler asılırken Can Dündar’ın babası MİT’teydi. Oğluna solcular arasında yer açarken bu gerçek gizlendi. Ama şimdi biliniyor. O zaman niye? Sizin derdiniz ne?

Vallahi boşuna nefesimizi ve kalemimizi tüketiyoruz. Bu, AYM’den ve iktidardan öte bir sorun. Bu, düpedüz Türk solunun sorunu. Eğer Can Dündar faşizmden yakınıyorsa, eğer Can Dündar solun sembolü oluyorsa Türk soluna söylenecek tek şey var:

Ölmüşsünüz de ağlayanınız yok. Bu ayıp, size yeter.  

Yok eğer yanılıyorsam Türk solu, onun büyüklüğünü takdir edebildi ama biz eşek kafalı faşistler, hâlâ anlayamadık demektir.

Gerçi kime söylüyorum? Cumhuriyet gazetesi okumayı solculuk zannedenler, Can Dündar’ı da Deniz Gezmiş zannederler elbet.

Meşhûr fıkrayla bitireyim. Vaktiyle adamın biri, Cağaloğlu’nda sol yayınlar satan bir kitapçıya dadanmış, Rauf Tamer’in “Solun Namusu” kitabını soruyormuş:

“Solun Namusu var mı?”

“Yok.”

Zevk değil mi? Adam, bıkmadan tekrar tekrar gidip sormuş. Kitapçı, en sonunda sinirlenip kitabı temin etmiş. Bizimki gene gitmiş:

“Solun Namusu var mı?”  

“Var!”

“Kaç para?

Kitapçı fiyatı söylemiş. Bizimki gülmüş.

“Ancak o kadar eder zâten.”

Hıh.. Kaşarlı tostmuş…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Kerime Yıldız
01-03-16
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ARTIK CAN DÜNDAR DA KAHRAMANDIR
Online Kişi: 12
Bu Gün: 166 || Bu Ay: 7.677 || Toplam Ziyaretçi: 2.239.985 || Toplam Tıklanma: 52.349.703