ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2025
Yazar: Namık Açıkgöz
KAHRAMANLARIMIZIN KADRİNİ YAŞARKEN BİLMELİYİZ

KAHRAMANLARIMIZIN KADRİNİ YAŞARKEN BİLMELİYİZÖzellikle “Tarihe Diz Çöktüren Kahramanlar” yazımdan sonra şunu gördüm ki, bugünlerde Sur, Cizre, Şırnak, Nusaybin, İdil, Yüksekova gibi ilçelerde çarpışan gençleri sadece şehit olduklarında hatırlıyoruz.  Çoğu henüz 25-30 yaşlarındaki bu gençlerin eşleri, çoluk-çocukları, ana-baba-kardeşleri, şehit haberlerinde görünüyorlar sadece. Ve elbette ki hepsi de son derece üzüntülü ve hatta ağlayarak geliyor ekranlara ve gazete sayfalarına…

Biz bu kahramanları sadece şehit olduklarında hatırlama lüksüne sahip değiliz. Bu gençler her an yüreklerimizde hissettiğimiz yavrularımızdır. Bunlarla, ebedî âleme göçtüklerinde değil, sağken beraber olmalıyız.

Büyük şair Bâkî’nin dediği gibi, “Kadrini seng-i musallada bilip ey Bâkî/Durup el bağlayalar karşına yârân saf saf” (Ey Bâkî, dostların, kıymetini sadece musalla taşında bilip karşında el-pençe divan duruyorlar) bu kahramanların kıymetini sadece musalla taşında bilmeyelim. Özellikle siyasetçilerimiz; iktidarıyla muhalefetiyle (HDP hariç. Çünkü HDP’liler zaten arkalarını teröristlere dayıyorlar ve onlarla kucaklaşıyorlar.) bütün siyasetçilerimiz, her siyasî konuşmasında, şehir şehir, mahalle mahalle, sokak sokak ve hatta ev ev PKK’nın kökünü kazıyan bu kahramanlardan söz etmeli. Aydınlar, eli kalem tutanlar, edebiyatçılar, bu yiğitleri yazmalı.  Kahramanları yazmak ve konuşmak, bir ütopya değildir. O eski cephe ve meydan savaşlarının olacağını beklemeyin kahramanları yazmak için. Artık cepheler ve savaş meydanları yok…  Şu an bazı ilçelerde ve Şırnak’ta sokak sokak, ev ev çarpışmalar var ve bu yiğitler sokak sokak, ev ev kahramanlık yazıyorlar.

Yaşanan kahramanlıklar, gazetelerde, insanî özelliklerden arındırılmış salt bir haber şeklinde veriliyor. Sanki bu çarpışmalar, robotların çarpışması veya bilgisayar oyunuymuşçasına yazılıyor haberler. Oysa oralarda sokak sokak, ev ev çarpışanların hepsi insan ve hepsi de evli-barklı; çoluk çocuğu var… Ve hepsi de Yemen’e, Galiçya’ya, Trablusgarp’a, Balkanlara, Çanakkale’ye ve Sakarya’ya gider gibi gittiler oralara. Ve bizler, oralara gidenlerin destanlarını nasıl yazamadıysak, şimdi gidenlerin de destanlarını yazmıyor, onları sadece şehit olduklarında hatırlıyoruz.

Bırakın destanlarını yazmayı, bu günlerde yazma ve konuşma imkânı olan herkesin bu kahramanları yazması ve konuşması şart. Konuşanın ağzından çıkan her kelime bir mermi gibi çıkacak; yazan herkes, klavyeye, bir tetiğe basar gibi dokunacak. İstiklal mücadelesinin sadece cephede kazanılmadığını bizzat yaşayarak öğrenmiş bir milletin çocuklarıyız; tarihte yapamadık, şimdi yapalım ve bu kahramanlara yaşarken ve çarpışırken sahip çıkalım.

Gazeteciler gitsin onlarla beraber birkaç gün geçirsin; Bakanlar Kurulu bazı toplantılarını oralarda yapsın, Cumhurbaşkanı o yiğitlerle bir yemek yesin… Kendilerini vatanın istiklaline adayan ve sadece buna odaklanan kahramanların sorunları varsa, bizzat yerinde dinlensin…

Onlar savaş robotu değil, insan!... Hem de hepimizden fazla insan… Biz rahat evlerimizde yaşarken, onlar bu vatan için canlarını namlulara sürmüş insan… Pek çoğumuz bir şeylere sahip olma hırsıyla yanıp tutuşurken, onlar kendilerini sahip olmaya değil, can vermeye adamışlar.

Şehitlerimizi hatırlayalım, analım ve onlar için biz de ağlayalım, bugünlerde Yüksekova dağlarını renklendiren  “ağlayan gelin” (ters lale) çiçekleriyle birlikte ağlayalım ama çarpışarak yaşayan kahramanların da yanlarında olduğumuzu gösterelim.

Yüksekova sokaklarını PKK teröristine dar getirirken bir yandan birer yaşlarındaki ikizlerini, bir yandan da bütün vatanı ve Türk-İslam dünyasını düşünen eski öğrencimiz Hakan Uçar’ın ve Nusaybin’de istiklal mücadelesi veren diğer yavrumuzun şahsında bütün kahramanları selamlıyorum ve herkesi, bu kahramanlar sağken önlerinde saygı duruşuna davet ediyorum!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Namık Açıkgöz
28-03-16
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
KAHRAMANLARIMIZIN KADRİNİ YAŞARKEN BİLMELİYİZ
Online Kişi: 15
Bu Gün: 30 || Bu Ay: 7.842 || Toplam Ziyaretçi: 2.240.308 || Toplam Tıklanma: 52.354.427