ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 3651
Yazar: Hilmi Demir
GÜNÜMÜZ SELEFÎLERİ, NİÇİN İMÂM-I ÂZAM'I DEĞİL DE BAŞKALARINI REHBER ALIRLAR?

GÜNÜMÜZ SELEFÎLERİ, NİÇİN İMÂM-I ÂZAM'I DEĞİL DE BAŞKALARINI REHBER ALIRLAR?Ebu Hanife Milâdî 699 / Hicrî 80 yılında Kûfe'de doğdu, Milâdî 767 / Hicrî 148’de Bağdat'ta vefat etti.

Bu tarihler neden bu kadar önemli? Hz. Peygamber 632‘de vefat ettiğini biliyorsunuz.

Ebu Hanife Hz. Peygamber’den 67 yıl sonra doğdu. Diğer birçok âlim de Ebu Hanife'den sonra doğmuştur. Örneğin; Şafiî 70, Ahmed bin Hanbel 84 ve Buhari ise Ebu Hanife’den 114 yıl sonra doğdu. Bugün İslam dünyasında ve Türkiye'de din adına otorite kabul edilen kişilerin çoğu Ebu Hanife'den çok sonra doğmuştur. Müslümanlar tarihsel kronoloji bilmezler. Bu yüzden kolay aldatılırlar. Çünkü Olaylar ve kişiler arasında bağ kurmazlar.

Selefilik bu boşluktan yararlanır. Nasıl mı? İzah edeyim.

Selefilik kelime olarak “selef”ten gelir. Selef öncekiler, Halef ise sonrakiler demektir. Abdullah Gül Selef, Tayyip Erdoğan ise Halef’tir. Kavram olarak İslam düşüncesinde Selef: Hz. Peygamber’in vefatı sonrası gelen ilk üç nesli ifade eder.

Üç nesil şunlardır:

    Sahabe ( Hz. Peygamber’i görenler )
    Tabiun ( Sahabeyi görenler )
    Tebei Tabiun ( Sahabeyi göreni görenler )

Selefiler bu üç neslin yolundan gittiğini İslam’ın ilk kaynaklarına dayandıklarını söylerler. Kimdir bunlar? En gözdesi Ahmed bin Hanbel. Bu üç nesle en yakın kişi Ebu Hanife iken, Selefilerin görüşlerine hiç itibar etmedikleri kişinin Ebu Hanife olması ilginç değil mi?

Demek ki Selefilerin Selef kelimesini kullanımları ideolojik. Onların Selefleri daha çok Hadis âlimleri ile sınırlıdır. Peki, Hadis âlimi ne demektir?  Hadis âlimi Hz. Peygamber’den gelen bilgileri toplayanlara denir. Arşivlerler arşivcidirler yani.

Ebu Hanife bir Fıkıh âlimidir. Yani arşivleri belli sorunları çözmek için belli yönteme göre kullanan ve içtihad da bulunan kimsedir. Hadis âlimi malumat, Fıkıh âlimi fikir sahibidir. Selefiler arşivde olanı olduğu gibi kabul ederken Fıkıhçı anlamaya çalışır, bilgi üretir. Bu yüzden Selefilik lafzı, Hanefilik ise lafzın neden nasıl kime ve niçin söylendiğini esas alan yöntemli bilgiyi esas alır.

Bizler Ebu Hanife ve Matüridi’yi öne çıkarırken bugün yaşadığımız tüm sorunları onların çözeceğini iddia etmiyoruz. Bizim çabamız İslam geleneğini Anadolu’yu etkileyen bu iki çizgi üzerinden okuyarak kadim geleneği ve farklı yüzlerini keşfe çıkmaktır. Anadolu insanının kendi kadim Geleneğini keşfi, onun kendi kültürü ve tarihi ile diyaloga geçmesini, köklerini anlamasını sağlayacaktır. Gelenekle diyalog bizi entelektüel yabancılaşmadan kurtarır. Birbirimize karşı mesafemizi azaltır ve müzakereye açık hale getirir. Ebu Hanife ve Matürdiliği anlamak İslam geleneğindeki kırılmaları ve İslamcı hareketler içindeki savrulmaları anlamayı da kolaylaştırır.

Bizler Sartre ya da Foucault'ya atıf yaptığımız kadar kendi köklerimize de atıf yapsaydık hem yerel hem küresel kalmayı başarabilirdik. Bu birilerini rahatsız edecek kavga edelim, kültürümüze karşı köksüz ve yabancı kalalım isteyecekler. Ama biz yılmayacağız. Kendi sorunlarımız için kendi çözümlerimi üreteceğiz ama öncelikle tarihe kültüre ve dine karşı ön yargılı olmadan öğreneceğiz.

Bu giriş dersinden sonraki derslerde Ebu Hanife'nin dini inanç alanına ilişkin görüşlerini ve etkilerini anlatacağım.

Ebu Hanife oldukça erken bir dönemde Hz. Peygamber nesline yakın bir zamanda yaşamış ve bilgilerini ilk nesillerden almıştır. Ebu Hanife Irak'ın Necef ilinde Fırat Nehri kıyısında bir şehir olan Kufe âlimlerindendir. Kufe demek o tarihlerde daha çok Arap olmayanların yaşadığı bir metropol demektir. Büyük fikirler neden büyük şehirlerden ve farklılıkların bir arada yaşama imkânı bulduğu metropollerden çıkıyor?

Alıntının kaynağı: https://twitter.com/HilmiDemir60/status/751869814419914753

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

İmâm-ı Âzam'ın kabri Bağdat’tadır. Alparslan, adına aşağıdaki medreseyi yaptırmıştır.

Medreseden görüntüler:

Kûfe Camii:

Yazının ikinci bölümü için tıklayınız.

Yazar: Hilmi Demir
10-07-16
E mail: https://justpaste.it
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
GÜNÜMÜZ SELEFÎLERİ, NİÇİN İMÂM-I ÂZAM'I DEĞİL DE BAŞKALARINI REHBER ALIRLAR?
Online Kişi: 13
Bu Gün: 28 || Bu Ay: 9.690 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.870 || Toplam Tıklanma: 52.170.900