ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TÂRİH / DÜNDEN BUGÜNE
Okunma Sayısı: 2681
Yazar: Ahmet Yıldız
RADİKAL BİR SEKÜLERİN İKTİDARLA OYUNU (Bir İngiliz Prangası Kemalizm'e ek)

RADİKAL BİR SEKÜLERİN İKTİDARLA OYUNU (Bir İngiliz Prangası Kemalizm'e ek)Mustafa Kemal, Machiavel’in Prens’inde niteliklerini anlattığı siyasi liderdir. “Pek Uyanık Bir Uyku” makalesinin sahibi Abdullah Cevdet’in “rüya”sını gerçekleştiren kişidir. “Devletin bekası”nı ve “mülkün tamamiyetini” hedefleyen Osmanlı modernleşmesinin aksine medeniyet istihalesini amaçlayan, Batı medeniyetini tek medeniyet olarak gören ve muasırlığı ona eşitleyen Kemalist modernleşmeyi gerçekleştiren bir radikaldir. Tüm bunları gerçekleştirmek için izlediği strateji, “behemehal” iktidara uzanmaktır. Saraya damat olmak, Harbiye Nazırı olmak hatta halife olmak… Nitekim, Milli Mücadele’nin cephe arkasında, çok sayıda hilafet temalı kongre bulabilirsiniz. “Sarı saçlı, mavi gözlü” adam, Batıya karşı yürüttüğü mücadelede Araplar dahil tüm Müslüman dünyanın sempatisini kazandı. Bu sempati, yürütülen mücadelenin emperyal Batıya karşı yürütülen bir mücadele olduğu zannıyla ilişkiliydi. Oysa, Mustafa Kemal, “siyaseten” mücadele ettiği Batı modernitesinin değerlerini, hayat tarzını ve inançlarını merkeze alan yeni bir toplum inşasına girişti. Bu “inşa” (doğrusu “yıkım” olmalı)da Türklük Batılılaşmanın mecrası olarak araçsal bir yere oturtuldu. (Burada Mustafa Kemal’in Turan kıyafetiyle alay edişini hatırlayabiliriz.) Başta İngilizler olmak üzere tüm Batı ise bu “yıkım” ve “inşa”yı destekledi. Eğitim politikaları J. Dewey’in danışmanlığında hazırlanırken yeni mimari Holzmeister’a emanet edildi. Ötekileştirilen Osmanlı dolayımıyla İslam’dan “eser” bırakılmadı. “Türkiya” pozitivist bir anıtkabire dönüştürülürken, bu topraklarda İslam ölüm sessizliğine terkedildi. Bu yüzden Batılı literatür Demokrat Parti dönemini “İslam’ın dirilişi” olarak tasvir eder.

Kemalist iktidar stratejisi “reformları” gerçekleştirirken Mustafa Kemal’in Nutuk’ta “vicdanında milli bir sır” gibi sakladığını söylediği uygun zaman ve zemin gözetme anlayışı ile biçimlenmiştir. Hilafet önce Saltanat kaldırılarak zayıflatılmış, iki yıl sonra uygun “çerçeve” yakalandığında ise hilafetin kendisi kaldırılmıştır. Reform yapılacak konularda muhalefet, önce bölünmesi sağlanarak zayıflatılmış, sonra izole edilerek muhalefet yapma imkanları ortadan kaldırılmış ve söz konusu reform “hızla” gerçekleştirilmiştir (“Komisyonun” beş yıllık bir süre önerdiği Harf İnkılabının üç ayda gerçekleştiğini, Cumhuriyetin ilanı kararının milletvekillerinin önemli bir kısmı Ankara dışındayken alelacele alındığını ve Cumhurbaşkanının da hemen akabinde bir saat içinde seçiminin tamamlandığını hatırlayalım). Siyasi rejim değiştirilirken, TBMM’nin ancak teklif Meclisi sunulduğu gün haberdar olması, bu sırada milletvekillerinin önemli bir kısmının Ankara’da olmayışı, nihayet yine teklifin sunulduğu gün bu işin ivedilikle “itmamı” Mustafa Kemal’in iktidara uzanma ve onu elde tutma stratejisi hakkında yeterince açıklayıcı bir süreç örneğidir. Cumhuriyetin, iktidarın Mustafa Kemal tarafından kontrol edilebilmesine imkan veren tek yol olduğunu da söyleyelim. Son derece düşük katılımlı, iki dereceli ve tek adaylı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın tensibi, görünür siyasi meşruiyet için gerekli bir formalite olarak kalmıştır. Esasen Parlamentonun varlığı da böyledir. TBMM’nin Kemalist iktidara kendinden menkul geçerliği olan siyasi meşruiyet sağlama dışında bir fonksiyonu bulunmamaktadır.

İktidara giden yolda ve iktidarda Mustafa Kemal Fabian (bekle gör) ve blitzkrieg (yıldırım harekatı) yaklaşımlarını birleştiren taktiksel anlayışı, tam bir maharetle icra etmiştir. Mustafa Kemal, siyaseti bu anlamda bir sanat/zanaat/techne olarak gören Makyavel’in Prens’inden fırlayıp çıkmış gibidir. “Yerli” ve “milli” bir duruş ortaya koyar görünürken aslında tam bir Batılılaşmacıdır. İslamı gerilik kaynağı hurafeler yığını olarak görürken ilk Meclis kürsüsünden bir İslam-şinas olarak müteaddit kereler konuşmuştur. Böylece, zaman ve zeminin gerekli kıldığı “görüntüyü” verirken, “gerçek suretini,” izhar edebileceği zaman ve yere saklamayı başarabilmiştir.

Mustafa Kemal’in bu iktidar stratejisini fark edemeyenler, Mustafa Kemal “ideal tipini” çözemezler. Kağıt üzerindeki Cumhuriyeti görür, mutlak istibdat-mutlak yiyicilik sarkacında salınan Tek Adam yönetimini gör(e)mezler. Farklı Mustafa Kemallere bakıp kendi Mustafa Kemallerini seçerler ancak “tek” Mustafa Kemal’i hiç kavrayamazlar.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Bu yazıyla birlikte aşağıdaki iki yazıyı da okuyunuz:

1-BİR İNGİLİZ PRANGASI: KEMALİZM

2-YUSUF KAPLAN'LA MÜLÂKÂT. (Bir İngiliz Prangası Kemalizm'e ek)

Yazar: Ahmet Yıldız
07-11-16
E mail: http://dirilispostasi.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
RADİKAL BİR SEKÜLERİN İKTİDARLA OYUNU (Bir İngiliz Prangası Kemalizm'e ek)
Online Kişi: 16
Bu Gün: 45 || Bu Ay: 5.940 || Toplam Ziyaretçi: 2.195.622 || Toplam Tıklanma: 51.878.078