ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1483
Yazar: Ali Osman Aydın
AŞIRILIK TOPLUMUYLA CİNNETİN UÇURUMLARINA

KONTROLLÜ DARBE(!) KONTROLSÜZ GERÇEKLER“Sizi orta yolu tutan bir ümmet yaptık…”(Bakara Suresi)

Şu ara sosyal medyada çok konuşulan konulardan biri Hollywood’un boşanmış ünlü çiftinin küçük kızları… Haberlere göre küçük kız uzun süredir erkek kıyafetlerinden hoşlanıyor. Aile erkekliğe eğilimi olduğunu düşündükleri çocukları için hormon ilaçları kullanmaya başlıyor. İleride yapılacak cinsiyet değişikliğiyle ilgili önerilere de sıcak bakıyorlar.

Bana soracak olursanız haber, o çok alıştığımız asparagas haberlerden biri…

Ancak bunun herhangi bir önemi yok. Asıl önemli olan yurdum sosyal medya kullanıcılarının olayı nasıl yorumladıkları…

Antepli, Yozgatlı, İzmirli, Konyalı yorumcular haberi özgür toplum, ileri modernleşme, yeniliklere açık olma, demokrat aile modeli gibi kavramlarla değerlendirmişler. Tabii alkışlar ve tebrikler de cabası…

 

Öyle ağır ağır değil, süratle, göstere göstere bir cinnet toplumuna doğru hızla evriliyoruz.

TV çığırından çıkıyor, internet çığırından çıkıyor, gazeteler çığırından çıkıyor, radyolar çığırından çıkıyor çünkü toplum çığırından çıkıyor. Toplumun bu marazi yanı, medya patronlarının kaos kazanına daha büyük odunlar atmasına neden oluyor. Kazan kaynıyor ve  memlekette tansiyon her geçen gün normal düzeyin daha da üzerine çıkıyor…

Toplumun oturduğu yörünge ise aşırılık oluyor. Bu yüzden şimdilerde….

 

Her şey “efsane”

Her şey “manyak”

Her şey “çılgın”

Her şey “süper”

Her şey “harika” olarak değerlendiriliyor.

 

Azıcık şık bir hareket mi yaptın, direk “Adamın dibi” oluyorsun.

Küçük bir falso, minik bir sürçme veya sakarlık…

Sanki yedi ölümcül günahtan birini işlemişsin gibi kitle anında çarmıhı dikiveriyor…

 

Uçurumlarda Gezen Toplum

Taksi Şoförü filminin (1976 –Martin Scorsese) deliliğin eşiğinde kahramanı Travis gibi toplum da uçurumlarda geziyor. Çünkü düz yol, selim akıl toplumu bozuyor.

Ekranlarda en uçarı karakterler, bu karakterlere en olmadık senaryolar, senaryolarda en şaşkınlık verici  çözümler sunuluyor seyirciye.

Normal tek bir insan yok. Bir felaketzedeler geçidi var…

Ait olduğu toplumsal konumdan memnun insanların yer aldığı bir tek yapım yok.

“Yırtma”, ne pahasına olursa olsun statü atlama, abartılarla bezeli standartlara kavuşma hikayeleriyle dolu ekran.  

Müzik piyasası farklı mı? Kesinlikle…

TRT’nin masum stüdyo kliplerinden neredeyse tüm ürünleri +18 işareti alacak bir klip sektörüne vardık.

Orta karar işler yok artık.

Ya berbat ya da “olay yaratan” işler var…

Dokunaklı, klasik filmler yok artık, “sansasyonel” sahneleri olan filmler var.

Huzur dolu, dinlendiren müzikler yok yazın bomba parçaları var…

“Sevgi emekti.” yok zücaciyeye girmiş fil gibi karasevdalar var.

Hanım hanımcık yok, “cesur pozlar” var.

Çelebi adam yok, “gerçek erkek” var.

Karşılık vermek yok, “haddini bildirmek” var.

Seni unutmayacağım yok, “umurumda değilsin” var.

Mertçe yumruklaşmak yok, kontrolden çıkıp kurşun yağmuruna tutmak var…

 

Toplum tam bir aşırılık hummasına tutulmuş.

Severken aşırı.

Överken aşırı.

Öfkede aşırı.

Gülerken aşırı.

Dostlukta aşırı

Düşmanlıkta aşırı.

Harcamada aşırı.

Kontrolde aşırı.

Mutlulukta aşırı.

Zevkte aşırı.

Oysa biz inananlar Kur’an-ı Kerim’de “Orta yolu tutan.” bir ümmet olarak nitelenmemiş miydik ?

Geldiğimiz Nokta…

Tanımadığı insanların sokakta yaptıkları bir tartışmayı ayırmak için 8. kattaki evinden ateş eden insanların normal kabul edildiği…

Koyun etini okşayıp tokatlayan sapık kasapların ülkenin en önemli girişimcilerinden kabul edildiği…

İmparator lakaplı meşhur teknik direktörlerin uluorta mekan basmaya gitmesinin “harbi adamlık” görüldüğü bir toplum inşa ediyoruz beğenilerimizle.

Bugün artık Kadir Savun ya da Ahmet Mekin gibi ölçülülüğü temsil eden karakterlere yer kalmadı bu toplumda, ya Cüneyt Arkın ya Erol Taş ikiliğine hapsolmuş durumdayız.

 

Aşırılık huzursuzluk yayan bir hastalık, ölçü ise bir zorunluluktur. İtidal, tevazu diye ışıl ışıl kelimelerimiz var bizim. Unutmayalım, toplumun akıntısına kapıldığımız anda aşırılığın bizi boğması an meselesi olacaktır.

Bu nedenle müziğin hele de pop müziğin sesini hayatımızdan çıkaralım. Aşırılık pazarı gibi işleyen sosyal medya hesaplarının kışkırtmalarından bir an önce kurtulalım. TV’den haberler de dahil tamamen uzak duralım. İnternetten ise cüzzamlıdan kaçar gibi kaçalım. Bizimki de dahil yazılan şeyleri okumamanız size hiçbir şey kaybettirmeyecek. Hemen şu an, kapatın gitsin… Ruhumuzu bu mecraların yaydığı kirlilikten ve aşırılık gibi hastalıklardan korumanın bir yolunu bulalım. Bediüzzaman’ın İkinci Cihan Harbi’ni radyodan dahi takip etmediğini unutmayalım.Hiçbir şey kaybetmiş olmayacaksınız…

Aksine dünyevileştiren müzikten,

yoldan çıkaran internetten,

tahrik eden TV’den uzak durdukça

ruhunuzun güçlendiğini,

zihninizin berraklaştığını,

hislerinizin saflaştığını,

kalbinizin ferahlayıp genişlediğini fark edeceksiniz. Ne dersiniz ruhunuzu arındırmak için denemeye değmez mi? O halde kendinize bir iyilik yapın… Birazdan değil, hemen, şimdi…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Osman Aydın
24-07-17
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
AŞIRILIK TOPLUMUYLA CİNNETİN UÇURUMLARINA
Online Kişi: 30
Bu Gün: 5 || Bu Ay: 9.263 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.837 || Toplam Tıklanma: 52.162.729