Aydın Doğan “Mehmed Bir Cihan Fatihi”ni gururla sunar!

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar

Okunma Sayısı: 998

Yazar: Ali Osman Aydın

Aydın Doğan “Mehmed Bir Cihan Fatihi”ni gururla sunar!

Aydın Doğan “Mehmed Bir Cihan Fatihi”ni gururla sunar! Türkiye’de film ve dizi yapımcılarının emin olduğu bir şey var: Seyirci izlediği şeyi kimlerin çektiğiyle ilgilenmez!

Yani Peygamberinin hayatını siyonist bir yapımcı firma çekse, oturur paşa paşa izler.

“Bu işin arkasında başka bir plan olabilir mi? Amaçları kendi değerlerimizi bizim desteğimizle, bize kötü göstermek ya da bizi kullanmak olabilir mi?” diye sormaz.

Mesela bu yüzden Yeşilçam’da çekilen Battal Gazi, Kara Murat gibi tarihi filmlerin çoğunun yapımcısı gayri müslim kökenli insanlardır.

Daha yakın bir örnek olarak “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle yapılanları hatırlayın…

Sultan Süleyman’ı kendi vatanında, kendi halkına, tüm siyasi ve askeri meziyetlerinden soyutlayarak, sadece bir harem zamparası olarak sunmuş ve çok çok ciddi paralar kazanmışlardı.

İşin mutfağında bir grup ateist, sabetayist ve gezici tip vardı çünkü…

Yine benzer bir oyun tezgahta…

Şimdi de Fatih Sultan Mehmet’in hayatını dizi olarak, bu hafta ekranlara getiriyorlar.

Bu sefer işin hamisi, Türkiye’de dindar çevrelere karşı yaptığı algı operasyonlarıyla, bel altı gazeteciliğiyle tanınan biri…

“İmtisal-i cahidu fillah oluptur niyyetim.
Din-i İslâm'ın mücerred gayretidir gayretim.”

diyen büyük İslam cihangirinin hayatını, “Porno yayımcılıktan sabıkalı” Aydın Doğan’ın sahibi olduğu Kanal D yayımlayacak.

Henüz birkaç hafta önce, daha pek çok dindar insanla birlikte İhsan Şenocak ve Nurettin Yıldız’a itibar suikasti yapılan Kanal D haber bülteninde dizinin reklamı yapılacak.

Tam bir kara mizah örneği…

Sandıkta ve günlük hayatında dini duyarlılığa sahip insanların ekran başına geçtiklerinde ahlaki kaygılarını ceketlerini çıkarır gibi çıkarıp bir kenara koyduklarını reytinglerden görüyoruz. Ancak bu kadarı yetmeli artık. Ahlaki endişelerden bağımsız bir televizyon izleme alışkanlığına son verilmeli. Kimse karşımıza geçip, kelimenin tam anlamıyla dünya siyasetini titretmiş atalarımızı; harem zamparası ya da bir ayyaş gibi tasvir edecek gücü kendinde bulamamalı. Biri ailemizden birine küfretse, artık dünyanın en iyi işini de yapsa ona karşı istemsizce bir husumet duyarız değil mi?… Sultan Fatih’i, Sultan Süleyman’ı karalamak, aşağılamak, ulvi misyonlarını anmamak bundan farksız mı?

Yayınlarıyla tarihimizin, kültürümüzün en büyük düşmanı olduklarını her gün ispat eden istismarcıların, hissiyatımızı sömürerek medya imparatorlukları kurmalarına izin vermeyelim. Bu vebale ortak olmayalım…

KÜÇÜK CİHADDAN BÜYÜK CİHADA…

Afrin’de şer ittifakına karşı büyük bir askeri zafer kazanıldı. Hamdolsun…

Bu zaferi tamamlamak için….

Aynı kararlılıkla…

Aynı kenetlenmeyle…

Aynı cesaretle…

Evimizde, sokağımızda, okulumuzda, iş yerimizde… Bizi televizyon ve internetle çepeçevre kuşatan ve terör örgütlerinden daha az zarar verici olmayan şeytani kültür endüstrisine karşı da savaşmalıyız. Hem de vakit kaybetmeden. Zaferimiz ancak böyle tamamlanır.

O FOTOĞRAFTAN KİMLER RAHATSIZ OLDU?

Bülent Yıldırım, Cübbeli Ahmet, Nurettin Yıldız ve İhsan Şenocak Hocalar…

Dördü de zihni medya manipülasyonuyla iğdiş edilmemiş kalabalıklarca saygın ve güvenilir kabul edilen isimler.

Hikayeleri, samimiyetleri ve emekleri geniş kalabalıklarca takdir ediliyor.

Son günlerde isimleri etrafında dönen spekülasyonların, karalama kampanyalarının bir nedeni de bu!

İtibarlarını yok etmek!

Bu dört isim teolojinin Davos’u denebilecek bir zirvede bir araya gelerek konuşmuşlar. Zirvenin fotoğrafı kamuoyuyla paylaşıldı.

Nevzat Çiçek’in şahitliğine bakarsanız son hadiselerin, Müslümanların toplumsal sorunlarının konuşulduğu ve “dargınların barıştığı” bir toplantı olmuş.

Ne güzel değil mi?

Müminlerin birlik ve beraberliğinin ehemmiyetine inanan bir Müslüman böyle bir toplantıdan ancak memnuniyet duyar.

Zaten öyle de oldu.

Tüm tezvirata rağmen toplantı büyük bir teveccühle karşılandı.

Ama bu isimlere operasyon çekerek gazetecilik yaptığını düşünen özellikle Aydın Doğan’ın bazı kalemşörleri bu tablodan çok rahatsız oldular.

Olayı köşelerine taşıyarak yine algı operasyonuna giriştiler.

O fotoğrafı alaya almaları, tehdit gibi okumaları, önemsizmiş gibi göstermeye çalışmaları hep hasetlerini kamufle etmek için yapılmış işler…

Bir işin kimleri sevindirdiğine ya da üzdüğüne bakarak o işin doğruluğuna veya yanlışlığına hükmedebilirsiniz.

Her gün dindarların itibarına cellatlık yapan Ahmet Hakan, Ertuğrul Özkök gibi kalemşörleri böylesi çatlatan bir toplantı bence amacına ulaşmış bir toplantıdır.

Kıymetli Hocalar, değerli büyükler, tekrarını bekleriz…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.