ÖĞRETMEN HAYAL KURABİLMELİ KURDURABİLMELİDİR

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar

Okunma Sayısı: 833

Yazar: Adem Duran

ÖĞRETMEN HAYAL KURABİLMELİ KURDURABİLMELİDİR

ÖĞRETMEN HAYAL KURABİLMELİ KURDURABİLMELİDİR Hayaller kurabilmek

Komada yatan bir insanın tüm vücut fonksiyonları çalışır. Kalp çalışır, iç organları çalışır, nefes alır verir. Tüm bunlara rağmen beyin fonksiyonunu gerçekleştiremediği için şuur olmaz, bilinç kapalıdır. Şuursuz yapılan her işten de hayır gelmez.

Son iki yüz yıldır şuurumuzu kaybetmiş gibi uyuyoruz. Bize biçilen rolleri oynuyoruz. Yaptıklarımızın ne farkındayız ne de niçin yaptığımızı biliyoruz. Oyalanmayı çalışmak olarak tanımlıyoruz. Tüm kavramlarımızın içini boşalttık. Günlük yaşar olduk.

Eğitim öğretim gören münevver insanlarımız son iki yüz yıldır neredeler? Onları beklediğimiz bilinmiyor mu? Bu coğrafya bizim ama insanlarımıza ne oldu? Medeniyet kuran benim ülkemin sokakları caddeleri hala neden karanlık? Neden bu insanlar ışık bekleyen evlere, genç beyinlere ışıkları olamıyorlar?” Işık olacak bu münevver insanlarımız, fenerlerini niye söndürdüler. Sanki kolumuz kanadımız kırık gibi.” Hayallerimiz bile kalmadı. Bu insanlar neden çalışmayan asansör gibiler?

Unutmayalım ki! bir mum binlerce mumu yakma güç ve kuvvetine sahiptir. Ama ufak bir nefesle söner. Sönmeden etrafımızdaki bütün mumları yakma gayret ve çabasını içerisinde olmamız lazım değil mi? Ya yanarak söneceğiz sadece birkaç metrelik yeri aydınlatacağız. Ya da ansızın gelen bir esinti ile sönüp gideceğiz ve bizi de bir daha yakan olmayacak, bizde karanlıklarda kalacağız.

Ya yakarak biteceğiz, ya da yanarak biteceğiz. Birinde meşaleler tutuştururken yolları aydınlatacağız, yarınlara ışık ve ümit vereceğiz ve yahut da yok olup gideceğiz bizi anan bile olmayacak. İşte o zaman gerçekten öleceğiz, toplumun da ümidini öldüreceğiz.

“Her millet kendine özgü bir alanda çığır açarken; İsrail tohumu tek eline alırken, Hollandalılar bahçe tarımda devleşirken, İsviçreliler iyi cins ineklerini et ve süt bakımından zirveye taşırken, Almanlar otomobilde devleşirken, İngilizler at ve iyi cins koyun ırkları geliştirirken, İtalyanlar elbise ve giyimde çığır açarken,” bizler daha bunları taklit noktasında bile değiliz.

Bizim münevverlerimiz ve bir milyona yaklaşan öğretmenimiz ne yapıyor? Bırakın hayvanları ve bitkileri ıslah etmeyi, insanlarımıza daha iyi bir eğitim verme yolları ve çareleri hakkında kafa yoruyorlar mı? Şunu gerçekten vicdanımıza soralım; her öğretmen yılda bir öğrenci kazanabilseydi her yıl bir milyona yakın öğrenci kurtulmuş olacaktı. Etrafınıza bir bakın kimleri keşfettiniz, bu yıl hangi öğrencinin hayatında bir farklılık meydana getirerek, okulunuzda hangi örnek bir davranışın yayılmasına sebep oldunuz?

Yüzyıllardır kırsal kesim insanlarımız özgüvenini yitirdi. Özgüvenini kaybeden bir toplumdan özgüveni yüksek öğrenciler nasıl meydana gelir? Görünüşte sakin ve yardım sever gibi görünen kırsal kesim insanlarımızın iç dünyasında ne fırtınalar ve tusinamiler kopuyor. Ne kopuşlar yaşıyor, ruhlarının derinliklerinde.” İdeallerine kuvvetli bağlı öğretmenler sizler bu özgüvenini yitirmiş bir toplumun bireylerini yeniden inşa etmek gibi bir mesuliyetinizin olduğunun farkında mısınız?”

Kıştan sonra bir bahar bekleniyorsa asırlardır yüzü gülmeyen insanlarımızın ufkunda bunu da bu ülkenin gerçek aydın münevver ve idealist öğretmenleri gerçekleştirecektir. Eğer bunu bizler bu yıllarda gerçekleştiremezsek, korkarım ki daha çok güneşlerin doğmasını bekleyeceğiz, karanlık dünyamızda…

Yeniden hayaller kurmak istiyoruz. Bizans “melekler dişi mi, erkek mi ?” diye tartışırken, biz İstanbul’u almanın hayalleri ile yanıp tutuşuyorduk. Medeniyet iddiası olan milletlerin hayalleri olmalı, hayallerinin peşinden koşacak öz güvenli gençlikleri de…