ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / GEÇERKEN UĞRAYAN YAZARLAR
Okunma Sayısı: 4526
Yazar: Ahmet Ar
ÇOK KILAVUZ YOL ŞAŞIRTIR!

“Çatal kazık yere geçmez.” der atalar. Söz, sanki tasavvuf terbiyesinde çift mürşide bağlanmanın yanlışlığını anlatmak için söylenmiştir.

Bir insan bir yola girmeyi murat ederse işin başında ehil bir mürşid aramalıdır. Aramak bağlanmak değildir. Birçok mürşidle tanışır, görüşür ve rûhuna en yatkın olana bağlanır. Bir defa bağlandıktan sonra artık mürşidinin usûlünce talim terbiyeye koyulmalıdır.

Tasavvufî terbiye ve talimde mürşid en mühim figürdür. O, müridi için âdetâ bir yol kılavuzudur. Müridinin yürüyeceği yollarda daha önce yürümüş, onun vâsıl olmak istediği şehri köşe bucak gezmiştir. Yolun hangi noktasında hangi tümsekler, taşlar var; bu tümsek ve taşlara takılmadan yola nasıl devam edilebilir; hangi tepenin ardında harâmîler bekleşir; bu harâmîlere varlığını kaptırmamak için ne yapmalıdır; şehrin hangi sokağında hangi tehlike veya nimetler-imkânlar vardır; bu tehlikelerden nasıl korunulur, nimet ve imkânlar nasıl değerlendirilir… Mürşid bunların hepsini görmüş, yaşamıştır. Vazifesi de kendine teslim olmuş insanları çok iyi bildiği bu yollardan merhale merhale geçirip hedefe ulaştırmaktır. Tehlikelere düşürmeden, haramilere kaptırmadan…

Bir müridin, mürşidinin izni olmadan bir şundan, bir bundan terbiye, feyz ve bilgi almaya kalkması makbul değildir. Bu, kafasını ve gönlünü karıştırmaktan başka bir netice vermez. “Her çiçekten bal almak” bu vadide geçerli değildir. “Tek çiçekle yaz gelsin” de denemez elbette. Çok çiçek olsun; ama bütün çiçekleri mürşidinin elinden devşirmelidir. Çünkü çiçeklerin içinde zehirleyen, hasta edenler de bulunabilir. Bunu ancak mürşid-i hakîkî bilebilir. “Teslimiyet” mürşidden istifade için şart. Bir otobüse bindin mi tam bineceksin ve şoföre tâbi olacaksın. Bir ayağın vasıtada, bir ayağın yerde olursa başına hoş şeyler gelmeyecektir. İki vasıtaya birden binmenin daha da tehlikeli olduğu açıktır.

Mürid, “yol bilgisi”nin tamamını bir mürşidden almalı. Sadece bir mürşidin feyiz ve metoduyla yürümeli. Çünkü mesafe alabilmek için “usûl bütünlüğü” lâzımdır. O da tek mürşidde vardır. Birden fazlası usûl karmaşasına sebep olacak ve büyüklerin pek güzel söyledikleri üzere, “Usûlsüz vusûl” gerçekleşmeyecektir.

Mürid, “yola dair” her bilgisini ve fiilini tek mürşidden öğrendiği zaman fikir, inanç ve usûl bakımından âdetâ mürşidinin nesebinden olur. Her bakımdan mürşidine benzemeye başlar. Çocuğun meşreben sütünü emdiği kadına çekmesi gibi… Kadın da süt emzirdiği çocuğa daha yürekten bağlanır, onu gözünden sakınır. Çünkü ona kanını, canını, emeğini-terini vermiştir. Mürşid de böyledir. Aynı sebeplerle çocuk da genlerini taşıdığı, sütünü emdiği annesine yapmacıksız ve zorlamasız bir sevgiyle bağlanır.

Fikrî ve itikâdî hamûlesini başka meşrep ve müesseselerden devşirmiş kişiler, bir topluluk içinde evlatlık gibidir; neseben anasına çekmez; rûhunda, gıdalandığı başka meşrep ve müesseselerin izleri daima görülebilir. Bu izler, her an, onu, usûle uymayan, beklenmedik davranışlara itebilir. Böyle bir çocuğun yeni annesine-âilesine ısınması, onu bütün rûhuyla benimsemesi de çok zordur. Benimsemeyi başaranlar görülmemiş değildir; ama zordur.

Büyükler, hizmete muhatap alınacak kişilerin daha önce kalben, fikren, meşreben, usûlen başka alâkalarının olmamasını tercihe şayan bulmuşlardır. İlk eşinden boşanıp yeniden evlenmiş kadınlar yeni eşiyle eskisi arasında durmadan mukayeseler yaparlar. Bu durum hem kendisini hem yeni eşini rahatsız eder; huzur bulmaz, huzur da vermez. Evvelce başkalarıyla ünsiyeti olanların hâli buna benzer. “Daha önceden bağlılığı bulunanlarla fazla meşgul olmayın.” tavsiyesinin sebebi de bu olsa gerek. Her şeye rağmen “nasip” diye bir şey vardır ve dağların altında da olsa nasip sahibini mutlaka bulur.

İnsan beyaz bir sayfa gibi gelip “Yaz beni!” derse, hem kendisi yeni âilesini kolayca benimser, hem de âile onu kolayca bağrına basar. Usûlde bit yeniği olmayınca da “vusûl” sür’at ve suhûletle gerçekleşir.

NOT: Mevzûbahis olan “tek rehber” bilhassa tasavvuftaki mürşid-mürid münâsebeti içindir. İlim sâhasında bir ilmi bir âlimden başka bir ilmi başka bir âlimden almakta bir beis olmadığına dâir misâller vardır. Meselâ:

İmam Ebû Hanîfe; fıkıh ilmini Hammad b. Ebi Süleyman‘dan, hadîs ve menâsik/Hac ilmini Atâ b. Ebu Rabah’tan,

İmam Ebû Yûsuf; fıkhı Ebû Hanîfe ve İbn Ebî Leylâ’dan, siyer ve Meğâzî ilmini İbn İshak’tan,

İmam Muhammed; fıkhı Ebû Hanîfe e Ebû Yûsuf’tan, hadîs ilmini İmam Mâlik’ten öğrenmiştir.

Yazar: Ahmet Ar
02-02-11
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 6
H HÜSEYİN
TAMAM
Tarih : 03-02-11

KALEMİN SAHİBİNE YAZISI İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. ÖNCE BAŞLIK SONRA METİN, DURUMU TAMAMEN AÇIKLAMIŞ, ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN

 
İhsan Efendioğlu
YOL GÖSTERİCİ
Tarih : 03-02-11

Ahmet Bey çok ehemiyetli bir konuya temas etmiş. Bütün yolculuklarda rehber çok önemli. Hiç bilmediğimiz bir memlekete giderken mutlaka bir rehber ararız, sahte olmamasına da dikkat ederiz. Ahiret yolculuğunda rehbersiz, yol bilgisi olmadan yola devam edilebilir mi? Ahmet Bey'e çok teşekkür ediyoruz.

 
CYŞ
Dikkat ve Tefekkürle Okunacak Bir Makale
Tarih : 02-02-11

Ahmet Ar Beyefendi, tasavvuf gibi, en "kaleme gelmez" sahalardan birinde dahi kalemini ustalıkla kullanmış. Üstelik tasavvufun en nâzik ve zor bir mevzûunda... Daha mühimi şu: O zor meseleyi aklın kolayca anlayacağı bir üslûpla, misallerle îzâh etmiş. Bu sitedeki en faydalı yazılardan biri... "Doğruluş"a erişenler ne kadar şanslı!..

 
TAC01
SUYUN KAYNAĞI VE VERİMİ ÖNEMLİ
Tarih : 02-02-11

Bahçesi için su arayan kişi birden çok yerde su araştırması yapabilir. Ama en verimli gördüğü yere sondaj vurdurur, masrsfını oraya yapar. Hele hele kesintisiz, verimli bir su kaynağını bulduğu zaman borusunu oraya bağlar. İşte bunun gibi bağlanacağın zatın DİN HİZMETİ KURAN HİZMETİ İRŞAD HİZMETİ bulunduğu beldeyle mi sınırlı yoksa tüm cihana mı şamil, bu çok önemli. YAZINIZA BÜTÜN KALBİMLE KATILIYORUM KIYMETLİ KARDEŞİM.

 
ibrahim TUNCER
dua
Tarih : 02-02-11

ALLAH RAZI OLSUN AZİZ KARDEŞİM. HA ŞÖYE. İNŞAALLAH BEKLEDİĞİMİZE DEĞECEK, YAVAŞ YAVAŞ DÖKÜLMEYE BAŞLADI. YAZMAK İÇİN İLLA Kİ TAŞMASI MI GEREKİYOR?...

 
İbrahim Hoca
Gittiğimiz Yolun Önemi
Tarih : 02-02-11

Abi siz böyle güzel mevzularda şahane yazılar yazdıkça çok mutlu oluyoruz. Hz. Allah(c. c.) kılavuzu olmayanlara yardım etsin, olanlar da çokca şükretsin. Bu yazı, birçok insanın başını iki elinin arasına alıp düşünmesine vesile olacaktır inşaallah.

 
ÇOK KILAVUZ YOL ŞAŞIRTIR!
Online Kişi: 29
Bu Gün: 448 || Bu Ay: 448 || Toplam Ziyaretçi: 2.225.782 || Toplam Tıklanma: 52.213.473