ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 2511
Yazar: C.Yakup Şimşek
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE - 39

Hasan PULUR (Milliyet 15 Mayıs 2011)

Rahmetli kadın kaç kere polise, savcıya gitmiş, bu adam beni “öldürecek!” ve öldürmüş...

Şimdi söyleyin bakalım, kim kimi öldürmüş?..
A)
Kadın, kocasını öldürmüş.
B) Kocası, kadını öldürmüş.

Cümlenin ifade şekline göre katilin “rahmetli kadın” olması lazım…
Ama dil mantığının dışına çıkarsak ve bu cümlenin dört satır yukarısına bakarsak asıl katili görürüz: karısını delik deşik eden adam…”
Demek ki zavallı kadını, kocası katletmiş…

PULUR
’un ifadesinde insanı şüphede bırakan başka işaretler de var:
“Rahmetli kadın”
– PULUR’un imlasına göre “savcıya gitmiş”  ve ona yapacağı ihbarı yalnızca şu kelimeyle ifade etmiş: “öldürecek!”
(“İfade etmiş” diyoruz ama ondan da emin değiliz. Çünkü “öldürecek!” lafından sonra “demiş” vb. bir söz yok… Yani zavallı kadın bu “öldürecek!” kelimesini demiş mi, fısıldamış mı, bağırmış mı, yazmış mı; yoksa pandomimle mi anlatmış, bilmiyoruz.
Farz edelim ki demiş…)
Peki, bu kadın niçin “Bu adam beni öldürecek!” dememiş de sadece “öldürecek!” demiş?
 Cevap: PULUR’un tırnağı yüzünden…

***

Ahmet HAKAN (Hürriyet 15 Mayıs 2011)

Siyaset teorisyenleri Erdoğan’ın tarzını değiştirmek yerine teorilerini gözden geçirseler daha iyi olur.”

Cümleye göre siyaset teorisyenleri” kimin / kimlerin “teorilerini gözden geçirseler daha iyi olur?”
A)
Kendilerinin
B) Erdoğan’ın
Cümlenin aşağıdaki veya yukarıdaki cümlelerle mana bağı (kontekst / siyak) olmadığı için cevabı oralardan da öğrenemiyoruz.

***

HAKAN’ın aynı yazısının “Restoran falsoları” kısmından bir madde:

“Yemeklerde standart tutturamama sorunsalı...”

HAKAN burada “s o r u n s a l” uydurmasını “s o r u n” uyduruğundan farklı bir manada mı kullanmış acaba?
Lügatlerde “sorunsal / problematik kelimelerinin açıklamalarına bakıyoruz.
TDK’nin Güncel Türkçe Sözlük’teki tarifi:
“1. Çözümü belli olmayan. 2. Doğru olma ihtimali bulunmakla birlikte, şüphe uyandıran, kesin olmayan, problematik.”
TDK’nin Felsefe Terimleri Sözlüğü’ndeki karşılık: belkili.
HAKAN
eğer restoranların yemeklerde standart tutturamayışlarını “çözümü belli olmayan” bir problem olarak görüyorsa “sorunsal” kelimesine bir diyeceğimiz yok. Fakat şayet bunu yalnızca bir problem olarak görüyorsa “mesele, sorun, problem, sıkıntı, dert” kelimelerinden biriyle ifade edebilirdi...
Peki, şu “sorunsal” kelimesinin “sorun”
yerine kullanılması hakkında ne diyelim?
Uydurukça, uydurukçaya karşı…

 

Yazar: C.Yakup Şimşek
15-05-11
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE - 39
Online Kişi: 18
Bu Gün: 136 || Bu Ay: 10.383 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.753 || Toplam Tıklanma: 52.195.418