ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 2290
Yazar: Ali Karahasanoğlu
FATİH'TEKİ POLİSLER Mİ KEMAL GÜRÜZ MÜ DAHA ACIMASIZ?

Fatih'teki polisler bir genci; Gürüz binlerce genci dövdü

Size bir soru:

"Fatih'te bir gence dayak atan polislerin mi yaptığı daha ağır bir suç?

Yoksa Kemal Gürüz'ün ve ekibinin katsayı kararı ile meslek liseli gençlere yaptığı haksızlık mı daha büyük bir suç?"

Hiç kuşkunuz olmasın..

Kemal Gürüz'ün fiili, binlerce defa daha ağır bir suç.

Polislerin dövdüğü sadece tek bir genç.

O gencimiz de, üç gün dinlenir.. Yediği dayağın acısı sonlanır..

Ya Kemal Gürüz'ün tekme tokat dövdüğü, puanlarını kırptığı/çaldığı gençler?

Onların acıları, üç günde diner mi?

O gençlerin yaşadıkları acılar, üç günde geçer mi? Geçti mi?

Geçmedi.

Yarışa girdikleri diğer arkadaşlarından, 40-50 puan geriden başlayan meslek liseli gençler, tüm hayatları boyunca, yedikleri o dayağın acısını yaşamaya devam edecekler..

Kimisi hukuk fakültesine gitmek istiyordu. Kimisi tıp fakültesine..

Ama hiçbirisi, istedikleri ve hakettikleri fakülteye kayıt yaptıramadılar..

Niye?

Başarısız oldukları için mi?

Hayır.

Kemal Gürüz ve ekibinin vicdansızlığından dolayı..

Evet, Fatih'te dayak atan polislere karşı çıkalım, o olayın unutulmasına göz yummayalım.. Örtbas ettirmeyelim..

Ama Kemal Gürüz ve ekibinin sergilediği zulme de aynı toplumsal tepkiyi koyalım..

"O günler çok kötü idi. Ama geçti gitti" diyerek olayı önemsizleştirmeyelim..

Bugün çevrenizdeki nice avukat, nice hakim, nice savcı.. Aslında hakketmedikleri halde o görevi yapıyorlar..

Kemal Gürüz'ün meslek liselilere düşmanlığından dolayı..

Ve yine çevrenizde nice işsiz, sıradan işlerde çalışmaya mecbur kalmış nice genç; aslında avukat, hakim, savcı, doktor olabilecek iken, Kemal Gürüz ve ekibinin zulmü sebebi ile bugün hakettikleri mesleği yapamıyorlar..

Bu vicdansızlığı, bu zulmü unutmayalım. Unutturmayalım.

Savcılık kendi üzerine düşen vazifeyi yapıyor..

28 Şubat soruşturmasında, YÖK içindeki zorbalar için gözaltılar dün başladı.. Bence bu gözaltılar, diğer gözaltılardan çok daha önemli..

Tabii ki o dönemin generallerinin gözaltına alınması, tutuklanmaları da önemli idi..

Ama darbeci generaller, "Ben yanılmışım. Bize o tarihte Erbakan Hoca'yı tehlike gibi gösterdiler. Zaten ne olduğunu anlayamadan, hükümet devrildi. Biz de hemen o yıl zaten emekli olduk. Özür dileriz" diyebilirler..

Tabii ki suçlarının affedilmesini gerektirmez, bu özür.

Ama YÖK'teki Kemal Gürüz ve ekibi ne diyecek?

Bunlar bilim adamıydılar hani?..

İki öğrenci arasında, niye ayrımcılık yaptılar? Dünyada eşi benzeri olmayan bir ayrımcılığı hangi vicdanla, hangi yüzle o gençlere reva gördüler?

O kadar eleştiriye rağmen, bu zulmü nasıl sürdürebildiler?

Haydi bir sene yaptılar.. İki sene yaptılar. Yıllarca o zulmü nasıl sürdürebildiler?

Bir tane gencin dayak yemesine isyan ediyoruz.

Etmeliyiz de..

Ama Kemal Gürüz ve ekibi, yüz binlerce genci dövdü..

Hatta bu dövme, bir defa da değil.. O gençler yaşadıkları müddetçe, her gün, şu an bile dayak yiyorlar, Kemal Gürüz ve ekibinin yüzünden.. Hakettikleri mesleği yapamıyorlar.. Onun acısını yaşıyorlar..

Böylesine büyük bir gaddarlık yaşandı bu ülkede.. Böylesine ağır bir zulüm!..

Ve failleri de, Kemal Gürüz ile, YÖK'teki arkadaşları..

Temennim, sadece savcılığın bu işin üzerine gitmesini seyrederek, yetinilmemesi..

Toplumsal tepkinin de, bu konunun üzerinde yoğunlaşması..

Mesela, o dönemin mağduru binlerce meslek liseli, savcılığa şikayet dilekçesi vermeli..

Duruşmalara katılıp, davalara müdahil olmalı..

Eşit şartlarda imtihana girseydiler, yüksek puanlı fakülteleri kazanabilecek olan meslek liseliler, tazminat davaları açmalı..

Öyle ki, Kemal Gürüz'ün torunlarının bile, o tazminatın ödenip bittiğini göremeyeceği çapta tazminat davaları olmalı..

Biz o zulmü yaşadık..

Yaşatanların da hesap vermesini sağlamalıyız.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Karahasanoğlu
23-06-12
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
FATİH'TEKİ POLİSLER Mİ KEMAL GÜRÜZ MÜ DAHA ACIMASIZ?
Online Kişi: 21
Bu Gün: 213 || Bu Ay: 7.724 || Toplam Ziyaretçi: 2.240.097 || Toplam Tıklanma: 52.350.628