ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TEFEKKÜR / İNSAN VE TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 2928
Yazar: Ahmet Selim
ANORMALLEŞME-1

Videoyu seyredince, dehşete düştüm. Liseli dört kız, bir başka kız arkadaşlarını bir yere çağırmışlar, orada dövüyorlar. Ama nasıl dövmek. Yüzünü tekmeliyorlar, kafasını yerlere çarpıyorlar, defalarca... Nasıl kız, nasıl insan bunlar?

Gel de genel analiz yap. Eskiden böyle bir şey tasavvur edilebilir miydi? Peki biz bu hale nasıl geldik?

Araştırılsa, bu kızların doğru dürüst aileleri vardır. Belli bir terbiye verilmiştir, eğitim de alıyorlar. Kız çocuğu... Erkek çocuklarından daha duyarlı olmaları gerekir. Bizim bildiğimiz buydu. Ben dar alanda yaşamadım, çok geniş ve çeşitli gözlem alanlarında bulunmuşumdur, köylüsü, kentlisi, okumuşu okumamışı, zengini fakiri, muhafazakârı sosyetiği, talihsizi şusu busu. Ben bunlar gibi bir kız görmedim, duymadım. Bazı şeyler "tek-tük" de olamaz; münferit parantezine alınamaz. Bunun genel sebeplerle ilgisi vardır ve asıl üzerinde düşünülecek konu burasıdır. Bir: Bu olay tıbbî-psikiyatrik bir hastalıkla da ilgili değil; böyle bir patolojik hal yoktur. Ömrü boyunca 8-10 kişiyi yaralamış 4-5 kişiyi öldürmüş adamlar vardır; bunların cezaî ehliyetleri tamdır. Tedavi edilecek bir hastalıkları da yoktur. Zihniyet karakter kötülüğü başka, akıl hastalığı başkadır.

Şimdi bu işi yapan kız öğrencilerden anne olur mu, eş olur mu, doktor, öğretmen olur mu? Olmuş görünse de, gerçekten olur mu? Onları, bu hallerini bilmiyor olsak, ileride yapacakları hatalarıyla nasıl eleştireceğiz? Bildiğimiz eleştiri metotları ve ölçüleri nasıl geçerli olacak? "Her işin başı normal ve iyi insan olmaktır" sözünü boşuna tekrarlayıp durmuyorum. Ayrıca bazı anormallikler doğuştan (genetik) falan da değil. Genel ortamda öyle negatif özellikler var ki fıtratı bozuyor, insanı örtülü bir biçimde anormalleştiriyor. Bu anormallik çeşitli derecelerde, biçimlerde tezahür ediyor.

Şiddet-şehvet-şatafat propagandaları, teşhir pervasızlığı, uyuşturmalar; belli başlı anormalleştirme kaynaklarıdır. Bir ülkede uyuşturucu üretimi ve satışı serbest bırakılacakmış. Aslında liberalizmin mantığına da uyar! Serbest olursa devlet de vergi alır, ihracat yapar!

Suriye'de katliam var. Peki, Irak'ta ne var? Her ay asgari 250 kişi canlı bomba sapıklığıyla öldürülüyor. Ona tepki yok, alışıldı. En sıkı İslamî rejim İran'da uygulanıyor; ama İran uyuşturucu kullanan ülkelerin başında geliyor. Her taraf anormallik dolu. Ve bu dünyada temiz su bulamamaktan, kuru ekmek bulamamaktan milyonlar ölüyor. Öte yandan Suudi Arabistan tam bir mil'lik (1609 m.) bir gökdelen yaptırıyor! Liberali öyle, İslamî'si böyle. Anormallik fikren hayat dışı olmaktır. Realiteniz bu hayatın içindedir, lakin fikren hayat dışı olduğunuz için realiteniz şuurdan yoksun bir anormallikle sürüklenir gider.

Peyami Safa'nın bir sözünü biraz değiştirmek istiyorum: "Bazı hakikatlere karşı bazı insanlar vahşidir, o hakikatleri toplum içine salmaya gelmez." Bu söz etnik meseledeki anormalliğe ve suskunluğuma tam tekabül eder. Anormallik düşünce üretme bilincinin hayat dışına sürgün edilerek muhatapsız bırakılmasıdır.

İnsanın korunma hakları, özgür faaliyet haklarından önemlidir. İnsanları korumazsanız onları korunma bilincini kazandıramazsanız; o normal varlığını sürdüremez ki gelişip mutlu olsun. Anormalleşmiş insanın özgürlük nesine? Daha hızlı yuvarlanıp, daha çabuk tükenir.

Hiçbir meseleyi normal mantık dairesi içinde konuşamıyoruz, tartışamıyoruz. Suriye politikamız için görüş serdetmiyorum. Çünkü bu politika doğru yahut hatalı değil; anormal. Bir şey anlaşılmıyor.

Bir şahıs bir ideolojiye bağlanmış, uzun yıllar öyle yaşamış ve ona göre yatırım yapmış. İdeolojisinin çöktüğünü görüyor, fakat vazgeçmeyi bir iflas gibi algıladığı için eskisi gibi devam ediyor. O yanlışlara ihtiyaç duyuyor. Bu anormalliğe laf anlatabilir misiniz, gerçekleri kabul ettirebilir misiniz? Çaresiz, susacaksınız. Böyle bir dönemde yaşıyoruz.

Aşırı soyut konsantrasyonlar da anormalleşme belirtileri gösterir. Felsefede bunun önemli örnekleri vardır. "Ben de filozoflaşayım" derken anormalleşmeye başlarsak bunun farkına varmalıyız; gecikirsek bunu yapamaz hale gelebiliriz... Bir numaralı meselemiz anormalleşmedir bizim.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ahmet Selim
08-08-12
E mail: zaman.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ANORMALLEŞME-1
Online Kişi: 11
Bu Gün: 435 || Bu Ay: 893 || Toplam Ziyaretçi: 2.226.539 || Toplam Tıklanma: 52.219.061