ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 1809
Yazar: Mustafa Durdu
BÖLÜNME KAÇINILMAZ

Başlangıçtan beri Avrupa Birliği kriterlerinin tek hedefi vardı ki bu, Devlet-i Âliyye yıkılalıdan beri intikam ateşi ile yanıp tutuşan anti-Müslümanların Türkiye'yi olabildiğince rayından çıkarmak, tarihinden uzaklaştırmak ve kendileri gibi Allah'tan yana değil de İblis'ten yana tavır almalarını sağlamaktı.

Türkiye ile AB arasında 2005 yılında başlayan ve o günden bu güne ülkemizi adım adım bölünmeye, inkıraza ve manevî buhrana götüren üyelik müzakereleri hedefine ulaşmak üzeredir.

Peki, bu üyelik müzakereleri sayesinde hiç iyi bir şey olmamış mıdır? Evet olmuştur. Mesela üniversitelerde başlatılan Müslüman avı kesintiye uğramış, yüksek öğretimdeki örtü yasağı gevşemiş, Müslümanları laikleştiren 28 Şubat zulmünün mimarları yargılanmaya başlamış, 12 yaş altındakilerin Kur'an öğrenmelerinin önündeki engeller kaldırılmış, imam hatipler yeniden açılmış, darbeciler yargılanmaya başlamış, asker içindeki İslam düşmanları açığa çıkarılmış, sağlık alanında iyileştirmeler yapılmış ve en önemlisi (!) de Müslüman Burjuvazi sınıfı teşekkül etmiştir.

Peki, bu üyelik müzakereleri ile kötü bir şey olmuş mudur? Evet olmuştur. Mesela, zenginleşen Müslümanlar laikleşmeye başlamış, örtü eski itibarını kaybetmiş, domuz eti kasaplık olmuş, zina serbest hâle gelmiş, mütesettir hanımlar azalırken sıkma başlı açıklar çoğalmış, vaktiyle Müslümanların aleyhine mitingler düzenlediği 8 yıllık zorunlu eğitim kaldırılmak yerine 12 yıla çıkarılmış, hafızlık bitme noktasına gelmiş, gayriislamî uygulamalar İslamî kılıf içinde çoğalmış, teröristlerle müzakereler başlamış, gâvurlara toprak satışı 25 dönümden 300-400 dönüme çıkarılmış, Hatay'ın yarısı ecnebilere satılmış, şeriatı savunan Müslümanlar ya törpülenmiş ya da terörist yaftası ile zindanlara atılmış ve son olarak da yerel yönetimler reformu ile özerkliğe giden yol berkitilmiş.

Bütün bu gelişmeler, AB için yapıldı. AB'nin dayatması ile bir kısmı gönüllü (iyi şeyler), bir kısmı gönülsüz olarak icraat alanına taşınan bu iyi-kötü gelişmelerin altın vuruşu özerklik olacaktı. Fakat AB, Türk halkı için bu durumu yumuşatmanın formülünü aradı ve yerel yönetimleri güçlendirme adı altında yeni stratejisini hükümete takdim etti. Çünkü AB ve ABD bir kere kafaya koymuşlardı: Irak'taki benzer yapı Suriye'den sonra Türkiye ve İran'da uygulanacak ve nihayetinde İsrail'in hizmetinde kukla bir bağımsız Kürt Devleti kurdurulacaktı. Bu devlet Siyonistlerin İslam'ı ezmek için paravan olarak kullanacakları bir yapı görevini üstlenecekti.

Türkiye adım adım bölünmeye gidiyor. Evet, bunu derken ulusalcı-laik-darbecilerle aynı dili konuşmak gibi bir konuma düşme korkusu yaşamıyorum. Zira benim fikir yapım ve inanç kaynaklarım herkesin malumudur. Maalesef, Müslümanların kahir ekseriyeti yukarıda saydığım İslam karşıtları ile aynı safta bulunma korkusundan dolayı hakikatleri görmezden geliyor veya tevil ediyor.

Evet, Türkiye bölünecek. Çünkü bu bir Haçlı stratejisidir. Bu stratejiye karşı gelecek fikrî çoğunluk ve maddî yapı Türkiye'de henüz yok. Zira yetmiş iki milletin yaşadığı, yetmiş iki tarikat, mezhep, cemaat ve fırkanın bulunduğu bu ülkede birliği sağlamak zorlaşacak. Afgan cihadı sonrasını hatırlayın. Zira "Müslüman" diye güvendiğimiz bazı Kürtler bile ulusalcılık hastalığına yakalanmışlar ve BDP'ye doğru kaymaya başlamışlar. Türklerin de ulusalcılık hastalığına yakalananları elbette var. Fakat onların şeriat-İslam gibi bir davaları zaten yok. Üstelik CHP ile BDP aynı kaynaktan beslenen ikiz partilerdir. BDP'nin kaynağı zaten CHP'dir.

Aleviler de AB'nin yıllardır üzerinde çalıştığı potansiyel gruplardan. Allah korusun olası bir işgalde iç savaş kaçınılmaz. Fakat öyle bir durumda kâfirle savaşacak olan yine Müslümanlar olacak, vatan savunmasında ölen yine Müslümanlar olacak. Böyle bir durumda Müslümanlar, 90 yıl önceki hatayı tekrar ederlerse bu sefer ülke tamamen gider, vesselam.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Durdu
24-10-12
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BÖLÜNME KAÇINILMAZ
Online Kişi: 13
Bu Gün: 121 || Bu Ay: 10.368 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.707 || Toplam Tıklanma: 52.195.217