ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 4290
Yazar: Sibel Eraslan
BABAMIN GÖZLERİ- Zaman nasıl da geçivermiş...

 

Hayat kaçıyor...

Bizler modern hayat krokisinin içine her geçen gün biraz daha saplandıkça... Adına profesyonel yaşam denen acımasız koşunun kuralları, giderek daha sağır odalara kapattıkça bizleri... Gerçek eriyor, şekil değiştiriyor. Ülke gündemi, medyatik gündem, savaşlar ve protestolar, davalar ve yüksek yargı işleri derken, bir selin içinde kaynayıp gidiyoruz... Bu, her ne kadar tüm yakıcılığıyla vicdanımızla, ruhumuzla hissettiğimiz bir mücadele ortamı olsa da... Cesaret ve elbette onuru da gerektiren bir duruşu icbar ediyor olsa da... Etrafımızdadır. Yakınımızda ve içte değil...

Yakın neresidir peki?

Vicdan ve hukuk mücadelesi giderek küreselleşirken, bir ucu Kolombiya’da, diğeri Afganistan’dayken işgal karşıtı ve adalet arayan diliniz, gözünüz... Yakının neresi olduğunu çoktan yitirirsiniz benim gibi... Yakın, her yerdir artık...

Evvelki gün, kız kardeşim hasta olduğu için, anne ve babamın hastane işlerine ben eşlik etmek durumunda kaldım. Babamı, göz muayenesi için götürdüğüm odada, dünya sanki tüm hızını yavaşlatmış gibi geldi birden bire... Doktor ışıkları kıstı. Sonra duvarın üzerinde monitörden yansıyan bazı harfleri okumasını rica etti babamdan. Ben kenarda bir sandalyede babamın paltosunu tutmuş seyrediyordum. Işıkların kısık olmasından mıdır nedir bilemedim o an, dehşete kapılarak seyrediyordum babamı... Çünkü babam bazı harfleri okuyamıyor, iyi seçemiyor fakat yine de kendince bazı harfler söylüyordu... F’yi R diye okudu her seferinde mesela... Ah, Fare’nin F’si... Ah, Reçel’in R’si diyordum her seferinde. Bu harflerin hepsini babam öğretmiştir oysa bana... Peki babamın o güzel gözleri –ömrümde ondan daha güzel gözlü bir kişi tanımadım ben- ne zaman ihtiyarlamıştı böyle? Hayat ne zaman geçmişti? Odadaki kısık ışık işime yaradı, ağladığımı kimse fark etmedi...

Doktorla o kadar nazik konuşuyor ki, hemen her cümlesi “efendim” diye başlıyor, onun bu nazik lehçesi, doktor beyi de etkiliyor, ne zamandır şikayetleriniz var dediğindeyse babam büyük bir ciddiyetle 1952-54 yıllarından bahsediyor, İskenderun’daki askeri tatbikatlar esnasında hissetmiş ilk şikayetlerini. 52 ve 54 yılları o kadar eski ki, sanki hastanede bu yılları babamdan başka kimse bilmezmiş gibi geliyor o anda, sanki milattan önce bir tarih gibi... Not alıyor doktor bey, başını sallıyor, babamı hoşnut edecek bir iki cümle söylüyor. Çok dikkat edemedik sağlığımıza, evlatları büyütebilme telaşındaydık diyor babam. İçim cız ediyor o vakit... Galiba, o da hayatın nasıl geçtiğini çok fark edemeden gelmiş bu hastane odasına... Sonra doktor birden bana dönerek, aşağı kattaki ameliyathaneden randevu almam gerektiğini falan söyleyince, ışıkların açılmış olduğunu görüyorum. Nasıl bir işbölümüdür bu? Evrak takibini babama değil de bana veriyor doktor. Oysa eskiden böyle değildi. Bu işleri hep babam takip ederdi. Derhal efendim deyip, babamın yerine geçiyorum. Babam götürmüştür şimdiye kadar beni hastanelere, şimdi ben götürüyorum onu... Bu ne zaman değişti? Oysa tüm harfleri babam öğretmişti bana. Onun gözleri, dünyanın en güzel gözleridir...

Oysa hiç dramatik değil halimiz. Hatta ikisinde de gizli bir sevinç var. Annem hep dizlerime dokuna dokuna konuşuyor. O kadar şey var ki anlatacağı... Babamla yarış içinde, aslında benim şuram ve buram hatta bir de oram ve şu yanım, babandan daha fazla ağrıyor deyip durdu neredeyse tüm gün. Hastalığa şükredilir mi? Anne olmak gerek bunu cevaplayabilmek için sanırım. Konuşurken bana değmek istiyor sık sık, “oh çok şükür ne güzel konuştuk bugün seninle” diyor. Okuduğu son kitap, işittiği birkaç dedikodu, tuvalde yarım kalan resimleri, birkaç yemek tarifi, eski günler, hastanenin olduğu yerde eskiden böğürtlen tarlaları varmış, tadı enfes bir kuyu dururmuş çocukluğunda, Altunizade mesire yeriymiş anlatıyor, tam bir içini açıp, konuşma imkanı, hastane sırası bizim için... Her ikisi de bekleme salonundaki koltuklarda kendi yanına oturmamı istiyor. Babamın gözlük camını, annemin mendilini, paltomun bir düğmesini kaybederek akşamı ediyoruz hastane sıralarında...

Bunu size niye anlattım...

Yakın denen gerçeği benim gibi yitirmişlerden olmayasınız diye... Hayatı kaçırmış olmak ne feci şey... Modern zamanlar, uzakları yakın kılarken, yakınları ıskalatıyor hepimize... Büyük ülküler, sıradan ama gerçek günleri silip toz etme gücüne sahip...

Ahir zaman dedikleri şey, garip bir uyku üflüyor hepimizin yüzüne...

Anne ve babalarınıza ne olur zaman ayırın. Hayat geçip gidiyor. Herkes sizi unutsa, annenizle babanızın gözleri inanın sizi hiç unutmuyor. Hayatım onlara kendimi ispat etmek, itiraz etmek ve çoğu kez yüreklerine indirmekle geçti, beni hâlâ merak ediyorlar. Kızım kendine dikkat et dedi babam. Bozuk paramın olup olmadığını, kırmızı ışıkta durup durmadığımı bir tek onlar soruyor, ehliyetsiz kimliksiz dolaşırsam başımın belaya gireceğini, terliksiz dolaşmamamı, paşalara çok çatmamamı, bot bağcıklarıma dikkat etmezsem bir gün üzerine basıp maazallah düşebileceğimi... Bir tek onlar nasihat ediyor.

“Bize her şeyi anlatmıyorsun sen” dedi babam. “Bak yüzüğüyle oynuyor işte, küçükken de böyleydi bu kız” diye yakındı anneme... Babamdan saklanacağım bir yer yok yeryüzünde diye düşündüm... Onlara anlatmadığım şey şuydu aslında: Anneciğim ve Babacığım sizi çok ama çok seviyorum...

Ne olur siz anlatın bunu kendi anne ve babalarınıza. Hayat geçiyor...


Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.


 

Yazar: Sibel Eraslan
10-01-10
E mail: haber@habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BABAMIN GÖZLERİ- Zaman nasıl da geçivermiş...
Online Kişi: 6
Bu Gün: 345 || Bu Ay: 8.157 || Toplam Ziyaretçi: 2.240.908 || Toplam Tıklanma: 52.362.267