ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÂKİF EMRE
Okunma Sayısı: 2444
Yazar: Akif Emre
DÂVÂ ADAMI

Anadolu'nun modern tarihi hep merkezden şekillendirildi. Bu merkezin sadece siyasal bir otorite olması gerekmiyor. Bu toprakların insanının nasıl düşüneceği, nasıl hayat süreceği, neye ne şekilde inanması gerektiği hep merkezden tayin edilmek istendi. İster siyasal merkez ister entellektüel merkez adına olsun sürekli bir gömlek biçildi Anadolu insanına… Çoğu kez dar geldi bu gömlek. Giydirilen deli gömleklerini farkettiği anda yırtmaya çalıştı.

Sessiz ve derin bir direncin öyküsüdür Anadolu'nun yakın tarihi aynı zamanda. Yangın yerine çevrilen çilekeş coğrafyada yeni bir umut yeşertmek için sessiz, gösterişten uzak, fedakarlık ve çilelerle yoğrulmuş nice emekler, göz nuru, hayatlar var.

Artık neredeyse yadırganan bir insan tipi vardı: 'Dava adamı'. Anadolu'nun herhangi bir şehrinde bir terzi dükkanında, bir saatçide, bir kitabevinde yahut birkaç sandalyenin sıralandığı bir dernekte görürsünüz. Geleneksel önderlerden farklıdır, tam anlamıyla yangından çıkan bir neslin öncüleridir bunlar. Aralarında geleneksel yapılardan gelenler olsa da çoğunlukla modern eğitimden geçmiş kişilerdir.

Hayatın içinde hayata karşı Müslümanca durabilmenin imkanlarını, işaret taşlarını göstermeye çalışırlar.

Kimi zaman ya bir çay ocağının etrafına atılmış alçak hasır iskemlelere kümelenmiş aydınlık alınlı gençlerle, ya bir kitapevinin soluk ışıklı ortamında mutlaka bir şeyler anlatırken görürsünüz. Ekmek teknesi iş yeri sürekli bir şeylerin dağıtıldığı, imbikten geçirildiği, 'yüksek memleket meseleleri nin halledildiği yerlerdir.

'Dava adamı' dediğimiz bir model, fedakarlığın, fikir öfkesinin, samimiyetin, karşılıksız vermenin, paylaşmanın erdem olduğu bir insan modelidir. Kariyerizmin yer almadığı, ikbal hesaplarının yapılmadığı geçmiş ve yaşanan anla hesaplaşmanın yoğun bilincini yüklenen yüreklere işaret eden bir insan tipidir.

Bir yanda varoluş bilincini diriltmeye çalışırken diğer tarafta çağdaş uygarlık adına çökertilen kurumların işlevini yüklenirler. Her biri birer okul işlevi görür. Bu ülkenin geleneğiyle, imanıyla, kültürüyle yeniden bağ kurmaya çalışırken inanmanın, bu topraklar için ne anlama geldiğini genç beyinlere zikrederler bıkmadan.

Bir neslin fikir hamurunu yoğuran bu fedakar öncülere bu ülke ne kadar çok şey borçlu...

Hayatın içinde, hayatta kaybolmadan insanlarla beraber yangın yerine benzeyen koca coğrafyanın benliğini, tarihini, inancını, geleneğini, geçmiş ve gelecek tasavvurunu iplik iplik örerler. Buldukları her yeni kitap heyecan verir, kurulmuş anlamlı bir cümle yüreklerini ürpertir. Okudukça içleri büyür.

Doğuyu, batıyı birlikte keşfederler, büyük anlatıları, klasikleri, unutulmuş bir elyazma risaleyi söke söke okur, dünyanın bir köşesindeki Müslümanla heyecanlanır, açları,susuzları sürgünleri duydukca kahrolur; elinde avucundakini bilmediği coğrafyalarla paylaşır.

Sonra o gençler teker teker dağılırlar memleketin bir köşesine. Okumuş büyük adam olmuşlardır.

Yükselen dalgayı yakalamıştır büyük kısmı. Hayat başka türlü akmaktadır. İdealler henüz reddedilmese de artık başka şeylerden heyecan alınmaktadır.

Zamanın ruhunu(!) daha doğrusu değişimi yakalayanlar için bir zamanlar dava adamından işittikleri çok uzak günlerin tesellisi gibi gelmektedir. Hatta hatırlamak, onlarla yüzleşmek sıkıntı verir olmuştur.

Dönem değişmiş, insanlar hayal edemedikleri yerlere gelmiş, bir zamanlar izbe köşelerde mumla aranan nadir insanlar her tarafta etkili yetkili olmuştur.

Zaman değişmiş dava adamından dinledikleri hafif bir dudak tebessümüyle hatırlanan geçmiş zaman nostaljilerine bırakmıştır.

Ama o hâlâ orada, o köşesinde, yıllar önce neyi niçin savunuyorsa onu aynı kararlılıkla anlatmaya, okumaya, paylaşmaya devam ediyordur. Her birinin gözlerinde birer umut ışığı o gençlerden pek kimse kalmasa da.

Geçen zamanın yüzündeki çizgileri derinleştirse, etrafı tenhalaşsa da o hala büyük anlatıların, şiirin, derin mevzuların peşindedir. Yaşanmakta olanlar onu şaşırtmamıştır. Fikir öfkesi ve dava heyacanı hala diridir.

Anadolu'nun kim bilir kaç köşesinde benzer portreler çizilebilir. Kim bilir bu portrelerin hangi parıltılı çehrelerin üstünde gölgesi düşmektedir. Yakından bakın göreceksiniz onlar yüzlerini çevirip kaçsa, hatırlamak istemese de.

Evet bir zamanlar 'dava adamı' vardı.

Tüm bunlar, bir dava adamının yıllardır yayınlamadığı kitabını okumaya başlamam vesilesiyle bende yaptığı çağrışımlar.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yeni Şafak hakkını helâl etsin. Bu yazı yarım alınamazdı. (Doğruluş)

Yazar: Akif Emre
13-07-13
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 2
Osman Alihan
İdealizmin fotografi
Tarih : 14-07-13

Dava adamları demek ki her yerde her zaman aynı kaderi paylaşiyorlar. Sayın yazar mevzuyu o kadar güzel anlatmış ki etrafımıza bakınca az da olsa dava adamlarını görüyoruz. Hepsinin bir ideal uğruna çileleri aynı.

 
AHMET
BİR ESKİ ZAMAN MASALI: DÂVÂ ADAMI
Tarih : 13-07-13

Masal deyince bin yıllar evveline gitmeyin; nihayet 20-30 yıl evvelinin masalı bu masal... Gençlerimizin artık para, geçim ve kariyerden başka idealleri kalmayınca "masal" olup çıktılar. Hep paradan başka değerleri temsil ettikleri için gençler nazarında artık "gıcık" geliyorlar. Ama onlarsız dünya ne kadar yavan ve tatsız, yokluklarında daha iyi anlaşılacak. Tekrar o heyecan köpürmesini bulabilir miyiz, bilinmez.

 
DÂVÂ ADAMI
Online Kişi: 13
Bu Gün: 91 || Bu Ay: 3.899 || Toplam Ziyaretçi: 2.233.565 || Toplam Tıklanma: 52.280.275