ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DERİN İRTİBATLAR
Okunma Sayısı: 2404
Yazar: Ünal Tanık
KIMILDASA ÖLECEKTİ(!) ŞİMDİ SİYASETİN GÖBEĞİNDE

Prof. Mehmet Haberal, 17 Nisan 2009'da tutuklanarak cezaevine konulduğunda hemen hastalandı ve yoğun bakım devreye sokuldu. "Kımıldatılsa ölecek" denilen Mehmet Haberal, şimdi tahliye edildi ve her şey unutuldu.

Başlıktaki ifadede kimden söz ettiğimi, Türkiye gündemini az çok takip edenler gayet iyi hatırlayacak.. Evet, tam da ondan söz ediyorum.  Mehmet Haberal'dan...

Ama sandığınızın aksine Haberal'ın Ergenekon Davası kapsamında ne kadar büyük suçların içinde yer aldığından, hastanesine yatırdığı dönemin Başbakanı Ecevit'i ölüme mahkum ettiğinden falan söz etmeyeceğim.

Daha küçük şeylerden söz edeceğim.

Hatırlarsanız, Prof. Haberal, Ergenekon soruşturması kapsamında 13 Nisan 2009'da Ankara'da gözaltına alınmıştı. Bir kaç gün Ankara'da sorgulanmış ve ardından da dönemin Cumhurbaşkanı (Bana ne olur kalkıp da 'cumhurbaşkanları için o tabir kullanılmaz, 9. Cumhurbaşkanı denir' türünden lakırtılar etmeyin. İçimden onu demek gelmiyor. Bağnazlıksa, Demirel antipatisi de benim bağnazlığım) Süleyman Demirel tarafından İstanbul'a uğurlanmıştı.

Nihayet 17 Nisan'da, Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Tabii gönderildiği yerin adı "cezaevi" idi. Örgüt içinde bu kadar üst düzey biri, hiç cezaevinde çürütülür müydü? Pek çok generale uygulanan yöntem devreye sokuldu. Hemen hastalanıverdi ve İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde yoğun bakıma alındı.

Ardından, malum medya kanalıyla haberler pompalanmaya başlandı. "Ülkeye bu kadar hizmeti dokunan bir bilim adamının hayatı ile oynuyorlar" tarzındaki haberlere her gün bir yenisi eklendi.

"Haberci" kılığındaki Ergenekon piyonları, kulaklarına üflenen bilgilerle yaptığı haberlerde işi öyle bir yere taşıdılar ki, Haberal sağdan sola döndürülse can verecek sandık.

Ergenekon'un o zamana ilişkin bugün göz ardı edilen en önemli taraflarından birisi, o günkü yargı-doktor-medya arasındaki kirli ilişkileri konusu.

İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü yoğun bakım servisi, Haberal'a tam tamına 21 ay koruma kozası ördü. (Öyleyse bu hastaneye dikkat... "Doğruluş")

Savcılar, 30 dolayında polis eşliğinde 2 Aralık 2010 ve 20 Ocak 2011 tarihlerinde iki kez Kardiyoloji Enstitüsü yoğun bakım servisinde arama yaptı. Haberal ve yanındaki odalarda 6 saat süren arama sırasında malum doktor-medya çetesi el ele verip öyle bir hava estirdi ki hepimiz "kasten cinayet" işlendiği zehabına kapıldık.

Avukatı Soysal Bayraktar'ın arama sürerken yaptığı açıklama hâlâ gözlerimin önünden gitmiyor. "Sayın Haberal, 6 saat boyunca hayata sarılabilmek için büyük mücadele vermiştir"  diyen Bayraktar, muhtemelen hayatının rolünü oynamaktaydı.

Avukat Bayraktar, Jean-Michel Valantin'in, "Hollywood, Pentagon ve Washington" isimli kitabında Doğu Bloku'nun yıkılışında sinemanın önemini anlatırken dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan'a dayandırdığı, "avukatlar iyi birer aktör olmak durumunda" sözlerinin hakkını veriyor olmalıydı.

Adli Tıp Kurumu doktorlarının verdiği, "hayati riski yok" raporu üzerine Haberal, 11 Şubat 2011'de 21 ay boyunca otel ve stratejik üs gibi kullandığı Kardiyoloji Enstitüsünden alınarak Mehmet Akif Ersoy Hastanesi'ne sevk edildi. (Dikkat, hapishaneye değil, yine hastaneye. "Doğruluş")

"Kımıldatılsa ölecek" olan Haberal için başka bir hastaneden tetkik raporu istendi. Mehmet Akif Ersoy Hastanesi'nin verdiği raporu, bir hekim yerine Avukat Dilek Helvacı açıkladı.

Elindeki grafikleri yorumlayan Av. Helvacı gazetecileri müvekkilinin ne kadar kritik durumda olduğuna inandırmaya çalıştı. Helvacı, doktorların görevini niçin üstlendiğini anlatmamıştı ama niçin koruduklarını izah etme gereği duymuştu:

"Bugüne kadar Hipokrat yemini etmiş doktorları korumak zorunda kaldık. Ancak bu tetkikler, ani ölüm riski altında olduğunun kanıtıdır."

Av. Helvacı bu kadarla da kalmadı, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu Üyesi Operatör Doktor Mustafa Oktan Aktürk ile Dr. Osman Karakaya hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.

Helvacı, "Bu isimler hakkında skandal nitelliğindeki, yok hükmündeki bu karara imza atmaları sebebiyle, Adli Tıp Kurumu’na, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na Türk Tabipler Birliği’ne ve Türk Kardiyoloji Derneği’ne görevi kötüye kullanmak suçundan suç duyurusunda" bulunduklarını söyledi.

BU KEZ CHP DEVREYE GİRİYOR

Mehmet Haberal, 12 Haziran 2011 seçimlerinde Demirel kontenjanından CHP listesinden Zonguldak milletvekili seçildi. Haberal o tarihten sonra doktor ve avukatların yanı sıra bir de anamuhalefet partisinin koruma şemsiyesi altına girmiş oldu.

Seçimlerin ardından 8 Ağustos'ta bir grup CHP milletvekili Silivri'deki Haberal'ı ziyaret etti. Emine Ülker Tarhan, Muharrem İnce, Aytun Çıray gibi isimlerden oluşan 5 kişilik CHP heyeti, "hayati tehlike" martavalını yine gündeme getirdiler. Yeterli tıbbi cihaz bulunmadığı gerekçesiyle bir an önce donanımlı bir hastaneye yatırılması için çaba harcadılar.

Silivri Cezaevi, kısa sürede CHP'li vekiller için, kendilerini medyada boy gösterme aracına döndü.

12 Ağustos'ta Haberal'ı ziyaret eden İsa Gök, sağlık durumunun çok ciddi olduğu bilgisini paylaştı ve "Orada bir can gidiyor" dedikten sonra, cezaevi görevlilerinden hükümet üyelerine kadar herkesi tehdit etmekten çekinmedi:

"Eğer ki asla ve asla düşünmek istemediğimiz bir şey vuku gelir, cezaevinde Allah göstermesin bir şey olursa burada oluşacak bir vefattan dolayı kim sorumlu olacaksa meclis başkanlığından, hükümetine, kamuoyundan tüm dünyaya ilan ediyorum. Cezaevinde oluşacak bir vefattan dolayı kim sorumlu olacaksa kendini hazırlasın."

ANNE CENAZESİNDE UNUTULMAYAN KAHKAHA

Kamuoyu, cezaevinden acı haberi bekleyip vicdani muhasebe yaparken, vefat haberi içerden değil dışarıdan geldi. 92 yaşındaki anne Medine Haberal 9 Nisan 2012'de vefat edince, cezaevindeki oğluna 2 gün cenaze izni verildi.

O güne kadar, hakkında yönlendirme haberler ile bilgi sahibi olan kamuoyu, Haberal'ı cenazede bitik bir halde göreceğini düşünüyordu. Cenazede Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelen Mehmet Haberal'ın neşesinin yerinde olduğu görüldü. Haberal, eski dostlarının arasında cenaze ortamında değil, eğlence mekanında gibi keyifli idi.

5 Ağustos'ta ise Ergenekon Davasına bakan mahkeme heyeti, öteki sanıklara müebbet ve 20 yılı aşkın hapis cezaları verirken Haberal hakkında tahliyeyi getiren bir cezaya hükmetti.

Haberal, aynı gün cezaevinden tahliye oldu. Ankara'ya ve ardından bayram dolayısıyla memleketi Zonduldak'a gitti.

Öteki cezaların meşruiyetini sorgulayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Haberal'ın tahliyesine ilişkin meşruiyeti aklına bile getirmedi.

Demirel'in gözdesi, CHP'nin Zonguldak milletvekilini takip eden gazetecilere Mehmet Haberal'ın sağlık durumuna ilişkin sorular sorduğumuzda aldığımız cevap ise çok kısa ve yalın: Cezaevine girdiğinden daha sağlıklı görünüyor.

Cevabını öğrenmek istediğim soru şu: "Kımıldatılsa ölecek" diye yayın yaparak, açıklama yaparak aklımızla alay edenlere diyecek hiçbir şeyiniz yok mu?

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ünal Tanık
12-08-13
E mail: rotahaber.com
 
 
Yorumlar: 1
AHMET
BU BİR HEZİMET!
Tarih : 12-08-13

Ünal Hoca'dan Allah razı olsun. Herkesin unuttuğu bir hakikati hatırlatıverdi. O CHP milletvekillerinin peşine düşmeli ve bu çelişkiyi sormalı. Yargı marifetiyle malum beynelmilel güç karşısında Ak Parti'nin bileği bükülmüştür. Ak Parti, evet bir hakim değildir, evet yargıya direkt müdahale de edemez; ama ya bu hâdiseyi vatandaşa izah ederler ya da "yenilmiş" görüntüsüne razı olurlar. Vicdanlar yaralanmıştır. AKP, Haberal'ı bir şekilde tekrar içeri (Başbuğ'un yanına) sokamazsa siyasete gözü mor devam edecektir. Bizden hatırlatması.

 
KIMILDASA ÖLECEKTİ(!) ŞİMDİ SİYASETİN GÖBEĞİNDE
Online Kişi: 23
Bu Gün: 425 || Bu Ay: 4.233 || Toplam Ziyaretçi: 2.234.052 || Toplam Tıklanma: 52.284.071