ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 1803
Yazar: Hamdi Kalyoncu
OKUMAK BEYNİ KORUYOR

Beyni koruyan çok önemli bir faktör “okumak!”
       Okumanın beyin üzerinde öylesine önemli etkileri söz konusudur ki, başka hiçbir şeyin bunun yerini tutması mümkün olamaz.
       Konunun yeterince anlaşılması için önce zeka ve beyin gelişiminin seyrine göz atalım:

Vücuttaki birçok organ, anne karnında son şeklini almış olmasına rağmen beynin organik ve fonksiyonel gelişimi doğumdan sonra da devam eder. Buna bağlı olarak da zeka hızlı bir ilerleme gösterir. Bu hızlı gelişme 13-15 yaşına gelinceye kadar aynı şekilde sürer. 18 yaşına kadar zeka gelişimi yavaş da olsa sürer. Bu yaştan sonra ise 20'li yaşların başına kadar aynı kalır. 20-25 yaşlarından sonra da, sinir hücrelerinin her gün bir miktar ölerek kaybıyla birlikte zekada da gerileme başlar.
       "Kişi 80 yaşına gelmiş ve hala bunamamışsa zeka yaşı 12 yaşındaki seviyeye kadar inmiştir. Yetişkin ve yaşlı insan, aradaki bu açığı tecrübe ve bilgisi ile kapatır." (146) Prof. Dr. Ayhan Songar, Psikiyatri, İst. s.324
        Eğer erken bunama söz konusu olursa, zeka seviyesinin erken yaşlarda çok daha aşağılara inmesi kaçınılmaz olur.
        Normal şartlarda hemen her insanda, 20 yaştan sonra sinir hücresi kaybı başlar, günde ortalama 50 bin sinir hücresi yok olur. Bu kayıp yaş ilerledikçe artar ve 60 yaşlarından sonra günde tahminen 100 bin sinir hücresi ölür. Buna bağlı olarak da beynin ağırlığı azalır.
        İnsan beyni yeni doğanda 350 gr. iken 20 yaşında 1400 gr ve 90 yaşında 1000 grama kadar iner.
        Böylece beyin ağırlığı 65 yaşta %5, 75-80 yaşta %10, 85 yaştan sonra %20 azalır.
Beyin kabuğunun hücrelerinin azalması 40 yaştan sonra görülmeye başladığı, girintili çıkıntılı olarak görülen beynin dış kısımlarında daralma ve sinir hücrelerinin azalması sonucu beynin içinde beyin-omurilik suyunun dolaştığı kanallarda genişlemenin 40-50 yaşlarında belirginleştiği görülmüştür. İleri yaşlarda beyin ağırlığının %15'i azalmakta, sinir lifleri sayısında %40, sinir iletim hızında ise %10 azalma olmaktadır. Bunun yanında ve bunlara bağlı olarak; motor aktivitede, bütün duyuların algılanmasında ve mental fonksiyonlarda da belirgin azalma olmaktadır.
        Biyokimyasal olarak da hücre içi enzimlerde ve hücreler arası haberleşmeyi sağlayan maddelerde değişiklikler olmakta.
        Kan akımında azalma, beyinin oksijen ve glikoz metabolizmasında da azalmayı birlikte getirmekte, oksijen ve glikoz kullanımıyla ilgili problemler ortaya çıkmaktadır.

Beyin elektriksel aktivitesi de yaşlanmayla yavaşlamaktadır. Bütün bunların sonunda gidiş bunamaya doğrudur.
 
 
                                                        "Ya Kullan, Ya Kaybet"
 
         Beyin öyle kıymetli ve nazik bir organ ki, kendisine değer verilmediğini görünce küsüp gider. Kadrini, kıymetini bilmeyen, onu yerli yerince kullanmayanlardan uzaklaşır, ya da bir başka ifadeyle geri alınır. Bunu, sinir fizyolojisi üzerine çalışanlar, "ya kullan, ya kaybet" ilkesiyle özetlemişlerdir.
         "Hayatın ilk haftaları, ilk ayları ve hatta belki ilk yılı içinde beynin birçok bölümü aşırı sayıda nöron üretir ve bunların aksonları da başka nöronlara bağlanmak üzere pek çok dala ayrılır. Eğer bu yeni sinir hücreleri, uygun başka nöronlarla, kas hücreleri ile veya salgı hücreleri ile bağlantı kuramazlarsa birkaç hafta içinde yok olur giderler.

"Bir bebeğin doğumundan kısa bir süre sonra beynin çeşitli bölgelerindeki nöronların nihai sayısı ve bağlantıları "ya kullan ya kaybet" ilkesine göre belirlenir. Bir örnek vermek gerekirse, yeni doğan bir hayvanın bir gözü, birkaç hafta boyunca kapalı tutulursa, görsel korteksdeki hücre katmanları dejenere olur ve o göz hayat boyunca ya kısmen ya da tamamen kör kalır.
         Normal gelişmesine ulaşan, kısaca beyin dediğimiz sinir sistemimiz kullanıldığı taktirde diri kalır.
         Kullanma beyni koruyor. Okuma ve öğrenme ise sinir sistemini en geniş çapta çalıştıran ve koruyan bir eylem olarak karşımıza çıkıyor.
         Eğitim, beynin bir amaca yönelik olarak, planlı ve yeniden şekillendirilmesi işlemi olarak iki biçimde oluşabilir:

Birincisi, doğumdan itibaren doğal ve sosyal çevre uyaranları tarafından oluşturulan genel bilinçlenme ve şekillenme, ikincisi ise beynin belirli bir gelişme aşamasından sonra özel gayret ve uyaranlara bağlı olarak şekillenmesi.
           Eğitim düzeyinin, beyin fonksiyonlarının gelişmesindeki etkisi açıktır.
      Kullanılan beyin gelişiyor ve korunuyor. Kullanılmadığı oranda ise hem kendini meydana getiren hücreleri hem de fonksiyonunu kaybediyor.
           Bundan en çok etkilenen de, şuurlu faaliyetlerimizin merkezi durumunda bulunan üst beyin (korteks) denen kısım oluyor.
           Zamanla, "Beynin bu alanında, başlangıçta var olan nöronların yüzde 50'si veya daha fazlası yok olur."(111) A.J.Guyton&Hall, age, s.745
          Okumak, beyni besleyen en önemli ve belki tek eylam.! Ya okuyarak beyninizi koruyacak, ya da okumaktan uzak kalacak ve beyniniz azalacak ve hızla bunamaya doğru yol alacaksınız.!
          Seçim sizin…
          Okumak, ama bir şartla; "anlayarak, düşünerek okumak!
          Beyni, kalbi ve ruhu, fikir, zikir ve şukur üzere buluşturmak için okumak.!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Hamdi Kalyoncu
13-08-13
E mail: anahaberyorum.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
OKUMAK BEYNİ KORUYOR
Online Kişi: 20
Bu Gün: 310 || Bu Ay: 6.866 || Toplam Ziyaretçi: 2.238.380 || Toplam Tıklanma: 52.324.314