DERSHANE KRİZİ KİMİN NE İDÜĞÜNÜ ORTAYA ÇIKARDI

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / AKTÜALİTE

Okunma Sayısı: 2475

Yazar: Arzu Erdoğral

DERSHANE KRİZİ KİMİN NE İDÜĞÜNÜ ORTAYA ÇIKARDI

Kurtlar konseyi Samanyolu!

Ortaya çıkan fotoğraf çok net ama hiçbir sanatsal değeri yok…

Kimileri bu fotoğrafa bakınca gülme krizine giriyor kimileri ise ağlama!

Ne gülen ne de ağlayan taraf olmayanlar ise bu fotoğrafa bakıp sadece yazıklar olsun diyebiliyor.

AK Parti ile Gülen Cemaati’nin arasının bozulduğu uzunca bir zamandır biliniyordu. Ancak taraflar böyle bir durumun olmadığı yönünde açıklamalar yapıyordu ta ki dershanelerin kapatılacağı yönündeki haberlerin kamuoyuna yansımasına kadar…

Zaman Gazetesi’nin “eğitime büyük darbe” manşetiyle alevlenen tartışmaya, Bugün Gazetesi davul çalarak eşlik ederken Samanyolu Haber’de Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümete dönük sert ifadeler ile ateşe odun taşıdı.

Halk TV’yi örnek almışçasına dershaneler kapanacak diye ağlayan çocukların ve “beni evlendirecekler” diyen kızların olduğu haberler ise gazetecilik adına yoruma bile gerek bırakmadı.

Hükümetin Anadolu insanının önünü kestiği iddiasından tutun da dershanelerin PKK’nın isteği üzerine kapanacağına kadar birçok ithamda bulunuldu.

Deniz Baykal’ın kaset olayında “CHP ile Cemaat yakınlaştı” haberlerinin yapıldığı günlerde bizzat kendisiyle görüştüğüm ve “iktidarla aramıza fitne sokmak istiyorlar” şeklindeki açıklamalarından zerre şüphe duymadığım Hüseyin Gülerce dahi hükümeti topa tuttu hem de muhalefetin dershaneler üzerinden kendilerine destek verdiği show’un sahneye konulduğu şu günlerde…

“Firavunlar karşınızda ise doğru yoldasınız” ifadesini kullanan Fethullah Gülen’in yargılanan ve bir kısmı mahkûm edilen darbecileri serbest bırakmak istediğini söylemesi ise anlaşılır gibi değildi.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dershaneler kapatılırsa liselerden mezun olan 2 milyon öğrenci için Halk Eğitim Merkezleri’nin devreye sokulacağı ile ilgili haberler ise görmezden gelindi.

Gezicilerin, cemaate Taksim gazı vererek meseleyi alay konusu haline getirmesi de birilerine “biz ne yapıyoruz” dedirtemedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın “Dershane konusu tekrar ele alınacak. Yüreğinizi soğutun. Bunu başkası söylese dikkate almayabilirsiniz ama ben söylüyorum” ifadelerinden sonra birileri geri adım atsa da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bunu anlamak için Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın haddi aşan “Dershaneler kapanır ama kapatılamaz!” yazısını okumak yeterli.

Dahası gazetenin, Samanyolu TV’de yayımlanan 'Şefkat Tepe ' isimli dizinin fragmanını gerçekmiş gibi “Karanlık Kurulu’n hain planları dehşete düşürdü” başlığı ile vermesi meselenin boyutlarının nereye ulaştığını gösteriyor.

Dershanelerin kapanması konusunu yabancı servislerin iktidar üzerinde etkisi olduğu şekli ile profesyonelce senaryolaştırılmış bir operasyon olarak gösteren dizi de, cemaate yönelik operasyonların sürdürüleceği, medyanın bu alanda da büyük görev yaptığı, sosyal medyanın ise özellikle bu iş için kullanıldığı vurgusu yapılıyor.

Kurtlar Vadisi’nin çakması yorumlarına neden olan dizideki Karanlık Kurul anlayacağınız iktidara bol bol mesajlar yolluyor.

2013 yılının Ocak ayında Radikal Gazetesi’nden alıntılandığı şekliyle “Kurtlar Vadisi adlı ünlü televizyon dizisindeki ‘Kurtlar Konseyi’ gerçek oldu” haberini Samanyolu internet sitesinde okuyan dizi senaristleri benzer bir durumun Karanlık Konsey içinde olmasını da hayal ediyorlar galiba!

Doğruyu söylemek gerekirse hayalleri kursaklarında kalacak.

Sırf “yasadışı oluşumların üzerine gidiyorlar aman bizlere yaptıkları haksızlıkları sineye çekelim” diyenler için bile bir devir çoktan kapandı.

Bunları şimdi söylemiyorum 2009 yılında bu köşede kaleme aldığım iki yazıda da bugün ne söylüyorsam o gün de aynılarını söylemiştim. Üstelik kimsenin bu konuları konuşmaya cesaret bile edemediği bir dönemde... Yani birilerinin dediği gibi bugün yandaşlık kadrosunda olup da konuşmuyoruz.

"Gülen cemaati ve Medya... Heyhat ki heyhat..." başlıklı yazıda ve devamında Eğitim kurumlarına zeki ve paralı ailelerin çocuklarının girebildiğini, medyadaki büyümenin kibirle birleşince birilerinin sırf cemaat içerisinden olduğu için hak etmediği koltuklara oturduğunu belirtmiş ve “Tasfiye edilecek gazete(ci)ler listesi” başlığıyla bir yazı kaleme alan Ekrem Dumanlı’ya ithafen “Kibirlilik, adaletsizlik ve hizipçilik yapan kim varsa, biran önce tasfiye olup gitsin” demiştik.

Şimdi ne diyor Dumanlı; Ne diyelim tarih var, ahiret var, Allah var...

Ekrem Dumanlı’ya özellikle Ahmet Turan Alkan’ın “Ben laiklikten yanayım çünkü Cenabı Hak da öyle isterdi…” ifadelerini hatırlattıktan sonra kendisinin söylediğine tamamıyla katıldığımı belirterek bir ekleme daha yapmak istiyorum.

Dünya bir misafirhane…

Fakirler de var zenginler de…

Yalanlar da var doğrular da…

Çıkarlar da var samimiyet de…

Kibirliler de var alçakgönüllüler de…

Ne oldum diyenler de var ne olacağım diyenler de…

Çok şey var be…

En önemlisi ise; Şeytandan adalet bekleyen de var sadece Allah’ın adaletine güvenen de…

Ne diyelim herkes ekip biçtiğinin karşılığını görecek işte!