İSTERSENİZ OKULLARI DERSHÂNEYE DÖNÜŞTÜRELİM

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)

Okunma Sayısı: 1748

Yazar: Ali Karahasanoğlu

İSTERSENİZ OKULLARI DERSHÂNEYE DÖNÜŞTÜRELİM

Başlıktaki teklifimin iki değişik anlamı var..
Birincisi, okulları kapatalım..
Bütün okulları dershaneye dönüştürelim..

Öyle ya..
Haftanın beş günü eğitim veren okullar bir işe yaramıyor da..
Haftanın iki gününde, dershaneler işi bitiriyor ise..
Okullar değil, dershaneler önemli ise..
Okulları kapatalım..

5 gün boyunca gereksiz masraf yapmayalım..
Haftanın iki gününde, dershane usulü eğitim ile, işi bitirelim..
Var mısınız?

“Olur mu canım öyle şey” diyecekler.
Çünkü, okulsuz dershanenin hiçbir işe yaramayacağını, onlar da biliyorlar..
“Okuldaki eğitim”i temel aldıklarını.. İşin “püf noktaları”nı öğreterek, kısa yoldan parsayı topladıklarının farkındalar..

Onun için, okulları kapatıp, tüm okulların dershaneye dönüştürülmesi halinde, eğitim sisteminin çökeceğini çok iyi biliyorlar..
“Temel bilgiler”i okulda almamış çocuklara, “püf noktaları”nın öğretilmesinin de imkansız olduğunu biliyorlar..
•
Başlıktan verdiğim önerinin ikinci versiyonu..
Okulları da dershane mantığı ile çalıştırmak..
“Dershanesiz olmaz” diyorsanız..
İşte size dershaneli çözüm.
Okullarımız; haftanın üç günü, klasik okul usulü ile.. haftanın iki günü de dershane mantığı ile çalışsınlar..

Dershanelerin kapanması halinde, oradaki öğretmenler de adil bir şekilde okullara dağıtılsın..

Dershane usulünü iyi bilen öğretmenlerin öncülüğünde, okullar iki günlüğüne dershaneye dönüştürülsün....

Böylece, bugünden farklı olarak neyi sağlamış olacağız?
Haftanın yedi günü, çocuklar at gibi koşmayacaklar.. Ve halkın cebinden, gereksiz yere dershane ücreti çıkmayacak..
Var mısınız?
•
Dershanelerin özelliği ne?
“Test tekniği”ni öğreterek, kendilerini başarılı göstermek..
Oysa üniversite imtihanı, test tekniğinden uzaklaşsa..
Anlatıma dayalı bir imtihana geçse..
Dershaneleri okula dönüştürmeye de gerek kalmaz.
Kendileri hemen bu dönüşümü sağlarlar..
Çünkü test dışındaki imtihanda, dershanelerin (suni de olsa) başarı şansları kalmaz..
•
Bırakın liseyi.. Üniversitede bile.. Şu öğretim üyesinin soru tarzı başka.. Bu öğretim üyesinin soru tarzı başka..
Ben hukuk fakültesinden örnek vereyim..
Başka fakülteler için de, benzer örnekler verilebilir..
Bizim dönemimizde, İstanbul Hukuk’ta, iki sınıf var. Bir sınıfa “hukuk usulü” dersinde bir öğretim üyesi giriyor.
Diğer sınıfa diğer öğretim üyesi..
Aynı dersten.. Bir sınıfta başarılı olamayanlara, “Buralarda fazla oyalanma, git işine gücüne bak, bu fakülteyi bitiremezsin” gözü ile bakılıyor.
Diğer sınıfta ise, sadece farklı öğretim üyesinin o derse girmesi sebebi ile..
Sınıfın % 98’i dökülüyor..
Dolayısı ile.. Dershaneler, üniversitede sınıf geçme için merkezi kurs açsınlar da boylarının ölçüsünü, göreyim..

Bakalım, üniversite imtihanındaki test usulünü istismar ederek elde ettikleri rağbeti sağlayabilecekler mi?
•
Pratikte her şeyin kursu var da..
Üniversitelerde sınıf geçmek için merkezi yapılı bir kurs değil, “özel ders” usulü ile kurs var..

Dershaneler, üniversitelerde okuyan öğrencilere de, yaygın bir kurs açmış olsaydı..
Nasıl başarılı olacaktı?

Aynı fakültedeki bir öğretim üyesi ile, diğer öğretim üyesinin tarzı bile farklı..
Tek bir usulle, iki öğretim üyesi için de, geçerli bir kurs nasıl verecekler?
Veremezler.. Veremeyince de, “Bize gelenler, sınıflarını geçtiler” diyemeyecekler!
Öyle ise tüm sorun; “test tekniği”nin istismarı!
•
Onlar da neyi istismar edeceklerini biliyorlar zaten..
Nerde test var.. Oraya damlıyorlar..
Üniversiteye giriş imtihanında, yıllardır çıkan soruların hepsini almışlar.. Nasıl olsa döndüre döndüre aynısı çıkacak diye..
O soruları, gerekirse çocuklara ezberletiyorlar.. Bunun adı da, “başarı” oluyor..
Soruları hazırlayanlar biraz daha ter dökse.. Tamamen farklı tarzlarda sorular hazırlanabilse..

Dershanelerin bugünkü afra tafrasından, ortada hiçbir şeycik kalmaz..
Ama, imkansızlık sebebi ile, ne anlatım tarzında bir imtihan yapılabiliyor.. Ne de çok değişken soruları sormak mümkün oluyor..
Bu boşluktan yararlanmak da, dershanelere kalıyor..
Sonra da bize caka satıyorlar: “Bize gelenler başarılı oldu.”
Başarınızın tek sebebi “test usulü sınav”ın istismarı değilse..
Okula niye dönüşmüyorsunuz?
Dönüşün okula.. Görelim “başarınızı”!