ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 4191
Yazar: Necip Cengil- Tekil Haber
SİZİ RAHATSIZ ETMEYE GELDİM


Bu bir cümle bana âit değil, iktibas… Fakat her kesim için, onları gerçekten rahatsız edecek, rahatlarını kaçıracak
birilerinin çıkması gerekir. “Rahatsız eden adamlar"ın bitmesi gelişmenin, iyileşme anlamında gelişmenin durması demektir.

Bilgiyi tek yönlü bakış açısıyla, nesilden nesile sürdürenler, rahatsız eden şahsiyetlere iyi bakmazlar.

Ezber mantığına, bilginin masalımsı nakline âşık olanlar, farklı bakış açılarına kaşlarını çatarlar.

“Ülke siyâsetinde at gözlüğüyle bakmayı bırakın.” diyenler çıkınca, sofrayı düz yere koyup, aynı şeyleri tıka basa yedikten sonra kusmayı alışkanlık hâline getirenler rahatsız olur.

“Alışkanlık hâline getirilen her iş, yapanı ve yapılan işi sıradanlaştırır.” diyenler arz-ı endâm edince, bâzı kişiler onları “düzen bozan” olarak îlân eder.

Kim ne derse desin, nasıl değerlendirirse değerlendirsin, “alışmış olanları rahatsız edecek” birileri sürekli çıkmalıdır.

Tabii “Sizi rahatsız etmeye geldim.” diyenlerin de sağlıklı olması şartı vardır.

Denilebilir ki, rahatsız edecek cesâret ve sağlık aynı bedende birleşebilir mi? Evet, birleşir.

Bütün peygamberler geldikleri toplumun, alışılmış yaşantı modelini rahatsız etmiştir. İnsanları ezerek, onların omuzları üzerinde yükselenleri rahatsız etmiştir.

Gerçekten peygamberlerin vârisleri konumundaki âlimler, bilginler “saltanat sahiplerini” rahatsız etmiştir.

Hayâtı iyi okuyan bilginler (Sokrat gibi) “yedikçe kusan sofra sâhiplerini” rahatsız etmiştir.

Bugün içinde yaşadığımız toplumda, ülkemizde yaşanması istenen kimi gelişmeler birilerini rahatsız etmektedir.

Adâlet, müsâvât, özgürlük çizgisine vurgu yapanlar “sofra sâhiplerini” hop oturtup hop kaldırmaktadır.

Geçmişin işkencelerinden mes'ul durumda olan kişilerin hukuk karşısında eşit konumda hesap vermeye çağrılmaları, böyle bir ihtimal rahatsızlık uyandırmaktadır.

Hukukun adâlet ve müsâvât çizgisinde oturması için “alışılmışı rahatsız eden hukuk” adamlarının çıkması gerekir. Böyle bir ihtimal belirince, “sofra sâhipleri” hemen harekete geçerler.

Nitekim öyle oluyor.

Geçmişin “yürek yakan sahneleri” sebebiyle “Gelin, hesap verin.” denilenlerin içinden “Kafama sıkarım, hesap vermem!” diyenler çıkıyor.

Aslında bu söylemi şu şekilde de okumak mümkün diye düşündüğüm olur: “Hele böyle bir girişimde bulunun, kafanıza sıkarım/sıktırırım!” mı denilmektedir?

Sivil siyâset hâlâ birilerine “birkaç numara” büyük geliyor.

Halkın önüne getirip koydukları demokrasinin aslında ne olduğunu anlamaya başlayanlar çoğalınca “Demokrasi bizim dediğimizin dışında tanımlanamaz.” demeye başlıyorlar.

Bir şâir akıcılığıyla…

Bir aydın endişesi ve cesâretiyle…

Bir âlim fedâkârlığıyla…

Bir siyâset bilimcisi diliyle…

Bir târih şuûruyla…

Ezberleri bozacak şekilde; "Sizi rahatsız etmeye geldik." diyenlerin ortaya çıkması, târihî misyonlarını yerine getirmesi, ülkeyi insanlık çizgisinde en üst sıralara taşıyacak çalışmalara imzâ atmaları, adâlet, müsâvât, özgürlük çizgisini beslemeleri, kötü gidiş kapısı açmak isteyenleri durdurur.

Dünyâda yeni bir yapılanma rüzgârı esiyorken, ufuk açıcı bir siyâset oluşmazsa…

Şimdiye kadar nasıl gelmişse, ülke öyle idâre edilirse…

Alışkanlıklar üzerinden, fazla yorulmadan, risk almadan “al gülüm-ver gülüm” işleyişi devam ederse…

Hiçbir şey değişmez.

Hattâ 12 Eylül ile birlikte başta Diyarbakır olmak üzere, Mamak ve benzeri yerlerde, bugün dahi okurken, tüyleri diken diken eden işkence seanslarına özlem duyanlar, yeniden yol bulmaya çalışırlar.

İnsanımızın yüzünün gül açması en büyük dileğimiz…

NOT: Vurgular bize âittir. (Doğruluş)


Yazar: Necip Cengil- Tekil Haber
18-07-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SİZİ RAHATSIZ ETMEYE GELDİM
Online Kişi: 11
Bu Gün: 22 || Bu Ay: 2.581 || Toplam Ziyaretçi: 2.231.030 || Toplam Tıklanma: 52.260.728