ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 4133
Yazar: Emine Esra-Tekil Haber
ASIL GİTMEN GEREKEN YERE GİTMEMİŞSİN AYŞE ARMAN



Hürriyet yazarı Ayşe Arman’ın dizi hâline getirdiği
‘karşı mahallede yaşam’ mâcerâsı eğlencelik bir seyirden ibâret. Tesettüre girince birden gerçeklere gözlerini kapayan acar muhâbire soyunmadan önce muhakkak gitmesi, görmesi ve yaşaması gereken birkaç önerim var. Bu yazı ona ithâf olunur…

Başörtülü olduğunu iliklerine kadar hissedeceğin kapıya yanaşmamışsın. Yüzüne karşı gerçekte ne olduğunu haykıran sese kulak vermemişsin. Bu gittiğin yerler, güzel ülkemin ticârî çarklarının döndüğü ‘lay lay lom’ yerler. Sen asıl başörtülüsün diye karşılaşacağın muâmeleyi tahmin edip pır pır atan yüreğinle yola düşmek için hazırlandığın endişeli saatleri yaşamamışsın. Kapıların suratına çarpılacağını bile bile, ama ananın ak sütü gibi çalışarak gitmeye hak kazandığı yerden geri çevrilmenin aşağılayıcı hâline tanık olmamışsın. Bu, ne İsmailağa’da Allah’a sığınarak yürümeye benzer ne de başka bir şeye… Üstü kapalı dile getirdim, ama senin pratik zekân bunu çözmüştür diye düşünüyorum…

Diyorum ki, hazır İsmailağa’ya kadar gitmişken iki kilometre daha batıya yönelseydin de bu kıyâfet denemesi ile İstanbul Üniversitesi’nin kapılarını zorlasaydın. Sen sayfiyede dolaşmışsın sevgili Ayşe o yazlık kıyâfetlerinle. Ama aynı kılığın nasıl zırha dönüştüğünü ancak cenk meydanına geldiğinde anlayabilirdin. Evet, tatil dönemindeyiz, ama yine de bu konuda üniversiteye başörtüsüyle girme denemesinin aklına geleceğine ihtimal vermezdim.

Üniversite önünde kılığını değiştirmek için bir tabela ardı, bir baraka altı, bir kuytu köşe arama telâşına girmedikçe başörtülü kızı anlayamazsın. Adları koca koca sütunlara yazılmış üniversite girişlerinde başındaki bezi indirip ‘kıl yumağını’ tepene takmadan bizi bilemezsin. Yüzlerce arkadaşının ders gördüğü amfide kılığın yüzünden profların ‘çık dışarı!’ hitaplarına mâruz kalmadıkça bizimle empati kuramazsın. Bu aşağılayıcı hal, ne Reina’nın kapısında kalmaya benzer ne de Beymen Brasserie’de küçümsenmeye…

BASKIYI YANLIŞ YERDE ARADIN

Müsaade edin de bu gezdiğiniz yerlerde artık ‘baskı’ olmasın. Ben sana konuyla ilgili gerçek habercilik yapabileceğin birkaç adres vereyim. Yüreğin yetiyorsa git. Bileğin yetiyorsa yaz.

ÜÇ `K’ ENGELİNİ AŞMAYI DENE: KAMPÜS, KAMU, KIŞLA

Meselâ başörtünle kışla nizâmiyesinden geçmeyi dene. Nişanlının yemin törenini seyretmek istediğini, onu ne kadar çok sevdiğini ve onunla gurur duyduğunu söylemek için yanında bulunmak istediğini söyle. Ya da komando olarak Yüksekova’ya gönderilen ağabeyini belki son görüşün olacağını anlatarak seni başörtünle içeri almalarını iste. Dillendir bakalım… Boynunu büksen de o kumaş parçası fular olmadan, darağacı gibi seni boğmadan alacaklar mı içeri?..

Meclis yolunu…
İsmailağa’da tecrübe ettiğin, “Pislikten başka bir şey değilsiniz.” cümlesi var ya… Bir de ona, “Biri bu kadına haddini bildirsin.” ifâdesi eklensin… Değil bir iki kişinin, yüzlerce ateş püsküren nefesin ‘Vurun kahpeye!’ edâsıyla seni ezmek istemelerinin heyecânını yaşa… Sana ‘Burası başörtünle meydan okuyabileceğin yer değil...’ desinler.

Bir de kamuda çalışmayı...
Edebiyat fakültesini bitirdiğin halde başörtünle Türkçe öğretmenliği yapmak istediğini söyle meselâ Millî Eğitim müdürüne… Yüksek onur belgesiyle mêzun olduğunu, çocukluk hayâlinin öğretmenlik olduğunu söyle bakalım o Berlin duvarı suratlı adamlara… Anlat bakalım, sana eğitimini aldığın pedagojik formasyon anlayışla mı karşılık verecekler, yoksa kabaca kapıyı mı gösterecekler?..

YARALARIMIZA TUZ BASMASINLAR

Mağdûriyetlerimiz giderilmeden, yükseköğretim hakkı iâde edilmeden, siyâset yolu açılmadan, kamuda çalışma imkânı sağlanmadan, kendilerine oy verdiğimiz, hattâ ağabey yerine koyduğumuz insanların bizi görmezden gelmeleri canımızı yakıyor. Çok çok duygusal bir dille, ama net bir ifâdeyle söylüyorum: Yaralarımız sarılmadan Bülent Arınç, Kadir Topbaş gibi isimler, başı açık gelinlerine sarıldıkça bizim boynumuz bükük kalacak…. Hâsılı, sana değil, sorunlarımıza kayıtsız kalıp sonra da gözümüze sokar gibi âile fotoğrafları verenlere kızıyoruz.

Başörtüyle ilgili eğlencelik mekânlardan bomba haber çıkmaz sevgili Ayşe! Yaraya merhem olmak istiyorsan sahaya in. Seyirle empati olmaz. Mahalle baskısını bulamadın, belki gerçek baskıyı anlarsın…

Yazar: Emine Esra-Tekil Haber
19-07-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ASIL GİTMEN GEREKEN YERE GİTMEMİŞSİN AYŞE ARMAN
Online Kişi: 21
Bu Gün: 216 || Bu Ay: 2.775 || Toplam Ziyaretçi: 2.231.397 || Toplam Tıklanma: 52.262.969