ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÂKİF EMRE
Okunma Sayısı: 2061
Yazar: Akif Emre
PAPA: FİLİSTİN'E SEVGİ, SİYONİZME SAYGI

PAPA: FİLİSTİN'E SEVGİ, SİYONİZME SAYGIVatikan adına Kudüs'ü ziyaret eden dördüncü kişi olarak Papa Francis'in gezisinde de daha öncekilerde olduğu gibi bazı ilkler yaşandı. Bizzat İsrail'i tanıyarak Kudüs'e girmesiyle bile hem siyasi temsiliyeti hem de Hristiyan ilahiyatı açısından ilişkiler, uzlaşmalar, ödünler, yeni yorumların önü açılır.

Zaten dış politikayı salt stratejik oyunlar ve ulusların çıkar hesaplarının alanı olarak görmek genelde yanıltıcıdır. Dış politikayı bununla beraber ve bundan ayrı olarak bir medeniyetin kendi dışındakilerle kurduğu ilişkinin pratik uygulaması ve bu uygulamaları meşrulaştırma alanı olarak okumanın daha anlamlı olduğunu düşünürüm. Papa'nın Filistin ziyareti tam da bu tanıma uygun olarak dini ve siyasi temsiliyetin birleştiği, diplomasi ile ait olunan uygarlığın göstergelerinin temsil imkanı bulduğu bir geziydi.

Papa'nın Filistin gezisinin siyasi, diplomatik, stratejik boyutları kadar kültürel, dini sembollerinin de bir diplomasi aracı olarak nasıl yansıdığı birlikte okunmazsa bu gezi eksik anlamlandırılır. Üç dinin kesiştiği bu alana dair siyasetten, uluslararası dengelerden bağımsız hiç bir çözümleme yapılamayacağı gibi bunun arkaplanında yatan tarihi, dini, kültürel boyutu dikkate almayan analizler de sadece eksik değil, yanlış okuma olur.

Papa'nın hem Filistin devlet başkanı hem İsrail cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmelerin diplomatik hedeflerinin ve sonuçlarının, en azından Papa'nın temsil ettiği Katolik dünya açısından, önemli bir yeri var. Önce siyasetin, diplomasinin ve dinin, kültürel sembollerin iç içe geçtiği bu gezinin semiyolojisine bir göz atalım.

Bazı ilkler yaşandı: bir papa olarak ilk kez Siyonizm'in kurucusu Theodor Herzl'in mezarını ziyaret etti. Bir başka ilk de, Filistin'i resmen ziyaret eden bir papa olmasıydı.

Her iki ilk de aslında Papalığın, Katolik kilisesinin derin çelişkilerini ortaya çıkarırken aynı zamanda çelişkileri ne türden bir uzlaşma/dini ve siyasi tavizler vererek çözmeyi istediklerine dair refleksinin de diplomasiye yansıyan biçimi. Din ve seküler dünya görüşleri arasındaki sorunlarını sürekli taviz vererek çözen, bu şekilde de değişime ayak uydurarak ayakta kalmayı deneyen bir Kilise'nin hem dini hem de siyasi alandaki uzlaşma/taviz geriliminin en uç düzeyde yaşandığı alanlardan biridir Filistin-Siyonizm sorunu.

Yahudiliğin, hele Siyonizm'in Katolik ilahiyatı açısından yeri, anlamı düşüldüğünde Theodor Herzl'in kabrini ziyaret, başlı başına çelişkiler yumağıdır. Siyasi olarak da Filistinlilerin devlet hakkını savunurken onların topraklarından kovulmasını, hatta Hristiyanlık açısından kutsal toprakların tarihte ilk kez Siyonistlerin eline geçmesini sağlayan ideolojinin kurucu babasına rahmet okumak bu kapanmaz çelişkinin somutlaştığı yerdi.

İsrail'in tanınması nasıl Katolik dünyayı sarsan bir gelişme idiyse Siyonizm'in kurucusuna saygı sunmak da aslında Filistinlilere yapılan iyi niyet gösterisinin ve diplomatik desteğin altını boşaltan bir gösterge olarak okunabilir.

Her iki çelişkiyle birlikte uyuşma sanatı, diplomatik kıvraklık sayılsa bile dini bir otoritenin bu iki zıt gerçekliği aynı anda benimsemesini açıklayabilmek biraz da kilisenin tarihindeki derin çelişkilere bakarak anlaşılabilir.

Diplomatik sonuçları daha sonraya bırakacak olursak, Papa burada Hristiyanlık içi başka bir çelişkiye daha imza attı. İlk bakışta Fener Patriği Bartholomeos'la bir araya gelerek iki büyük Kilise arasında yapılan Kudüs buluşmasını yenilemiş oldu. Filistin'deki, Ortadoğu'daki Hristiyan Arapların önemli kısmının Ortodoks olduğu düşünüldüğünde Katolik dünyanın da kutsal mekânlarının bulunduğu Kudüs'te nüfuzunun başka yoldan gerçekleşmesi imkansızdı.

Tıpkı hem Filistinlilere devlet hakkı mesajı verirken hem de onları topraksız sürgün hale getiren ideolojinin kurucu babasına saygı göstermesi gibi Filistin'i parçalayan utanç duvarı önünde dua etmesi de derin bir çelişkiyi sembolize etti.

Papa'nın önünde dua ettiği duvar aynı zamanda Beytüllahim'le Kudüs'ü birbirinden ayıran çizgiyi temsil ediyor. Sadece coğrafi, siyasi, kültürel olarak değil tarihte ilk kez bu denli kesin biçimde Beytüllahim'le Kudüs birbirinden ayrı düşüyor. Şüphesiz siyasi, ekonomik pratik sonuçlarıyla her gün yüzleşiyor Filistinliler. Ancak Vatikan'ın Hristiyanlıkta temsil ettiği ruhani anlam itibariyle bakıldığında, Kudüs'le Beytüllahim'in arasına duvar örülmesi Hz. İsa ile Hz. Meryem'in birbirinden koparılmasıdır.

Hem duvarı inşa eden siyasete dua edip hem barıştan bahsetmenin derin çelişkisinin temsil ettiği anlam Vatikan'ın tarihi ve teolojik çelişkilerinin özetidir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Akif Emre
30-05-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
PAPA: FİLİSTİN'E SEVGİ, SİYONİZME SAYGI
Online Kişi: 24
Bu Gün: 332 || Bu Ay: 5.245 || Toplam Ziyaretçi: 2.235.624 || Toplam Tıklanma: 52.296.415