ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / -İZMLERE DÂİR
Okunma Sayısı: 3449
Yazar:
BİR KİTAP: YOLDAŞINI ÖLDÜRMEK!

BİR KİTAP: YOLDAŞINI ÖLDÜRMEK!

Aytekin Yılmaz anlatıyor: 17'sinde öldürülen Şimel, sevgilisiyle görüşteyken bıçaklanan Ramiz, dağda kurşuna dizilen Sorgul, 'Hakkımdaki ölüm kararını ben uygularım' diyen Devrim ve diğerleri...

"PKK içinde, Mehmet Şener gibi yüzlerce infaz var. Oğulları, kızları devlet güçleri tarafından öldürülenler, köyleri yakılıp yıkılanlar, faili meçhullerle karşılaşanlar şu veya bu şekilde haklarını arayabiliyor, seslerini duyurabiliyorlar. Oğulları, kızları kendi arkadaşları tarafından, PKK tarafından infaz edilenler ise bir sessizliğe gömülmüş, hayattan tamamen kopmuşlardır. Bu aileler için başvurulacak bir makam yoktur… PKK, örgütlerinin isimlerinde, yazılarında, konuşmalarında, ‘demokratik’ sözcüğünü çok kullanıyor. Bu sözcüğü çok kullanarak demokrat olduğu izlenimini yaratmaya çalışıyor. Demokratik ulus, demokratik vatan, demokratik özerklik vs. sözcüklerini sık sık kullanarak demokrat olamazsınız. Demokrat olmanın tek ölçütü vardır. O da ifade özgürlüğüdür. İfade özgürlüğü yaşama geçmeden demokrat, demokratik olamazsınız. PKK’nin övgüye değil, eleştiriye ihtiyacı vardır. PKK’yi ilerletecek olan eleştiridir. Özeleştiri de şüphesiz önemlidir."

5 Ekim 2010’da rizgari.com’da yayımlanan bu satırlar, Kürt sorununa ilişkin çalışmaları ve görüşleri nedeniyle hayatının yaklaşık 18 yılını cezaevinde geçiren İsmail Beşikçi’ye ait.

“Devrimci şiddet”, “parti kararı”, “merkez komitesi tasarrufu” veya “ihanet”, adını ne koyarsanız koyun, eski, çok eski bir hikâye bu. Misal, dünyada sol, hâlâ Bolşevizm’in liderlerinden Nikolay Buharin’in 1938’de idam edilmesini tartışıyor. Yaklaşık 50 yıl sonra itibarı iade edilse de, gri alandaki soru aynı; "ihanet" mi etmişti, yoksa görüşleri mi tehlikeli bulunmuştu?

Sosyalizmin sembol ismi Rosa Luxemburg’un, 1919'da Almanya’da kendilerini "sol"da kabul eden “vatanseverler”in yönlendirmesiyle linç edilerek öldürülüp nehre atılmasını hatırlayın. Her şeye kadir ”merkez komite”lerinin sorgulanamayan kararlarına, “çürümüş bir ceset”e benzettiği “bürokratik parti” yapılarına isyan ederken “Tarihsel olarak, gerçekten devrimci bir hareket tarafından işlenen hatalar, en zeki merkez komitesinin yanılmazlığından son derece daha verimlidir” görüşüyle donmuş yapılara isyan eden… “Hareket etmeyenler zincirlerini fark etmezler. Özgürlüğün fikri, kendisinden daha değerlidir” diyen… Ve tarihin cilvesine bakın ki, Diyarbakır’daki bir afişten hareket eden acar savcılığın soruşturma evrakına “PKK terör örgütü üyesi” olarak kaydedilen Rosa Lüksemburg!

Kürt sorununa çözüm yolunda hayatı boyunca gözünü budaktan esirgemeyen Beşikçi, örgüt içi infazları mahkûm ederken kadim bir tecrübeden hareketle demokrat olmanın tek ölçüsünü “ ifade özgürlüğü”ne bağlıyor.

O tecrübenin sağ tarafını biliyoruz; “Davadan döneni vurun!”

Peki “sol” örgütlerde neler oldu, neler “ihanet” sayıldı, hangi gerekçelerle canlara kıyıldı, işkenceler yapıldı?

Bu cinayetleri diyelim ki “devrimci şiddet” gibi gerekçeler yaratarak işleyenler arınıp örgütlerini güçlendirdiler mi, yoksa “katil devlet”in tetikçilerine benzer işlere bulaşıp kirlettiler mi?

Sorgulanmayan kararlar örgütleri nereye götürür? Zamanla partilerin yerine merkez komiteleri, onların da yerine kararları/talimatları sorgulanmayan şahıslar geçmez mi? “Her şeyi bilen” merkezlerin altındaki insanlar konuşabilir mi? İnsanlar konuşamazsa hesap nasıl sorulur, kitle örgütü “demokratik” olma vasfını neye dayanarak iddia edebilir?

Bir örgüt içinde farklı görüşler olması zaaf mıdır? Ve “farklı düşünce” bir “parti suçu” olabilir mi?

Ve “işkencede çözülme” iddiasıyla cezalandırma ne kadar meşru olabilir? İnsanlardan nereye kadar “fevkalade” davranışlar bekleyebilirsiniz? “Çözülme”nin zarar vereceği örgütler “illegal” yapılanmalar olduğuna göre, çözülmeyle zarar gören bir örgüt, işkence gören mensubu “rızai bir tavır” sergilemiş gibi infaza mı yönelmelidir? Yoksa tek “çözülme”den bütün yapılanmaya gelen zararın, bir örgütlenme zaafı olduğunu mu sorgulamalıdır?

İnfaz ve işkencelerle örgütün alt düzeyine aynı zamanda güç gösterisi yapmanın bedelinin insan hayatı olması kabul edilebilir mi, “omertà yasası” işletilip cinayetler seyredilebilir mi?

Nihayet, cana kıymak, yargısız infaz sadece devlet yaptığı zaman mı bir “insanlık suçu”dur?

Soru çok, tecrübe derin, yüzleşme zor, hesaplaşma çetin. Türkiye’de sol, toplumsal muhalefet kanalını ifade ettiğini öne sürüyorsa, bu kanalın temizlenmesi gereği de ortada. Özgürlüğü savunmayı, farklı olana saygıyı başka zamanlara ve yerlere bir kez daha havale etmemek için konuşmak, hesaplaşmak lazım.

Unutmamalı; adlarının önünde ne olursa olsun, zorbaların en büyük zaferi, buyruğundakileri de kendi kılığına büründürmesidir!

İşte, kanla da kirlenen bir mazinin muhasebesi yolunda çok önemli bir kitap İletişim Yayınları’ndan çıktı: “Yoldaşını öldürmek!”

Adı özet bu kitabın yazarı Aytekin Yılmaz.

1992’nin 24 Mart’ında Bayrampaşa Cezaevi’ne 25 yaşında bir PKK’lı olarak giren Yılmaz, 25 Temmuz 2001’de Gemlik Hapishanesi’nden çıktı. Bugün Mahsus Mahal Dergisi Yayın Yönetmenliği’nin yanı sıra kurucusu olduğu derneklerde çalışmalarına devam eden Yılmaz, cezaevinde geçen 9 yıl 4 ay 15 günde ve sonrasında tanıklıklarını önce 2003’te çıkan “Labirentin Sonu: İçimizdeki Hapishane” kitabında anlattı.

Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner’in editörlüğünde ve sonsözüyle yayımlanan “Yoldaşını Öldürmek” kitabında, Aytekin Yılmaz yazdıklarına bu kez, birlikte başka bir dünya savundukları örgütlerin yaşama hakkı tanımadığı kadın ve erkeklerin hikâyelerini ekledi.

DHKP-C tarafından 17 yaşında öldürülen Şimel Aydın, TİKKO’nun göğsünde kaşık sapından yapılmış kör bıçak bıraktığı Ramiz Şişman, PKK’nın kendisine reva gördüklerine katlanamadığı için başını duvarlara vuran Sorgul ve daha fazlasının yer aldığı bu kitaba bir giriş için buyrun.

Yazarla kitabı ve bu hadiseler üzerine yapılan mülâkâtı okumak için tıklayınız.

Yazar:
14-08-14
E mail: timeturk.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİR KİTAP: YOLDAŞINI ÖLDÜRMEK!
Online Kişi: 27
Bu Gün: 236 || Bu Ay: 9.493 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.218 || Toplam Tıklanma: 52.165.165