ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 2077
Yazar: Abdullah Harmancı
OKULLARDA SÖNEN HAYATLAR...

Yaşam Başka Yerde

01.04.2000 - 16:00, Kırkikindi

Yaşamın kendisi burada değil.
Burada olan bir yanılsamadan ibâret.

Ne yarışmalarımız gerçek bir yarışmayı andırıyor, ne galibiyetlerimizin sevincini damarlarımıza kadar hissedebiliyoruz. Yenilgiyse hakkıyla üzülebileceğimiz bir şey olmaktan çıkmış çoktan. Takdir edilmemişiz ki takdir edelim.

Körpecik öğrenciler görüyorum. Hocam ben bir senedir kareteye çalışıyorum, diyen tertemiz çocuklar. Ne olacaklar? Bütün imkânsızlıkları aşıp da dünyâ şampiyonu olsalar ne olacak? Rol kabiliyeti çok parlak çocuklar görüyorum. En iyisinden Anadolu'nun tozlu yollarında bir öğretmen olacaklar. Resme, yazıya kabiliyetli çocuklarımız var ki en fazla resim öğretmeni, edebiyat öğretmeni olacak ve akşam olunca evlerine sığınıp televizyon dizilerini izlemeye başlayacaklar.

Yaşamın gerçeği burada değil.
Burada yaşama benzeyen bir şeyler var.
Ama o değil.

Devletin okullarında olup biten eğitim değil, devletin okullarında olup biten şeye maskaralık demek gerekir ki, nezâket gereği böyle söylenmiştir. Çocukların ellerini sıkan, biten bir piyesten sonra onları alınlarından öpen öğretmenler, veliler bekliyorum. Yoklar. Yaşamı da, çocukları da ciddîye alıp onlara saygı duyan insanlar...

Bir bağrışmaca bu. Bir kovalamaca. Bir savmaca. Bir bıktırmaca! Bir oyalamaca! Başaramayınca ağlayacak insanlar... Başarınca ağlayacak insanlar... Burada yoklar. Yâhut onları biz yok ediyoruz. Orta 1, orta 2, lise 3 derken... tıpkımız olup çıkıyorlar. Bizden bir farkları kalmıyor. Gözlerinde ışıltı bitmiş. İdealsiz. Oyalanmak telâşında!

Son sınıflar son kez duruyor bahçe kapısında. Okullarına -öğrencisi olarak- son defa bakıyorlar. Onları tam da orada yakalamak, onları tam da köşede kaybolmak üzereyken yakalamak ve "İdealler!!!" diye bağırmak istiyorum. "İdeallerinizden vazgeçmeyin!!! Büyüklerinize aldırmayın!!! Yalnızlığı göze alın!!! Düş kurmayı unutmayın!!!"

Son sınıfları karşısına alıp da onlara yaşamın gizli anlamlarından söz edecek bir öğretmen hayal edemiyorum ben... Heyecanlarımızı içimize gömüp reklamlardan bahsediyoruz.

Çocuklarımız okul bahçesinden çıkıyorlar. Çocuklarımız çocuk olmaktan çıkıyorlar. Çocuklarımız gülümsemekten, çocuklarımız onları kimsenin umursamadığını anladıkları andan itibaren, büyük ve anlamlı hayaller kurmaktan, çocuklarımız günahsız bahar sabahlarından çıkıyor, aradıkları hayâtın bu ülkede olmadığını anlamış olarak çemberimizden çıkıyor, çocuklarımız düşlerinden çıkıyor ve şehrin gürültüsü içerisinde iyi bir maaş, güzel bir araba, kaloriferli bir dâire sâhibi olmak üzere sinemalardan, kitapçılardan, spor salonlarından çıkıyor, uzaklara gidiyor, orada yaşıyorlar.

Okuldayken resmim çok güzeldi, diyenlerine rastlıyorum yıllar sonra. Tiyatroya kabiliyetliydim ama... diyenlerine. Şiir yarışmalarından birinde üçüncü olmuştum ben... diyorlarken duyuyorum onları. Aynı kasiyerin sırasında oluyoruz çünkü. Aynı maç kuyruğunda. Aynı internet kafede. Aynı belediye gişesinde.

İçlerinden biri dönüp de bana, "Neden?" diye sormuyor. Şişman ve sessiziz, neden? İdealsiz ve sahipsiziz, neden? İştahlı ve iddiasızız, neden? Heyecansızız, neden? Yaşamımız kuru ve boş, neden?

Bir sorsalar söyleyeceğim, diyeceğim ki onlara: Yaşamın kendisi burada değil. Bu bir yutturmaca! Bu bir oyalamaca! Bu bir kandırmaca! Bu bir savmaca! Bu bir bıktırmaca!

Yaşama benzeyen bir şeyler var. Ama dokunduğunuz şey yaşam değil. Ne yenilgiler yenilgilere benziyor, ne başarılar başarılara... Düşlerinizi unutmak mı istiyorsunuz: Haydi sınıflara!

NOT:
Vurgular bize âittir. (Doğruluş)

ŞERH: Doğruluş olarak bin yıldan beri kullandığımız kelimeler varken onların yerine uydurulmuş olan -hem de hiçbir ihtiyaç yokken uydurulmuş- kelimeleri  kullanmayı uygun bulmuyoruz. Bu yüzden uydurulmuş "yaşam" yerine târihin haddesinden geçmiş köklü ve hâtıralı "hayat" kelimesinin kullanılmasının daha doğru ve güzel olacağı kanaatindeyiz. (Doğruluş)

Yazar: Abdullah Harmancı
20-07-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
OKULLARDA SÖNEN HAYATLAR...
Online Kişi: 24
Bu Gün: 371 || Bu Ay: 9.627 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.562 || Toplam Tıklanma: 52.167.821