ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2580
Yazar: Ali Tekelioğlu
'Eş'mi, 'sevgili' mi yoksa 'sevgili eş' mi?

Güzel Türkçemizde erkek, evlendiği kadına "eşim" der. Kadın da kocasına "eşim" der. Aynılıklarını, denkliliklerini anlatan bir kelimedir bu.


Peygamber Efendimiz (s.a.v) de; "Kadınlar erkeklerin şıkkıdırlar." buyurmuşlar.

 

Yani bir elmayı ikiye böldüğünüzde iki parça olur ve bu iki parça birbirine denk olur.

 

İşte kadınlarla erkekler bir bütünün eşit iki parçası gibidirler.

 

Eş olmak, evlenmeyi beraberinde getirir. Evlenmek ise evi yani yuvayı beraberinde getirir.

 

Yuva kelimesi, ev içindeki eş ve çocukların sevgilerinde doğan sıcaklığı ifade eder.

 

Sevgililikte ise, şehvetin yakıcılığından başka bir şey yoktur.

 

Eş olmak, sorumluluk demektir. Eşinizin sevinci sevinciniz; hüznü hüznünüz olur.

 

“Biz bu yazdıklarınızı her eş arasında göremiyoruz.” diyorsanız derim ki:

 

Evet, böyleleri vardır. Çünkü bunlar eş olmuşlardır ama “sevgili eş” olamamışlardır.

 

Sevgili olanlar sevdikleri süre içinde birbirlerine iyi davranırlar. Onlara göre imza her şey değildir.

 

Birbirlerine karşı sorumluluk hissi olmadan yaşamak hoşlarına gider.

 

Küçümsedikleri nikâh bağı olmadığı için birbirlerini terk etmede her zaman özgür hissederler.

 

Sevgiyi eş olma ile taçlandıramayanlar, birilerini kullanan ya da kendilerini kullandıran kişiler olarak kalırlar.

 

Eşlilikte bereket, sevgililikte rezalet vardır.

 

Eşlilikte, sevginin ürünü evlat ve torunlar, sevgililikte, cami önlerinden çocuk yuvalarına, oradan da kötü yerlere uzanan sevgisiz ve mutsuz çocuklar vardır. 

 

“Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.” (Nur suresi, 32)

"Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır. (Rum suresi, 21)

Âyet-i kerime, sadece sevgililiği reddetmektedir.

Büyük müfessirlerden Fahrettin-i Razi bu âyeti şöyle tefsir eder: “Ayette, "Liteskünü aleyha" denilmiş de "Liteskünü indeha" denilme­miştir. "İndeha" olsaydı o zaman; "onların tenlerinde huzur bulursunuz" anlamı çıkardı.”


Huzur, eşin sadece teni, vü­cudu değil aynı zamanda onun ruhudur, her şeyidir. Eğer sadece bede­ninde insan huzur bulsaydı eşi öldükten sonra da onun cesedinden ürpermezdi. Ama ruh bedenden ayrılınca o sevdiği eşinden insan korkar duruma geliveriyor.                                                                                 


Kadınlar yalnız çocuk üretmek için yaratılmamıştır. Öyle olsa idi hayvanlar gibi senede bir defa cinsel ilişki ile çocuk oluşurdu. Rabbim insanı hayvanlar gibi yaratmamıştır. Gaye yalnız cinsel ilişki değildir. Öyle olsa, eşler cinsel ilişkiden sonra ayrılmaları gerekirdi. Halbuki eşler, yirmi dört saat birlikte olmaktan ve aynı şeyleri paylaşmaktan zevk alırlar.


Bir de ayette "Mevedde(sevgi)" kelimesi önce, “rahmet” kelimesi sonra gelmiştir. Demek ki kişi kendi eşine karşı  sevgi  ile  bakacak,  başka  kadınlara merhametle  bakacaktır.

Allah(c.c), Rum suresi 20. âyette Adem(a.s)’ı topraktan yarattığını bildirdikten sonra diğer nimetleri anlatmadan hemen eş yaratmaktan bahsetmektedir. Bu da bize göstermektedir ki eş, dünya nimetlerinin en değerlisidir. Çünkü eşler Allah’ın aralarına koyduğu sevgiyi devam ettirip Allah’ın sınırlarını aşmadan yaşarlarsa bu eşlilik cennette devam edecektir.

“Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler. Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır. (Yasin suresi, 55-56)

"İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır. (Âl-i İmran 14)

Kadın sevgisi, onu eş yapmada kalır ve hayırlı evlatlar vasıtası olarak görülürse sıkıntı yoktur. Ama kadınlar sevgili yani faydalanılacak meta olarak görülürse bu, kadına da erkeğe de huzur vermez.

“…… Onlar, sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbise durumundasınız.” (Bakara suresi, 187)

Elbise, örtünme ve korunma aracıdır. Karı ile koca arasındaki ilişki, elbiselerle beden arasındaki ilişki gibidir. Nasıl bu ikisi birbirine çok yakın, uygun ve aralarında hiçbir şey yoksa, aynı şekilde karı ve koca birbirleriyle çok yakın ilişki içindedirler ve birbirleri için karşılıklı birer sükûnet ve mutluluk kaynağıdırlar. Her biri, karşı tarafın üzerine örtü çeker, onu korur.

Elmalı Merhum tefsirinde bu âyet-i kerime için şu güzel açıklamayı yapar:

“İki noktadan böyle birbirinizin elbisesi durumundasınız:

a) Bir taraftan elbise gibi birbirinize sarılır, sarmalaşırsınız,

b) Diğer taraftan elbisenin ayıpları örtmesi, soğuk ve sıcaktan koruması gibi, her biriniz, diğerinin hâlini gizleyip örter, namusunu muhafaza edip, günahlardan korur. Aranızda böyle bir beraberlik ve ilişki vardır.

Eşlilik, sevdiğinizin sevdikleri ile de sevgiyi beraberinde getirdiğinden sevgi toplumunun oluşturulması yönüyle de gereklidir.


Sevgili olanlar için böyle bir durum söz konusu olmadığından akrabalık bağları oluşmaz. Dolayısıyla sevgili yok olduğunda yalnız kalırlar. Sanatçı camiasının büyük çoğunluğu adım başı değiştirilen “Sevgili” hayatı yaşadıklarından cenazelerine o sevgililer bile gelmemektedir. Bir köşede sevgisiz ve arayıp soranı olmadan ölüp gitmektedirler.


Ne yazık ki gençlerimiz de bunlardan ders almayıp “Sevgili” yani büyük bir ihtimalle, bir gün terk edilecek olmayı seçmektedirler.


Allah (c.c), bekar Müslümanlara hayırlı eşler nasip etsin.


Evlilere ise:


Hz. Âdem ile Hz.Havva’nın, Hz. Muhammed Mustafa ile Hz. Hatice’nin ve Hz. Ali ile Hz. Fâtıma’nın sevgileri gibi sevgiyle birbirlerinin gözüne bakan “sevgili eşler” haline getirsin.

 

Eşimiz ve çocuklarımızla cennetin yamaçlarında seyahat etmek nasip etsin.


Selam ve dua ile.

Yazar: Ali Tekelioğlu
13-02-15
E mail: ateko09@hotmail.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
'Eş'mi, 'sevgili' mi yoksa 'sevgili eş' mi?
Online Kişi: 23
Bu Gün: 412 || Bu Ay: 5.838 || Toplam Ziyaretçi: 2.236.493 || Toplam Tıklanma: 52.305.298