ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1861
Yazar: İbrahim Tenekeci
BURADAYIZ, BEKLİYORUZ...

BURADAYIZ, BEKLİYORUZ...İstiklâl Marşı'nın “korkma” diye başlaması, her şeyden evvel cesareti gösterir. Ortada korkulması gereken bir durum olmasına rağmen, asla korkmamamız lazım geldiğini söyler. Dirayetli olmak, metanetli durmak, dağılıp gitmemektir bu. Şiirin “kahraman ordumuza” armağan edildiğini biliyoruz. Ordu bahsine bir ilave yapalım: “Ordu milletlerin en çok döğüşen, en sarpı.” (Yahya Kemal, Süleymaniye'de Bayram Sabahı.)

İstiklâl Harbi'ni milletçe verdik. 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi. Nihayetinde asker milletiz.

Yaşanmış hakikattir: Milletimiz, devletimizden daha kuvvetlidir. Devletimiz zayıf düşebilir, zaafa uğratılabilir. Millet daima sağlamdır. 28 Şubat sürecinde yaşananları hatırlayalım. Devlet başka bir zihniyetin eline geçmişti. Paralel ihanet şebekesini düşünelim. Devleti zaafa düşürdüler, mahremini bırakmadılar. Allah'ın izniyle, bu tür çabaların hiçbiri millete sirayet etmedi, millî sinelerde olumlu yankı uyandırmadı. Hep bir direniş oluşturdu. 28 Şubat'ın cevabı sandıkta, 15 Temmuz'un karşılığı meydanlarda verildi.

Milletimiz kahramandır. Cefakârdır. Basiret ve feraset sahibidir. Gönül gözü açıktır. Tekrar edelim: Türkiye, fedakârlık üzerine kurulmuştur.

1450 rakımlı ıssız bir dağ köyünde yaşayan ve 1938 doğumlu olan babam, 16 Temmuz sabahı erkenden beni aradı. Sadece bir soru sordu: “Oğlum, vatanı kurtardık mı?” Kurtardık baba. “Elhamdülillah” deyip telefonu kapattı, başka da bir şey söylemedi. Neler yaşandığını merak dahi etmedi. Vatan kurtulmuştu ve bu ona yetiyordu. Gerisi ayrıntıydı onun için.

Buralarda nice insanın 'tiyatro' olarak gördüğünü, milletimizin ana gövdesi işte böyle anlamıştı.

***

Özellikle takip ettim. İçimizden, camiamızdan bazı kimseler. 15 Temmuz gecesinde ortalıkta hiç görünmediler. Sonraki birkaç gün de göremedik onları. Çünkü ikinci dalga söylentisi / beklentisi vardı. İş tam mânasıyla belli olmamıştı.

Aktif twitter kullanıcısı oldukları halde, orada da bir cümle kurmadılar, kuramadılar. Ne olur ne olmaz, değil mi? Hele durum bir kesinleşsin.

Aynı kişiler şimdi bize 15 Temmuz direnişini anlatıyorlar. Üstüne bir de yüklü telifler alıyorlar. Ne diyebiliriz? Dünya hayatı böyledir ve maalesef budur.

Belediyelerde, birliklerde, kültür merkezlerinde, dergilerde, ortak kitaplarda. İşgal girişimine sessiz kalan birçok insanın sesini duyuyor, yazılarını okuyoruz.

Emin olun, bunlardan, böyle kimselerden geriye bir harf bile kalmayacak. Menfaat düşkünleri her zaman olmuştur, olacaktır. Onlar da örnek için lazımdır. İbret almalı ve halimize şükretmeliyiz. Ayrıca: Korkaklığı kınayamayız. Allah onu öyle yaratmıştır, fıtrattır. Hesapçı olmak, fırsatçılık yapmak ise elbette ayıptır.

Bizim gönül tarihimiz Mustafa Çavuş, Abdülezel Paşa, Boyabatlı Ömer oğlu Mustafa, Nene Hatun, Seyit Onbaşı, Sütçü İmam, Hasan Tahsin, Şerife Bacı, Selami Yurdan, Halil Kantarcı, Ömer Halisdemir, Fethi Sekin gibi isimlerin üzerinden ilerler. Gerisi resmîdir.

Kan aynıdır, maya birdir. Ömer Halisdemir'in ailesi yardım kabul etmemişti. 'İhtiyaç sahiplerini sevindirin' demişti. Silistre Savaşı kahramanlarından Mustafa Çavuş'a devlet maaş bağlar. 'Çalışabilecek durumda olduğu için devlete yük olmak istememiş ve bu maaşı kabul etmemiştir.'

Dua niyetine geçsin bu: Maddî fedakârlıklar, manevî kazançları beraberinde getirir.

***

Millet olarak yeni bir imtihanın içindeyiz. Bin yıllık kardeşliğe, kader birliğine kastedilmek isteniyor. Sistemli ve profesyonel terör saldırıları oluyor. Her saldırıdan sonra sosyal medyada ikinci dalga başlıyor. Meselenin psikolojik ayağını tamamlamaya çalışıyorlar.

Bu saldırıların niçin yapıldığını, neye karşılık geldiğini şükürler olsun ki milletimiz görüyor. Oyunu anlıyor. Duracağı yeri biliyor. Her saldırıdan sonra saflar iyice sıklaşıyor. Saf, aynı zamanda berrak, halis ve temiz demek. Bunu da unutmayalım lütfen. Ayrışmayı bekleyenler kaynaşmayı gördükçe, daha da öfkeleniyorlar. İnşallah öfke ve kinlerinde boğulup gidecekler.

İnsanlığını ihmal edenler her yerde var. Umut ise burada: Hayınlara karşı hayırlı evlatlar çoğunluktadır. Fedakâr insanlar, menfaatin uyruğuna girmiş olanlardan binlerce kez fazladır. Devletin önünden geçmeyen fakat milletin tam içinde olan insanlar. Milyonlarca Türkan Türkmen Tekin ve Mustafa Cambaz.

Buradayız, bekliyoruz.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İbrahim Tenekeci
07-01-17
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BURADAYIZ, BEKLİYORUZ...
Online Kişi: 19
Bu Gün: 282 || Bu Ay: 7.793 || Toplam Ziyaretçi: 2.240.224 || Toplam Tıklanma: 52.352.877