ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 3056
Yazar: C.Yakup Şimşek
TDK’NİN SALAŞI BARAKASI

(TDK’den Bir Düzine Hata – 21)
TDK’nin “apartman” hâllerini daha önce anlattım. O yazıda TDK’nin “apartman” manzaralarına bakıp şaşmış ve şöyle demiştim:
İmla falan şaştı yine,
Sayfa dolup taştı yine;
TDK’nin hataları
Düzineyi aştı yine

TDK’nin “apartman” ında bunca perişanlık olur da “salaş” ında veya “baraka” sında olmaz mı?
TDK’nin “salaş” perişanlığı daha madde başında başlıyor: TDK’nin Güncel Türkçe Sözlük’üne göre “salaş” kelimesi Türkçemize Bulgarcadan girmiş;  Büyük Türkçe Sözlük ile Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’ne göre ise Macarcadan gelmiş bir isim… Anlaşılan, TDK bu hususta son kararını verememiş. Merak bu ya, Bakalım, Sevan Nişanyan ne diyor?” deyip Sözlerin Soyağacı’na baktım. O da Büyük Türkçe Sözlükte ve Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde olduğu gibi, kelimenin Macarca (szállás) olduğunu kaydetmiş.
“Canım, Bulgarcadan gelmiş, Macarcadan gelmiş; ne fark eder?” diyebilirsiniz. Bana göre de bunun bir ehemmiyeti yok. Vatandaşların zaten öyle bir derdi olamaz; onlar duyup okudukları, böylece öğrenip benimsedikleri kelimeyi kullanırlar. Kelime öğrenmenin asıl şekli de budur. “Ana dili” dediğimiz lisanın meydana gelip gelişmesi de zaten bu yolla olur.
TDK’miz elbette Türkçe kelimeleri her yönden tetkik etmeli. (Nitekim kendisinin ilk adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ydi; vazifesi de Türk dilini tetkik etmekti.) Mesela her kelimenin menşeini ortaya koymalı. Türkçedeki her kelimenin ilk kez hangi eserde geçtiğini araştırıp yazmalı. (Şu andaki TDK lügatlerinden bunları öğrenemiyoruz; iyi ki Sevan Nişanyan’ın Sözlerin Soyağacı var…)
Evet, TDK her kelimenin menşeini bilmeli… Ama bildiğinden emin olmalı. Aynı kelime için bir yandan “Bulgarca” deyip öbür taraftan “Macarca” notu düşmemeli. (Düşerse kendi notu da düşer.)
“TDK” ismiyle “düşmek” fiili yan yana gelince benim aklıma nedense hep “TDK’nin hataya düşmesi” geliyor. Niye mi? O kadar sık düşüyor ki… Neyse, düşe kalka yoluna devam edecek işte…
Buyurun, TDK’nin “salaş” ında ve “baraka” sında düştüğü, düzineyi aştığı hataları siz de görün…
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nün Salaş Cümleleri 
Ahmet Midhat Efendi’nin Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar’ından bir cümle:
“Ekşi ve mundar bir şarap satılan meyhane kılıklı bir salaşa gidip, akşam yine ıskunaya avdet eder.”
Noktalama Hatası (I): TDK Yazım Kılavuzu’na göre bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra virgül konur. Fakat Ahmet Midhat Efendi’ye ait eserin künyesi verilirken kitap adı ile sayfa numarası arasına konmamış.
Noktalama Hatası (II): Bu cümlede art arda sıralanmış sıfatlardan ilki olan “satılan”  kelimesinden sonra virgül (,) konmalıydı.
Noktalama Hatası (III): TDK bir yandan Yazım Kılavuzu’nda Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz.” diyor, bir yandan da kendisi – yukarıdaki cümlede olduğu gibi – bu dediğine uymuyor: Nitekim bu cümlede geçen “gidip” kelimesi bir zarf-fiil eki (-ip) ile teşkil edilmiş fakat kendisinden sonra virgül konmuştur.
Virgül (,) işaretini lüzumlu yerlerde bazen kullanmayan TDK’miz bazen de – yukarıdaki cümlede olduğu gibi – lüzumsuz, hatta yanlış yerlerde kullanıyor.
“Lüzumlu ve lüzumsuzu bu kadar karıştırmak TDK'ye hiç yakışmıyor…” mu desem, yoksa “Lüzumlu ve lüzumsuzu bu kadar karıştırmak TDK'ye çok yakışıyor…”  mu? Bilmiyorum…
***
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Bir Sürgün adlı eserinden bir cümle:
“Karşı sahildeki salaştan banyolar ona yalnız İzmir’in “Karataş” ını, “Babribaba” sını hatırlattı.”
İmla Hatası:
İzmir’in meşhur “B a h r i b a b a” sının adı TDK’de  “B a b r i b a b a” olmuş… Yabancı bir isim gibi…
Noktalama Hatası: Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun bu cümlesi çift tırnak ( “ ” ) içinde aktarılırken “Karataş” ile “Bahribaba” kelimeleri tekrar çift tırnağa alınmış. Hâlbuki TDK Yazım Kılavuzu’na göre tırnak içinde verilen ve yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü belirtmek için çift tırnak değil tek tırnak kullanılır. Dolayısıyla “Karataş” ile “Bahribaba” kelimeleri tek tırnak ( ‘ ’ ) içinde verilmeliydi.
***
Enis Batur’un Acı Bilgi’sinden bir cümle:
“Kasvetli, salaş pek çok otele sığınmış, çoğu Kuzey Afrikalı göçmen, yarı göçmen işçilerin sefâleti bu gün ek bir boyut katıyor Benjamin’in 1928’de, 1929’da karşılaştığı insan manzarasına.”
İmla Hatası: TDK’miz “sefâlet” kelimesini bugün “s e f a l e t” şeklinde, yani düzeltme işareti (^) kullanmadan yazmaktadır.
Düzeltme (^) işaretini kendi kıstaslarına göre lüzumlu yerlerde bazen kullanmayan TDK’miz bazen de – yukarıdaki kelimede olduğu gibi – lüzumsuz, hatta yanlış yerlerde kullanıyor.
***
Enis Batur’un Kum Saatinden Harfler’inden alınmış bir cümle:
“Salaş biriki koltuğa çökmüş oturuyorlar.”
İmla Hatası: “Çok az sayıda, birkaç” manasına gelen ve ayrı yazılan bir iki” sözü yukarıdaki cümlede yanlışlıkla bitişik yazılmıştır.
Noktalama Hatası:
Bu cümlede art arda sıralanmış fiillerden ilki olan “çökmüş
kelimesinden sonra virgül (,) konmalıydı. kelimesinden sonra virgül (,) konmalıydı.

TDK’nin Barakası
Güncel Türkçe Sözlük “baraka”yı tarif ederken şöyle bir ifade kurmuş:
Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz eğreti yapı.”
Noktalama Hatası: Bu ibarede art arda sıralanmış sıfatlardan ilki olan “temelsiz”
Aynı hata Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde de tekrar edilmiş.
***
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde Reşat Nuri Güntekin’in Eski Şeyler’inden bir cümle:
“Memur boşanan yağmura karşı başında bir şemsiye ile dışardan barakanın kapısını açar.”
İmla Hatası: Cümledeki "d ı ş a r d a n” sözü "d ı ş a r ı d a n” diye yazılacak.
***
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde Nazım Hikmet Ran’ın Yeşil Elmalarından bir cümle:
“Bir gece barakada kumar oynanır, küfredilir ve şarkı söylenirken, Muhtar bize İstanbul’un son yıllarını anlatıyordu yine.”
Noktalama Hatası: TDK bir yandan Yazım Kılavuzu’nda Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz. diyor, bir yandan da kendisi – yukarıdaki cümlede olduğu gibi – bu dediğine uymuyor: Nitekim N. Hikmet'in cümlesindeki "söylenirken” kelimesi bir zarf-fiil eki (-ken) ile teşkil edilmiş fakat kendisinden sonra virgül konmuştur.
***
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’ne Füruzan’ın Sevda Dolu Bir Yaz’ından alınan, kusurlu bir cümle:
“Ellerini çırptığında bahçenin dibindeki galvanizle kaplanmış küçük barakadan iki delikanlı çıkıveriyor.”
İfade Kusuru: Şimdiki gramer kitaplarının “anlatım bozukluğu” diye isimlendirdiği, eskilerin ise “ta’kid” dediği ifade kusuru: Cümle unsurlarının dizilişinde isabetsizlik…
Bu kusur cümlenin manasını belirsiz hâle getiriyor: “Bahçenin dibindeki” şey “galvaniz” mi, yoksa “baraka” mı? Cümledeki ifadeye göre bunun cevabı “galvaniz”“Füruzan neyi kastetmiştir?” diye düşünürsek “baraka” diyoruz.
Uzun lafın kısası:
1. Füruzan’ın bu cümlesi kusurludur. (Çünkü “galvanizle kaplanmış” sıfatı, ifadeyi kilitliyor. “Bahçenin dibindeki küçük baraka” nın “galvanizle kaplanmış” olduğu, bir başka cümlede belirtilebilirdi.)
2. TDK örnek cümle seçerken dikkatli olmalıdır.
Son söz: TDK dikkatli yürümediği müddetçe ikide bir düşecektir. Hataları her sayfada düzineyi aşacaktır. Onun bu hâllerini görenler şaşacaktır. 

Yazar: C.Yakup Şimşek
04-12-10
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TDK’NİN SALAŞI BARAKASI
Online Kişi: 15
Bu Gün: 215 || Bu Ay: 10.111 || Toplam Ziyaretçi: 2.222.979 || Toplam Tıklanma: 52.185.565