|
Alt Kategoriler |
|
NECİP FAZIL KISAKÜREK Kategorisine Ait Yazılar |
MUHÂSEBE |
Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri!Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide!Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellîde.Fikrin ne fâhişesi oldum, ne zamparası!Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık;Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.Büyük meydana düştüm, u&cce Devamı...
|
BENİM NEFSİM |
Rûhuma bir kefen bezi yeter de;Yetmez aç nefsime sırma ve ipek.Çâre yok yüzünden düştüğüm derde,Yesem de toprakla karışık kepek.Güneşle bir tutsam girmez hizâya,Dar bulur sığmam der dipsiz fezâya.Kuyruk sallar, sonra hırlar ezâya,Benim nefsim, benim nefsim ne köpek! Devamı...
|
UTANSIN! |
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,Geride ne varsa, bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek re Devamı...
|
NECİP FAZIL'DAN ÖLÜME DAİR DÖRTLÜK VE BEYİTLER |
Kavuklu, başörtülü, fesli baş açık taşlarTaşlara yaslanmış da küflü kemikten başlarKum dolu gözlerle süzüyor insanlarıSüzüyor sahi diye toprağa basanları* * *Ölüm dedikleri ölünceye dekDünya, balı zehir yalancı petekOrada bulursun biraz bekle tekBurada yaşamak sandığın düşü* * *Ölecek miyim tam da söyleyece Devamı...
|
CANIM İSTANBUL |
Rûhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, edâ, iklim;
O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misâle.
Devamı...
|
AYNALAR YOLUMU KESTİ |
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvî mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsî emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağ Devamı...
|
SONSUZLUK KERVANI |
Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben,
Üç ayakla seken topal köpeğim!"
Bastığınız yeri taş taş öpeyim.
Bir kırıntı yeter, kereminizden!
Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben...
Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller...
Ufuk önlerinde bayrak kulesi.
Bu gidenler Altun Kol Silsilesi;
Ölçüden, âhenkten daha güzeller.
Gidiyor, gidiyor, nurdan heyke Devamı...
|
|
|