ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 4314
Yazar: M. Şevket Eygi
CAMİLERDE SANDALYE!

Din Kurulunu Tebrik Ediyorum

DİYANET İşleri Başkanlığı "Din İşleri Yüksek Kurulunun" camilerdeki sandalyelere, sıralara, taburelere karşı aldığı kararı alkışlıyorum.

Birileri camilerimizi kiliselere benzetmek istiyordu.

Birileri imamlara baskı yaparak, onları tehdit ederek camilere daha fazla sandalye, daha fazla tabure yerleştirmelerini istiyordu.

Birileri, şer'an özrü olmayan kişilerin namazlarını sandalyeler üzerinde kılmasını ve secde yapmamasını istiyordu.

Böylece Hıristiyan kardeşlerine "İşte bakınız, ibadet yerlerimizi sizin kiliselerinize benzetiyoruz" demek istiyorlardı.

Din İşleri Yüksek Kurulu, sıra, sandalye ve taburelerin cami dokusu ile bağdaşmadığını, secde edemeyen kimselerin yere oturarak secdeyi ima ile yaparak namaz kılmalarının uygun olduğu kararını verdi.

Şimdi yapılacak şey, camilerdeki fazla sandalye, tabure ve sıraları kaldırıp atmak olmalıdır.

CHP diktatörlüğü zamanında bazı camilerimizin zeminine, cemaatin secde edeceği yerlere boydan boya, üzeri muşamba kaplı ve yerden beş santim yukarıda tahtalar koymuşlardı. 1950'li yıllarda Ankara Hacı Bayram camiinde bunları görmüştüm. Daha sonra Demokrat Parti iktidarı esnasında bu çirkin bid'atler kaldırılıp atıldıydı.

Camilere sandalye, tabure ve sıra doldurmak bid'atini kimler çıkartmıştır? Bu işin kaynağı nedir? İmamlara kimler sandalye baskısı yapmıştır?.. Bu hususların aydınlatılması ve açıklanması gerekir.

Zamanımızda Ehl-i Sünnet dışı bir mezhep türemiştir. Bu mezhebe göre üç hak din vardır, bunların üçü de İbrahimî dindir, üçünün bağlıları da ehl-i necattir ve cümbür cemaat Cennet'e girecektir. Diyanet Yüksek Kurulu bu konuda da bir fetva çıkartmalı ve Ümmet'i aydınlatmalıdır.

Ülkemizde Pakistanlı Fazlurrahman mezhebi de bilhassa bazı ilahiyatçılar tarafından benimsenmiştir. Bunlar taqiyye yaparak kendilerini gizliyorlar, zahiren Ehl-i Sünnet görünüyorlar ama zamirleri Fazlurrahmanidir. Yüksek Din Kurulu, Kur'andaki nice hükmün bugün geçerli olmadığı bozuk ve sapık fikrine ve inancına sahip bu bid'at mezhebi hakkında da fetva vermelidir.

Bazı bozuk görevliler, Cuma namazından sonra cemaatin, cumanın son sünnetini, zuhr-i âhir namazını, iki rekat vakit sünnetini kılmasını da istemiyorlar. Kurul bu konuda da halkı uyarmalıdır. İbadete mani olmak büyük bir zulümdür. (Dördüncü yazı)

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: M. Şevket Eygi
18-12-10
E mail: milligazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
CAMİLERDE SANDALYE!
Online Kişi: 34
Bu Gün: 248 || Bu Ay: 10.940 || Toplam Ziyaretçi: 2.224.684 || Toplam Tıklanma: 52.202.423