ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 3707
Yazar: Şefik Dursun
MODERN ENGİZİSYON: İKNÂ ODALARI

Son günlerde eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun yardımcısı ve şimdi CHP İstanbul milletvekili Nur Serter’in “ikna odaları” olarak isimlendirilen 28 Şubat Post-modern darbe dönemindeki uygulamaları gündemde... Nur Serter verdiği bir röportajda bu konu ile ilgili “kendimi hukuk karşısında korumak için kayıtları aldım. Zamanaşımı geçtiği için de imha edeceğim” dedi. Bunun üzerine mağdurlardan birinin şikayeti sonucu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü soruşturma kapsamında YÖK’e bir yazı yazarak ikna odası kayıtlarını istedi... Ayrıca İ.Ü.Rektörü Prof.Dr. Yunus Söylet de Nur Serter’den kayıtları talep etti. Eğer savcılığa TBMM’den soruşturma izni verilirse Serter hakkında “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme, kamu görevine ait araç ve gereçleri suç işlemede kullanma” gibi suçlamalarla dava açılabileceği basına intikal etti...

28 Şubat ile başlayan hukuksuz ve zulüm haline dönüşen antidemokratik uygulamalar sonucu birçok öğrenci eğitimini bırakmak zorunda kaldı. Başlangıçta üniversiteye kaydı başörtülü olarak yapılmış ve eğitimini belirli sınıflara kadar bu şekilde sürdürmüş olan kız öğrencilerimiz derslere, uygulamalara ve sınavlara alınmadılar... Önce sakal-bıyık vs. gibi yasakları da olaya katmış olmalarına rağmen daha sonra sadece “başörtüsü yasağı” ortada kalmıştır...

İkna odalarında bilhassa üniversiteyi yeni kazanmış ve kaydını yaptırmaya gelen öğrencilere “başlarını ikna ederek” açtıklarını belgelemek ve bir daha” başlarını kapatırlarsa” tehdit olarak kullanmak üzere yapılan uygulamadır... O gün öğrencinin laik güçler karşısında (!) mahcup hali ile kaydı, daha sonra şantaj olarak kullanma arzusunun ortaya çıkmasıdır. Öğrenci tek olarak birkaç öğretim üyesinin arasına alınıp, bu konuda daha çok bayan öğretim üyeleri görevlendirilmiştir, çeşitli ikna yöntemleri kullanılmış olsa da “bu şekilde okuyamayacağı ya da kaydının yapılmayacağı” öğrencinin önüne koyulmuştur. Sonuçta bu “istikbalinin elinden alınacağı tehlikesini” göstererek orada başlarını açmalarını sağlamaya çalışan bir baskının uygulamasıdır... Bunun sorumlusu sadece Nur Serter değildir; aynı zamanda dönemin Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve YÖK Başkanı Kemal Gürüz’dür; ayrıca 28 Şubat darbecileridir. Darbeye teşebbüs etmekten yargılananlardan önce; darbe yapanlardan ve darbecilerin üniversitelerdeki tetikçilerinden hesabı sorulsun diye millet, 12 Eylül referandumunda Evet oyu kullandı. Bunu millet olarak hâlâ bekliyoruz...

28 Şubatçıların Zulmü, İsrail’in Filistin’de Yaptığından Farklı Değildir

Bunlar başlangıçta sınava girme hakkı olan öğrencileri sınava-derse almayarak da suç işlemişlerdir... Bu suça iştirak etmek istemeyenleri görevlerinden, güdümlü soruşturmalar ile almışlardır... Bu dönemi Anabilim Dalı Başkanlığından başörtülü öğrencileri sınava aldığı için uzaklaştırılmış biri olarak yaşadım, biliyorum... Uygulamanın başında anayasal suç işlediğini, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeki Anabilim Dalı Başkanları toplantısında Alemdaroğlu’na söyledim. Öğrencilerin hakkı olduğu halde sınava alınmaması, eğitim hakkından mahrum bırakılması zalimce bir uygulamaydı. Oysa 28 Şubat’ta inanan insanlara ve onların okumak isteyen evlatlarına yapılan bu zulümler o günlerde bazı yargı mensupları tarafından normal görülüyordu... Normal görmeyen yargı mensuplarının görev yerleri değiştiriliyordu... Zamanla bunun nedenlerini anladık... Bir HSYK vardı ve bu işleri organize ediyordu... 28 Şubat sürecinde yargı mensuplarının otobüslere doldurularak brifing almaya gittiklerini hatırlayalım... Yakın zamanda Ergenekon Davasında görevli hakim ve savcıların yerlerini değiştirmek için yaptıklarını izleyerek bunları daha iyi tanıdık...

Şimdi Nur Serter bu kayıtları vermek istemiyormuş... Muhtemelen de vermeyecek... Kendisi de biliyor ki, yaptıkları hukuki değil, yoksa vermekten neden kaçınıyor olsun? Ancak yargı isterse bu kayıtlara ulaşabilir. Güzel olanı kendisinin teslim etmesidir. Konu ile ilgili olarak olayı yaşamış öğrencilerimiz var. Bunların birbirlerine şahitliği söz konusu... Bu konunun varlığı, suçun işlendiği, öğrencilerin ifadeleri ve Serter’in röportajı ile gayet açık... Kayıtlar olmasa da bu kişi yaptığı yasal olmayan işlerden dolayı yargılanmalıdır. Böylece işlediği birçok suç daha ortaya çıkacaktır...

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Şefik Dursun
18-01-11
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MODERN ENGİZİSYON: İKNÂ ODALARI
Online Kişi: 27
Bu Gün: 150 || Bu Ay: 608 || Toplam Ziyaretçi: 2.226.032 || Toplam Tıklanma: 52.214.920