ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : EDEBİYAT / UNUTULMAYANLAR
Okunma Sayısı: 1788
Yazar: M. Salih Eren
İÇİMİZE ÇİLE TOHUMU EKMEK İSTEYEN ADAM


Parayı sol elleriyle tutanların destanımsı hikâyeleriyle büyümüş, bir Fethi Ağabey’imiz vardı!

Lise yıllarında kutüphanede okuduğum sayfaları üzerindeki yürek izlerinden yıpranmış eski bir vasıtasıyla tanıştım. Dostuk Üzerine’nin eski bir baskısıydı bu. Bu kitabın hayatımı kökünden değiştireceğini bilmiyordum o zaman. Ama öyle oldu. Hayatımda adı anıldığı zaman onun kadar heyecanlandığım, birden nabzımın harekatının kontrolden çıktığı çok insan yok. Belki “ilk”lerden olması onu bu kadar özel kılıyor benim için.

 

Onu hiç tanımayan gençlere seslenmek istedim bu yazıyla ve onlara, “Sizin hiç Fethi Ağabeyiniz öldü mü?” diye sormak...

Bir kitapta okumuştum. Dua tarzında bir tesbih, bir hamd cümlesiydi.

Şöyle diyordu:

“Sırf kendisinin tanınması için velîlerini bilinir kılan

Ve kendisini bilmesini arzuladığı kişileri onlara yönelten

Allâh ne yücedir”

Bu yüksek ifadeler insanlığın bir tasnifi gibi geliyor bana:

Velîler, Allâh’ın kendisini bilmesini arzuladığı kişiler, Allâh’ın kendisini bilmesini arzulamadığı kişiler…

Ve Fethi Ağabey şöyle diyordu:

“İçinize bir azap, bir çile, bir dram tohumu etmek istiyorum,

Son söz kadar aziz ve iffet dolu”


Şimdi.. kim içine bir azap, bir çile, bir dram tohumu ekilmesini ister?

Cevap: Allâh’ın kendisini bilmesini arzuladığı kişiler!

Bu tohum niye ekilecektir peki?

Cevap: Gelecek mübarek bir vakte hazır olmak için!

İman bir şevk olan zamanın tekrar gelmesi için!

Gözü olana ışımış ecelsiz bir sabah için!

“Sana hiçbir dilek verilmemiştir ki, onu gerçekleştirecek güç de birlikte verilmemiş olsun. Ama bunu elde etmek için çalışman gerekebilir.”

Öyle inanıyoruz ki,

Fethi Ağabey, dileme ve gerçekleştirme gücü aynı anda verilenlerdendi,

Ve bunu en güzel şekilde öğretenlerdendi.

İnsanı, sahte kimliğinden koparıp asil ve aslî yaratılış gayesine sürükleyip götüren

Mânâ erlerindendi.

“Eğer özgürlüğü ve mutluluğu istiyorsan senin dışında bir yerde olmadığını görmüyor musun?” denilmiştir.

Bunun için kendine dönen

Ve kendini tanımasına izin verilmiş herkes,

Fethi Ağabeyin dilinden dökülen her kelamı

sırf kendine söylenmiş gibi dinleyebilirdi.

Mesela ben şu ağır kelimeleri aşk ile hep üstüme alınmışımdır öteden beri:

“Aziz oğlum, sen benim umudum, mutluluğum şifa ve dermanım

Yaşama gücüm, yaşama sevincim ve kavgamın devamısın..

Sen benim fikir arkadaşım, yolda yoldaşım, tarikat karındaşımsın.

SEN ÖZLEMİNİ ÇEKTİĞİM Türkiye’ye, Anadolu’nun masum, zulme ve kahra uğramış insanına hizmet edeceksin. Bu hizmetten bir ibadet ahlâkı çıkaracaksın.


Senin bu güzel ahlâkın, benim kabir âleminde de sükûnum olacaktır!..

Saf iffet, som masumiyet Onun alınyazısıydı… Öyle inanıyorum..

Onun kelamını okurken ama her seferinde içimin infilâk etmesi de bu yüzdendir belki.

Safiyetin yüreğinden doğan her kelam, riyaya tek harf kaptırmamış her kelime,

kalbimi tam ortasından hizalayagelmiştir her zaman.

O benim için, tanınmasıyla hayatın değiştiği ilk “büyük adam”lardandı.

Sonra onu onun gibi dost yürekler takip etti. Ama o ilk olmaya her zaman devam etti.

İlk ezberlediğim, Amentü bildiğim, okurken, kucaklandığımı, koklandığımı hissettiğim bir kaç dost kelâmı paylaşmak istiyorum sizlerle.

Elbetteki sizler onları defalarca okudunuz, belki dinlediniz. Ama bu seferkileri

bendeniz, yüreğimle beraber okuyacağım müsaadenizle:

“İslâm’ı iyi bilmek, tasavvufu iyi anlamak gerekir. Abdestsiz gezmemek, temiz, tahir olmak gerekir. Zikirli, fikirli, besmeleli olmak, zırhsız gezmemek gerekir. Kararlı, iradeli, sabırlı olmak gerekir. Uykuyu azaltanın zamanı çoğalır, gaflet perdelerini yırtmak gerekir.

Yalnız insanın değil, kurdun, kuşun dikenin otun da hakkını görüp gözeteceksin.

“Müminin her nefesi bayramdır” Bunun için her nefes tevhid nimetine şükür gerekir.

Yazmak ilahi emirledir. Bunun garısı edebe mugayir olur. Rahmet-i ilahiyeyi coşturmak için, ve yazmaya icazet almak için, yirmi dört saatlik günde otuz saat okumak gerekir.

Din-i mübîn, çocukluk saffetine dönüştür. bunun için köhne dünyanın, yalnız harâmından değil, Haydar-ı kerrâr gibi, döne döne, helâlinden de geçmek gerekir.

Önce refîk, sonra tarîk, önce yoldaş sonra yol. Neye dost olduğunuza dikkat edin!

Dostunuzu düşmanınızı iyi ayırdedin! Her şeye dost olun, uykuya dost olmayın!

Peygamber-i Ekber uyumazdı. Her şeye dost olun, politikaya dost olmayın; Hırs-ı mâl ve hırs-ı câha dost olmayın! Paraya dost olmayın!

Ben, Parayı sol elleriyle tutanların destanımsı hikâyeleriyle büyümüş, “Ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeğe” diyenlerin kapısında kul olmuş bir arkadaşınızım.

Kendinize dost olun, uzuvlarınıza dost olun, kulağınıza, gözünüze, gönlünüze dost olun.

Kendisine dost olmayan gayrıya nasıl dost olur ki?

Tarihe dost olun, ağaca, komşuya, coğrafyaya dost olun ki gönlünüz beytullah olsun!

İnsan bağırsaktan ibaret değildir. Bağırsağı da vardır ama insan, gönülden ibarettir.

Bizim sadrımız ne zaman yarılacak? İnsanlar hâl-i cima’dan doğmuyor. İnsanları gönül döllüyor. Gönül çocuklarının çoğu, Onun için, yol evladı oluyor, bel evladı olmuyor!

Yol evladı olmak, Bel evladı olmaktan mukaddemdir.

Mazlum olun, zalim olmayın. Bazı mesleklere dost olun, bazısına olmayın! Kassab olmayın, sayyâd-ı bî-insaf  olmayın! Dellâl olmayın, dellâk olmayın! Kusurları, ayıpları açıp Settâru’l-uyûb’u rencide etmeyin!

Akıl, Akılsızlara gerektir. Aklı olan, aşkı seçsin! İslâm’da tenkid yoktur, tebliğ vardır. Fikre dostluk, tebliğ ile başlar.

Bunalım Batı adamınındır. Gerçek mümin, muvahhid kişinin bunalımı olmaz, evhamı olmaz! İslâm’da, tevehhüme itibar olunmaz. Zanna da itibar yoktur!

Ya Muhacir olun, ya Ensâr olun. Üçünçüsü olmayın!

İlk defa aşık oluyormuş gibi Kelime-i şehadet getirmedikçe, Müslüman olmuş sayılmazsınız.

Bize, Peygamber’i Ekber gibi, her şeyi görüp renkten renge girmeyen Temkin ehli kişi lâzım.

Mümin, yerinmez ve sevinmez. Çünkü dünyada, sevinecek ve yerinecek bir şey yoktur!

Her sabah evinizden hane halkınızı Allâh’a ısmarlayarak çıkınız. Hane halkına yaptığınızı, halka da  yapınız. Allâh’ın ahlâkıyla tahalluk ediniz, sanki, Allâhlaşınız!

İbrahimüyyü’l-meşreb olunuz. Duanın iyisi, Fatiha-i şerife’den ibarettir!

………………………..

Biliyoruz ki hiçbir peygamberi güzeller güzeli yüce peygamberimizi incittikleri kadar incitmediler. Ve bundan da çıkarıyoruz ki hiçbir ümmet-i Muhammed ümmetini s.a.v. incittikleri kadar incitmeyecekler.

Ve fakat buna rağmen ve bununla birlikte ve belki sırf bunu için diyoruz ki:

İyi günler uzakta değildir.

İyi günler vardır.

İyi günler gelecektir!

Yüce Peygamberimize ve bütün peygamber ahlâklı sevdiklerimize, hasretimizi derin hürmetimizi ve şefaat niyazımızı yine bir ümit ustasının Galib Dede Efendimiz’in dilinden bir kere daha yenileyelim diliyorum:

“Ümmîddeyiz, ye’s ile âh eylemeyiz  biz,
Sermâye-i  îmânı tebâh eylemeyiz biz,
Bâbın koyup ağyârı penâh eylemeyiz biz,
Bir kimseye, sâyende nigâh eylemeyiz biz
Sen Ahmed ü Mahmûd ü Muhammedsin Efendim
Hak’tan bize sultân-ı müeyyedsin Efendim”


Son söz olarak, bendeniz de Fethi Ağabey’in dediği gibi diyorum:

“Esir Türklere, esir müslümanlara dua ediniz. Eritre’den, Somali’den, Filipinlere kadar Kırım’dan Kerkük’e kadar -Filistin’den Doğu Türkistan’a kadar.. - Müslümanlara ve Türklere dua ediniz! Tefekkür ediniz, gayret ediniz, çileye soyununuz… Yeni bir dünya kurulacaktır, o gün için hazırlığınızı tamam ediniz!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: M. Salih Eren
21-03-10
E mail: Haberkültür.net
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İÇİMİZE ÇİLE TOHUMU EKMEK İSTEYEN ADAM
Online Kişi: 28
Bu Gün: 181 || Bu Ay: 9.438 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.106 || Toplam Tıklanma: 52.164.170