Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM | Okunma Sayısı: 3420 |
Büyük müctehitlere, din imamlarına, allâmelere, rasih ulema ve fuqahaya, kâmil mürşidlere, gerçek meşayihe, ziyalı salih kişilere, hakikî mü’minlere göre:
Hukuk sistemleri ikiye ayrılır: İlahî hukuk sistemleri ile insanların yaptıkları sistemler. İlahî hukuk sistemleri de kendi aralarında ikiye ayrılır: Bozulmamış, tahrife uğramamış, hükümleri kaldırılmamış geçerli ilahî sistem ile tahrife uğramış, hükümden kaldırılmış, geçersiz olmuş şeriatlar.
Hükümleri Allah’ın kadim kelamı olan Kur’an’dan, Muhbir-i Sâdık olan Allah’ın Resulünün (Salat ve selam olsun ona) Sünnetinden çıkartılmış olan İslam hukuku, hukuk sistemlerinin mükemmeli ve insan yapısına, fıtrata en uygun olanıdır.
Bu hukukun ana kurallarında, hükümlerinde, maddelerinde ihtilaf yoktur. Teferruatında, rahmete ve genişliğe vesile olan olumlu çeşitlilik vardır.
Beşerî hukuk sistemleri eskir, eskiyen kanunlar çöpe atılır, yenileri yapılır, onlar da eskir ve pörsür.
İslam hukukunun ve şeriatinin hükümleri insanlık sona erinceye kadar tazeliğini ve zindeliğini korur, hükümleri devamlı olarak yürürlükte kalır. Onlar evrenseldir, eskimez.
Beşerî kanunlar yanlışlarla doludur. Allah kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzehtir, O yanılmaz, onun koyduğu hükümler ve sınırlar doğrudur.
Resulullah kendi hevasından konuşmaz, hüküm koymaz. Onun sahih hadisleri ve Sünneti bir tür vahiydir, buna vahy-i gayr-i metluv denir.
Şeriat hukuku, hırsızın elini kesmezden önce hırsızlığın kökünü keser.
Her hukuk sistemi âdil değildir ama İslam hukuku adaletin ta kendisidir.
Şeriat hukuku insan haysiyetine en uygun hukuktur.
Bu ilahî hukuka yönlendirilen bütün tenkitler haksızdır, yersizdir ve çürütülmüş, red ve cerh edilmiştir.
İslam ceza hukukunun temel prensiplerinden biri kısastır, Kur’an “Sizin için kısasta hayat vardır” buyurmaktadır. İslam hukuk sistemi veya Şeriat can ve mal, din ve iman, ırz namus nesep güvenliğini sağlar.
İslam hukukunda zina etmek, Müslümanların kendi aralarında riba muamelesi yapmaları, resmî veya gayr-i resmî fuhuş köleliği, rüşvet, ihtikâr, namusa tecavüz büyük suçlardır ve âdil bir muhakeme sonunda bu suçları işledikleri sabit olanlara, başkalarına örnek olup korkutacak ağır cezalar verilir.
İlimleri, irfanları, kültürleri, ahlak ve karakterleri, kişilikleri yetersiz olanlar; İslam Şeriat hukukunun yüceliğini, yüksekliğini, faydasını, ulviyetini, meziyyetlerini hakkıyla anlayamaz ve hükümlerini hayata uygulayamaz.
İslam hukukunu uygulayacak kimselerin Hz. Ömer Fâruk zihniyetine ve meşrebine sahip olmaları gerekir.
İslam hukukunun uygulandığı ve halkın bu hukuka layık olduğu bir toplumda kapıları kilitlemeye lüzum ve ihtiyaç olmaz.
Ehl-i Sünnete göre, akıl İslam’ın ve din hukukunun kaynağı değildir ama ana vasıtasıdır. Aklı yüksek ve parlak olmayanlar, İslam’ın Şeriat hukukunu anlayıp idrak edemez. Çünkü bu hukuk yüksektir, ancak yüksek akılla, firasetle, iz’anla anlaşılabilir ve uygulanabilir.
Yazar: M. Şevket Eygi |
22-02-16 |
||
E mail: gazetevahdet.com | Tweet | ||