ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 2480
Yazar: Meryem Aybike Sinan
MASKELİ, SAHTEKÂR, ÇAKMA ENTELLER VE TAKSİM!

Bu ülke en çok sahtekâr ve maskeli sözde aydın takımından çekti!

Dalkavuk tipler her dönem ve çağda vardı ancak Tanzimat'tan sonra, batı kültür ve kaynaklarına yakınlık başladıktan, batılılar ile daha fazla içli dışlı olduktan  sonra öyle maskeler taktılar ki kimin dürüst, kimin sahtekâr olduğunu uzunca yıllar bilmeye imkân yoktu, olamadı!

İşte beş on gündür uğraştığımız meseleler ortadadır!

Bir kaşık suda fırtınalar yaratılmak istendi. Yeri geldiğinde özel işlerini, menfaat ve konumlarını garantiye almak adına hükümete olmayacak yağlar çeken,  yıllarca kendini savunduğu davaya feda eden gerçek ve samimi tabandan bile partici takılan (ancak yalandan tabii) riyakar liboşlar… Yeri geldi mi başka türlü konuşan ve anında bütün davasını satan ve türlü bahanelerin ardına saklanan bazı kapitalist, sosyalist maskeli İslamcılar, sonradan dönme solcular vb. oyuncu sözde entellerden fena halde bıkmış durumdayız!

Birkaç gündür birçok sözde büyük gazetenin o pek büyük, muhterem, akl-ı selim, o her şeyi bilen yazar ve çizerleri öyle yazılar kaleme aldılar ki “pesssssss” doğrusu. Neredeyse bütün bu olayları başbakanın üzerine yıktılar!

Bu taşkınlık yapan, ortalığı savaş alanına çeviren, hatta orada niçin bulunduğunu bile bilmeyen, hayat ve ülke hakkında ciddi düşünceleri ve birikimleri bile bulunmayan gençleri savunmada öyle ileriye gittiler ki bu başıbozukları ”ideal gençlik” diye sunanlar bile oldu!

Büyükçe bir gazetenin görüşleri oldukça küçük bir kadın yazarı, gerçek yüzünün dönük olduğu yere göre sayıp döktükten sonra bir de bu oyunbozanlara ( Y Nesli!) adını verip yere göğe sığdıramamış.

Y Nesli!

Yağmacı Nesil, Yarışçı Nesil, Yasasız Nesil olabilir ancak!

Kızlı erkekli çayırlara çimenlere devrilip, edep, irfan nedir bilmeden, ülkenin bekası nedir bilmeden, dul- yetim hakkı nedir bilmeden, kul hakkı nedir bilmeden, din - diyanet nedir bilmeden sırf bir iki sloganik ifade ile baştan ayağa dırı -vırı bahanelerle sokağa çıkanlar… Koskoca ülkeyi günlerdir saçmalıklarıyla meşgul eden, bütün dünyaya rezil eden bu koca koca adamlar, bu koca koca kadınlar mı bizim gençlik oluyor?

Hani nerede bizim özlediğimiz, idealize ettiğimiz Asımın Nesli! Neredeler?

Bu çakma entellerin öne sürdüğü gençlik olsa olsa “Nazımın Nesli” olabilir!

Bu sokaklara düşen tiplerin kendilerine ait bir dünya görüşü bile yoktur!

Bunlar birtakım lobilerin, ülkeyi eski günlerine döndürmek isteyen dış kaynaklı tezgâhların birer oyuncağı olmaktan başka, ülkede kargaşa yaratmaktan başka, kamu malını yağmalamaktan başka ne yaptılar? Saçma twitleriyle kendilerini tasvip etmeyenleri küfre ve tehdide varan tavırlarıyla iyice basitleşmiş, arka cephesi karanlık olan, üzerinde çalışılarak, mühendislik yapılarak sahnelenmiş bir kirli oyundur!

Şeyh Küşteri'den beri siyaset arenası birçok oyuna sahne oldu ve bu da o kirli tezgâhlardan birisidir!

Hasbelkader gazetelerin köşelerini refere mektuplarıyla, çeşitli ayak oyunlarıyla işgal eden, oralarda ancak bu ülkenin altını oyan,  yaşam biçimleriyle her biri Karun seviyesinde bir hayat süren, bir gün Türkiye'de altı gün Paris'te, Londra'da takılan, her şehirde saraycıkları olan bu tuzu kuruların yaptığı yorumların hepsi yanlı, sakat ve tutarsızdır!

Birkaç ağaçtan başlayıp, ülkenin her meselesini sokaklara taşıyan, suni gündemlerle toplumu geren, renkleri bir türlü belli olmayan ve menfaatlerine göre konum belirleyen bu çakma aydınları, sanatçıları, gazetecileri de artık ayıklama zamanı gelmiştir!

Toplantı ve söyleşilerinde  “kandil kutlamak hurafedir, ölü dindir” diyen kendini sosyalist - islamcı diye konumlandıran bir zat-muhteremin, Miraç gecesi o meydanda gençlere seslenirken ”Gençler kalkışmanız kavi olsun!”  şeklinde kullandığı ifadeler vardı ki her zaman acı bir tebessümle ve ibretle hatırlayacağım!

Artık bu ülkenin derdini çekenler, meseleleri olanlar,  bu olup bitenleri iyi analiz edip, ortalığı kaynatan bu güruhu tanımalıdır! Ortamı gördüklerinde nasıl fırsatçılık yaptıklarını, birtakım çevrelere yaranmak için nasıl yan çizdiklerini görmelidirler!

Başbakanın da söylediği gibi bu ülke “Yolgeçen hanı değildir!”

Bir gençlik bu kadar basiretsiz olabilir mi?

Bu tip kalkışmaların ülkeleri felakete götürebileceğini bile ayırt edemeyen bu gençlere mi yarınlarımızı emanet edeciğiz? Fatih sultan Mehmet daha yirmi bir yaşında çağ açıp çağ kapatan bir ufka ve derinliğe sahipti! Nerede o ufuk ve derinlik! Nerede o vakur duruş!

Asıl gençlik, Akif'in Nesli bu olaylarda şükürler olsun ki bütün meseleleri acı bir tebessümle ve ibretle seyretti, dersler çıkardı, analizler yaptı. Allah onların sayısını ve irfanını artırsın inşallah!

Yüreğimizi dağlayan şehit polisimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Muhabbetle kalınız!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Meryem Aybike Sinan
10-06-13
E mail: haber7.com
 
 
Yorumlar: 2
NOMAN
ÇOK GÜZEL BİR ANALİZ
Tarih : 13-06-13

Meryem Hanım'ın bu analizi çok isabetli.

 
Alaettin
Manzara
Tarih : 12-06-13

e ihsan etsin

 
MASKELİ, SAHTEKÂR, ÇAKMA ENTELLER VE TAKSİM!
Online Kişi: 9
Bu Gün: 183 || Bu Ay: 2.083 || Toplam Ziyaretçi: 2.229.979 || Toplam Tıklanma: 52.252.614