ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 2089
Yazar: Ergün Diler
MISIR'DAKİ DARBENİN GÖRÜNMEYENLERİ

DARBE!

Alışkanlıklarımız, duygularımız, ilişkilerimiz, forma aşklarımız, hayat ritimlerimiz, zaaflarımız, konforumuz bize her daim AKLI devredışı bırakmayı öğütlemiştir!
Soru sormayı bilmeyince, merak etmeyince, gerçeklerin peşine ısrarla düşmeyince belki hayat çok daha kolay! Frekans bozucu bir bilgi ile karşılaşmamak elbette tercih sebebi! Kimse kurduğu ya da farkında olmadan HEDİYE edilen küçük dünyalarının zarar görmesini istemez! Bu nedenle de yüzleşmeden ısrarla kaçar!
Bunun sonucu olarak da bikini ile Taksim'e çıkmayı, elde kadehle Asmalı Mescit'i boydan boya katetmeyi ya da binlerce insanın gelip geçtiği bir köşe başında ihtiyacını gidermeyi ÖZGÜRLÜK zanneder!
Bunlar önemli olmakla birlikte asıl ülkenin özgür olması şarttır! Eğer yaşadığınız topraklar aslında sizin tarafınızdan yönetilmiyorsa sınırlar içinde ne yaptığınızın çok da önemi yoktur! Devlet bizim değilse ÖZGÜR olmak ve yaşamak pek gerçekçi değildir!
Ama hem sivillerin hem de askerlerin bir bölümü bunu uzun süre anlamadı!
Devlet kendi vatandaşı ile mücadele etti!
Asker insanları sınıflara ayırıp fişledi. İstihbarat dosyalar tuttu!
Üç kıtada hüküm süren TÜRKLER artık kendi ile savaşır hale getirilmişti! Bunun yanlışlığını gören de senaryonun DIŞARIDA yazıldığını anlayan da yoktu!
Türkiye ilk kez DEVLETİYLE bu oyunu boşa çıkarmaya başlayınca hedef oldu!
Başbakan da Genelkurmay Başkanı da MİT Müsteşarı da istenmeyen isimlerdi!
Kim tarafından?
Türkiye'yi uzun yıllardır kontrol eden Londra-New York-İsral üçgenindeki güç tarafından!
Peki ne değişmişti Ankara'da?
Cevap şu satırlarda! "Bütün dünya şu anda bizim gözümüzün içine bakıyor. Bu toplantıda bir araya gelmemize vesile olan Allah'a hamdolsun"
Bu sözler askerler tarafından indirilen Mursi'ye aitti! Geçtiğimiz Eylül ayında AK Parti'nin Büyük Kongresi'nde söylemisti! O kongre çok önemliydi! "Türkiye'nin peşindeyiz" demek için bölgedeki önemli birçok siyasi figür koşup Ankara'ya gelmişti!
Hem Büyük Türkiye resmen tanınmış hem dünyaya "Ankara bizim ağabeyimizdir!" mesajı verilmişti...
Mısır lideri Mursi'nin yanı sıra, Barzani, Tarık Haşimi, Neceyfi, Ljajic, Tsvetanov, Sladjic, Schröder, Gilani, Allawi, Ghannushi, Halit Meşal, Hasan Ishaaq, Eui-Yong gibi Sırbistan'dan Endonezya'ya kadar açılan yelpazede kim varsa gelip Türkler'in yeniden dünya sahnesine çıkmasından duydukları memnuniyeti bildirdi!
Darbeyle giden Mursi de "Türkiye'nin attığı her adımın yanında ve arkasındayız" dedi! Bu İSLAM coğrafyasının artık Türkiye tarafından korunduğu ve kollandığı anlamına geliyordu!
Londra-New York-Tel Aviv üçgeni bu çıkıştan çok rahatsız oldu!
Kraliçe ve BARONLARIN Ortadoğu'daki 200 yıllık egemenlikleri tehlikedeydi!
Kenetlenmiş devletleri bir şekilde çözmek zorundaydılar!
Ankara çekim merkezi olmaktan çıkmalıydı!
Halkın getirdiği Mursi, göreve atadığı komutan tarafından alaşağı edildi! Nasıl Kenan Evren darbeyi neden yaptığını bilmiyorsa SİSİ de bilmiyordu! Ne yazık ki TAHRİR'i dolduranlar da darbeyi yapanlar değildi!
Her askeri müdahale DIŞARISI tarafından içerideki AKILSIZLARA yaptırılırdı! Amacı da DIŞ POLİTİKAYI kökünden değistirmektir!
Mursi bu yüzden gitti!
Darbenin mutlu ettiği kesimler belli!
Avrupa, İsrail, Esad ve günlerdir Mısır ordusuna mektup yazan içimizdeki yabancılar!
BARONLAR ellerindeki küresel medya ile Türk ordusunu da sarsmaya çalışıyor!
Özellikle GEZİ eylemlerinde polise destek veren askerin BARONLARA "Oyun bitti! Artık milletin ve devletin yanındayız!" mesajı vermesi Londra'yı şaşırttı!
Oysa onlar orduyu kışkırtıp içeriyi karıştırmak istiyorlardı!
Işık Koşaner Paşa ve arkadaşları istifa ettiğinde bunu fırsat bildiler!
Oysa istifanın getirdiği bir kriz yoktu!
Ankara, ORDU'yu uzun vadeli bir planla düzenliyordu! Özel Paşa da zaten ismi gibi ÖZEL'di! Her görevi eksiksiz yerine getiren ender isimlerdendi! Babasını kaybettiğinde ilk gelenin IŞIK PAŞA olması da tesadüf değildi!
Ayrıca Erdoğan'la Işık Paşa arasında en küçük bir sorun bile yoktu! Öyle olsa Erdoğan, en entellektüel asker olarak bilinen Işık Paşa'ya emekliliğinden sonra araç tahsis edip jest yapar mıydı?
Ayrıca Avrupalı güçler tarafından cezaevine atılan birçok asker de hükümetin arkasında olduğunu resmen belli yerlere söyledi!
Mısır'da Kraliçe ve adamları Mursi'yi indirse de ne olacağı çok net değil! Sadece ilk raundu kazandılar!
Unutmayın onların bütün derdi Büyük Türkiye'nin önüne geçmek!
Mısır'da askeri yanlarına alıp TEST sürüşü yaptılar! İstedikleri İstanbul merkezli ayaklanma!
Eğer bunu denerlerse asker göstericilerin karşısında olur! Demedi demeyin! Çünkü devlet BÜYÜK TÜRKİYE idealinin etrafında kenetlendi!
Ama biz ne dersek diyelim İstanbul bunu yaşayacak! Kaçış yok!
Sadece herkes uyanık olsun ve safını belirlesin!
Ya Türkiye'nin yanında olacağız ya da karşısında! Üçüncü bir şık yok!

NOT 1: Batı basını, Mısır'daki olaya 'darbe' demiyor. Çünkü, akıllarının arkasında, Erdoğan'ı götürüp içerideki birini Başbakan yapmak yatıyor.
NOT 2: Mursi, Süveyş Kanalı'ndaki İsmailiye, Port Said ve Süveyş kentlerindeki limanları millileştirdi. Bu durum, 25 ülkenin tepkisiyle karşılandı. Neden ordunun hışmına uğradığını şimdi anladınız mı!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ergün Diler
05-07-13
E mail: takvim.com.tr
 
 
Yorumlar: 1
İhsan Efendioğlu
Londra - New York - İsrail Üçgeni
Tarih : 08-07-13

Yazar Türkiye'yi uzun yıllar kontrol eden Londra-New York-İsrail Üçgeninden bahsediyor. Son yüzelli-ikiyüz yıldır başımıza gelenleri, İslam dünyasının başına gelenleri, bizden zannettiğimiz yöneticilerin bizlere, Müslümanlara neler çektirdiğini düşündüğümüzde nasıl bir ihanetin içinde olduğumuzu anlıyoruz. Bunu gençlerimize de çok iyi öğretmeliyiz, anlatmalıyız. Milli Eğitimin içinde bulunduğu hâli düşününce yine iş başa, analara, babalara, millete düşüyor. Bu yazı ile birlikte Yusuf Kaplan'ın Prof. Dr. Teoman Duralı ile yapmış olduğu sohbeti dinlemekte fayda var. http://www.youtube.com/watch?v=JHrSrfueC9c

 
MISIR'DAKİ DARBENİN GÖRÜNMEYENLERİ
Online Kişi: 12
Bu Gün: 92 || Bu Ay: 7.603 || Toplam Ziyaretçi: 2.239.833 || Toplam Tıklanma: 52.345.230